Hüzün dolu ramazan ayı

11 ayın sultanı olarak kabul ettiğimiz hem ruhumuzu hem bedenimizi dinlendiren bir Ramazan ayına daha bugün itibarı ile “merhaba” diyoruz.

Pandemi dolayısı ile geçtiğimiz yıl daha önceki yıllardan değişik bir ramazan yaşadığımızı hepimiz biliyoruz, Sağlık önlemleri çerçevesinde teravih namazları kılınmaması da bir noktada normal karşılandı ancak insanın en yakınında bulunan başta anne babası olmak üzere dostları ile akrabaları ile arkadaşları ile bir araya geldiği o muhteşem iftar sofraları da pandemi dolayısı ile yapılamadı.

Yerel yönetimlerin sadece siyaset adına geçmiş dönemlerde gerçekleştirilen ve nerede ise her akşam yerleşim merkezlerinin bir mahallesinde oluşturdukları toplu iftarlar geçtiğimiz yıl itibarı ile  hem toplum nezdinde tepki çektiğinden hem de ekonomik gerekçeler yüzünden zaten kaldırılmış durumdaydı.

Bugün oruca 06 Şubat pazartesi günü meydana gelen ve açıklanan rakamlara kadar 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremin gölgesinde başlayacağız, Kahramanmaraş merkezli ve yaklaşık 13,5 milyon nüfusu etkileyen deprem sonrası her zamankinden çok daha hassas bir ramazan geçireceğimizi hemen herkes biliyor.

Çoğumuz farkındayız bugün “merhaba” dediğimiz bu ramazan ayında eskisi kadar “erzak kolisi de” yok, her ne kadar yöresel dernekler ve bir kısım belediyeler kısmı erzak kolileri dağıtsalar da bunun yerine her isteyenin istediği temel gıda ürünlerini alabileceği alışveriş kuponları daha fazla.

Pandemiden ve depremden önceki ramazanları hatırlıyoruz, Daha çok eş-dost ile yapılan iftar sonrasında bir kısım teravih namazına gidiyor, namaza gitmeyen kitlelerde iftarda bol miktarda tükettikleri yemeleri hazmedebilmek adına iklim şartlarına göre kapalı yada açık alanlarda nerede ise sahura kadar sohbet ediyorlardı.

İçerisinde bulunduğumuz ramazan ayında eskiden olduğu gibi yine iftar sonrasında teravih namazına gidenler olacak, teravih sonrasında arkadaşları ile bir arada olma yöntemini seçenlerinde olacağını düşünüyoruz.

Ancak pandemi sonrası karşı karşıya kaldığımız acımasız deprem koşullarında çok büyük sıkıntılar çeken en yakınındakilerini  toprağın kara bağrına gömen milyonlarca vatandaşın en azından bu ramazanda eski ramazanlar gibi rahat ve serbest davranacaklarını hiç sanmıyoruz.

Bu psikoloji ile içerisinde bulunduğumuz ramazan ayının da geçen yıldaki şartlar gibi olacağını düşünüyoruz, Depremin  ağır koşullarından henüz çıkamamış ve o zor psikolojinden henüz sıyrılamamış milyonlarca vatandaşımız gibi bizde bu ramazanı fazla kalabalıklara karışmadan geçirmeyi düşünüyoruz.

Bugün “merhaba” dediğimiz mübarek ramazan ayının tüm İslam alemine hayırlar getirmesini temenni ediyoruz, Birlik ve beraberlik duygularının en üst noktada yaşandığı bir ay sonrasında Deprem etkisinin kısmen de olsa  ortadan kalkmış bir iklimde hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek hepimizin ortak beklentisi.

Allah tuttuğumuz oruçları yaptığımız ibadeti kabul etsin..