Hey Gidi Dünler

eni doğan bebeye, yeni açılan yuvaya “uğur getirsin” diye ağaç dikme geleneğini…

Büyüme masalı eşliğinde, 68’lilerin bazıları bile yeni sistemin dümenine geçti, onların dilinden anlatılan küreselleşme içerikli bir sürü postmodern palavra ile kandırıldı halk.

Hollywood dizileri, reklamlar, AVM’ler eşliğinde değişim hızlandı. Kırıldı ülkenin orta direği ve tabanla tavan arasında hiçbir bağ ve ortak payda kalmadı yurttaşlar arasında... Sonuçta bu ülkede üretilen toplam fayda, yerçekimine meydan okurcasına yukarıya akmaya başladı.

olay paranın değil, sağlıklı yaşamın peşine düşmesini sağlamak... Tarım işkolunda yer alanları eğitmek, aydınlatmak... Böylece doğal üretimle yeniden Türk tarımının uluslararası pazarda aklanmasını da gerçekleştirmek...

Sonuç olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Osmanlı’dan kalan borçları bile ödeyen tarım işkolu; özveriyle, inatla ve umutla yeniden canlandırılmalı, yeniden ekonomik kalkınmamızda öncü olmalıdır. Çünkü Atatürk'ün EFENDİLİK payesi verdiği köylümüze yakışan da bu öncülüğü başarmaktır. Biliyoruz ki yurdunu, ulusunu, toprağını yürekten seven Türk Köylüsü bu başarıya kesinlikle ulaşacaktır.