“HEPSİNİ YAKALA PARTİSİ”…

14 Mayısta ülkemizin geleceği açısından çok önemli bir seçime gidiyoruz.

Bu seçim, ittifakların yarışacağı bir seçim olacak…

İttifaklar, armudun sapı, üzümün çöpü demeden tüm siyasi partilerin kapılarını çalıyorlar…

Bu durumu yadırgamıyorum bilakis ülkemiz açısından çok yararlı da buluyorum.

Yıllardır çeşitli algılarla, korkularla koalisyonların kötü olduğu topluma empoze edildi.

Toplumlar da bu algıların etkisinde kalarak, gerçekte oy vereceği partinin barajı aşamayacağını düşünerek, oyunu istemeyerekte olsa büyük partilerden birine verir duruma geldiler…

Neticede ülkemizi tek adamın hâkimiyetine teslim etmiş olduk… Olan da ülkemize oldu.

Dünyada çoğu ülkeler koalisyon hükümetleriyle yönetiliyorlar.

Hatta bazı ülkelerde partiler tek başlarına iktidarı kazanmış olsalar bile hükümeti muhalefet partileriyle ortaklaşa da kurabiliyorlar.  

Günümüzün bu siyasi anlayışına “Hepsini yakala partisi” deniyor…

Genelde partiler, kadro partileri ve kitle partileri olarak ikiye ayrılıyor…

Çok önemli iddialı programları olsa da bunu dar bir kadro ile ancak seçimden seçime tanıtmaya çalışan ve seçimleri kazanmaları çok zor olan partilere kadro partileri deniyor…

Kitle partileri ise devamlı büyümeyi, halkın her kesimine ulaşmayı amaçlayan, üye sayılarını artırmayı, üyelerle ilişkileri canlı tutmaya çalışan partilerdir…

Kitle partileri iktidar olabilmek için tabanlarını genişletmek zorundadırlar…

Dünyamız, Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla, tek kutuplu bir küreselliğe doğru yol alıyor… Küreselleşme ile birlikte ne yazık ki sömürü daha çok artmaya başlamıştır… Sermayenin serbest dolaşması, nerde ucuz işçi emeği varsa oralara yerleşerek daha çok kâr etmenin yollarını bulmuştur…

Tüm bu gelişmeler partileri de birbirine benzetmeye başlamış, partiler arasında derin uçurumlar ortadan kalkmaya başlamıştır…

“Hepsini yakala” siyasi anlayışı, iktidar olmak isteyen kitle partilerinin partilerine oy kazandıracak, Belediye Başkanlığı- Milletvekili kazandıracak adayların geçmişteki siyasi görüşlerine bakmadan partilerinden aday gösterme anlayışına dayanıyor… Önemli olan iktidar olmaktır… Çok oy getirecek adaylar da bu yönleriyle tercih ediliyorlar…

Ülkemizde geçmiş dönemlerde ANAP bunu başarıyla yaptı… Dört farklı görüşü bir potada tutarak tabanını genişletti ve iktidar oldu…

AKP’de ilk başlarda aynı yolu izleyerek iktidar oldu… Çok değişik gruplara, farklılıklara bu yönde önemli mesajlar verdi… İktidarını pekiştirince, süreç içinde kendi özüne dönmeye başladı… İlk dönem adaylarıyla son dönem adaylarını karşılaştırdığınız zaman bu durumu rahatlıkla görebilirsiniz…

Almanya partileri neden Türkleri seçimlerde aday gösteriyorlar. Bunun tek bir nedeni Türk seçmenlerinin oyunu partilerine çekebilmektir…

CHP, iktidar olmak istiyorsa Hepsini yakala” anlayışıyla hareket ederek tabanını genişletmek zorundadır… Ülkemizde sevilen, başarılı olan kişileri partisine alarak aday göstermesi kadar doğal bir şey olamaz…

Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı gösterilmesini ve seçimin kazanılmasını da bu açıdan değerlendirmek gerekir…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hepsini yakala anlayışıyla Yerel seçimlerde çok başarılı olduğunu düşünüyorum.

“Hepsini yakala partisini” yabana atmayın… İktidar olmanın yolu bu partiden geçer… Bunu yapmazsanız, kadro partisi olarak kalmaya mahkûm olursunuz…

Dünya değişiyor, Toplumlar değişiyor. Dinsel anlayışlar da değişiyor.  Dünya eskisi gibi o kadar büyük değil, sadece küresel bir köydür…

Sihirli kutu sayesinde artık herkes her şeyi görüyor… Bilgi de kimsenin tekelinde değil… Her türlü bilgiye ulaşmak kolaylaştı.

Siyaset aynı zamanda uzlaşma sanatıdır. İktidar olabilmek için farklı görüşteki partilerle ortak hükümet kurmak; ortak akılla hareket etmenin de yolunu açacağı için ülkeyi tek adamlıktan, tek karar vericilikten de kurtaracaktır.

Hepsini Yakala Partisi… Kısaca HYP