HAİN İZMİR VALİSİ KAMBUR İZZET

Bu ülke nice kahramanlar yetiştirdi… Bir o kadar da hain. Bu hainlerden biri olan Kambur İzzet Efendi’yi tanıyalım

 Bu hainlerden biri Kürt Ahmed İzzet Paşa, Kambur Ahmed İzzet Bey olarak da bilinir, (1871, İstanbul -1920), bir Osmanlı Kürt, vali ve bakandır. Kürt Said Paşa'nın üvey kardeşi ve Mehmed Şerif Paşa ile Kürt Fuad Paşa'nın amcası Hüseyin Paşa'nın oğludur.

Osmanlı Devleti, 1914 yılında girmiş olduğu I. Dünya Savaşı’nı kaybetmiş, 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile savaştan çekilmiştir. Savaşın sona ermesi ile birlikte İtilaf Devletlerinin işgalleri başlamıştır. Bu işgaller içerisinde Türk halkının en çok tepkisini çeken olay, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesidir.

İzmir’in işgali hem Türk halkının mücadele azmini harekete geçirmiş hem de işgallere karşı silahlı direnişin başlamasına neden olmuştur. Çalışmamızda, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edildiği sırada İzmir Valisi olan İzzet Bey’in kaleme aldığı, 14-18 Mayıs 1919 tarihleri arasındaki olayları anlatan 14 sayfalık rapor esas alınmıştır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan rapor, İzmir’in işgali öncesindeki gelişmeleri, işgal sırasında yaşanan olayları, Türklerin maruz kaldıkları kötü muameleleri, İzzet Bey’in İtilaf Devletleri temsilcileri ve İstanbul Hükümeti ile yaptığı yazışmaları ve halkın olaylar karşısındaki tepkilerini anlatmaktadır. Amacımız daha önce İzmir’in işgali ile ilgili olarak yayınlanmış bilgileri, raporda yer alan bilgilerle karşılaştırmak, aralarındaki farklılıkları ortaya koymak ve İzmir’in işgalini, o sırada en yetkili mülki amir konumunda olan İzzet Bey’in ağzından bir kere daha anlatmak ve işgal karşısında İzzet Bey’in tavrı hakkında bilgi vermektir.

Raporu kaleme alan Ahmet İzzet Bey, 1871 yılında İstanbul’da doğmuştur. Üsküdar Rüştiyesi ve iki yıl devam ettiği yabancı dil okulundan sonra, 1885 yılında göreve başladığı Bab-ı Âli Tercüme Odasında 24 yıl hizmet vermiştir. 1909 yılında Hariciye Nezareti Müdürlüğüne atanan İzzet Bey, 1912–1913 yılları arasında Van valiliği yapmıştır. Hariciye Nazırı Kürt Said Paşanın biraderi olan İzzet Bey, Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra 11 Kasım 1918 tarihinde kurulan, Birinci Tevfik Paşa Hükümetinde Evkaf-ı Hümayun ve 14 Ocak 1919 tarihinde kurulan İkinci Tevfik Paşa Hükümetinde, Evkaf-ı Hümayun Nazırlığı yanında vekâleten Dâhiliye Nazırlığı da yapmıştır. 11 Mart 1919 tarihinde Aydın Valiliğine atanmış, 23 Mart 1919 tarihinde valilik görevine başlamıştır . Aydın Vilayetinin idare merkezi İzmir olduğu için bundan sonraki ifadelerde, İzzet Beyin görevi hakkında bilgi verilirken “İzmir Valisi” ifadesini kullanmayı uygun gördük. İzmir Valiliğine İzzet Bey’in atanması, Hürriyet ve İtilaf Partisi yanlısı olması nedeniyle, İtilaf Devletleri tarafından da uygun görülmüştür. Bu tayin ile Hükümet, Rumların yapmakta oldukları taşkınlıkları, İngilizlerin desteğini alarak dizginlemek istemiştir.

Bilge Umar ise Vali İzzet Bey hakkında şu yorumu yapmaktadır; “İzzet Bey, mütareke yıllarında işbirlikçi Türk Hükümetinin İstanbul ‟da kurduğu Türk savaş suçlularını cezalandıracak askeri mahkemenin, „divan-ı harp‟in başı olan Nemrut adı ile tanınmış olan Kürt Mustafa Paşa’nın kayınbiraderi idi; silik, şahsiyetsiz, yüreksiz, aciz, ulusu değil sarayı velinimet sayan, saraya körü körüne bağlı bir adamdı. Zaten iç ve dışta „çetin ceviz‟ olarak görülen, Nurettin Paşa yerine İzmir Valiliği‟ne tayin edilmesi de büyük ihtimalle bu yüzdendi. Yeni vali göreve başlar başlamaz İzmirli Türk aydınların örgütlenme çabalarını köstekledi. Hatta dernek yöneticilerini vilayet konağına çağırarak onlara, „Herkes sizi İttihatçılık ve Bolşeviklik ile suçluyor. Devletin bu nazik günlerinde İzmir ‟de huzuru bozmanıza izin veremem‟, diyebildi”. Valilik görevi süresince Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı bir idare gösteren, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine karşı düşmanca bir tutum sergileyen, gerek İzmir’in işgali sırasında ve gerekse işgal sonrasında Yunanlılara karşı takındığı tavır nedeniyle eleştirilen İzzet Bey, 5 Ocak 1920 tarihinde kalp krizinden ölünceye kadar görevini sürdürmüştür. Valilik görevi boyunca Yunanlılarla uyumlu bir şekilde çalışan İzzet Bey, Yunan Hükümeti tarafından “Anoteron Taksiarhis” nişanıyla taltif edilmiştir. İzzet Bey’in cenazesine, Yunanistan’da korgeneral rütbesine erişmiş bir askerin cenazesine eşdeğer ihtimam gösterilmiş, İzmir’deki üst düzey askeri ve mülki görevliler törenine katılmıştır.

 İzzet Bey’in cenazesi, 6 Ocak 1920 tarihinde yapılan törenle, Şeyhler Mahallesindeki Emir Sultan Dergâhı Haziresine defnedilmiştir .İzmir valisi Kambur İzzet…Öldüğünde cebinde Yunan madalyası çıktı. İzmir işgal edilince Yunan Konsolosluğuna sığınıp, şehri Yunanlılara teslim etmişti.

İzmir ve işgal

 

13 Mayıs 1919 günü, öğleden sonra Iron Duke zırhlısı ile İzmir’e gelen İngiliz Akdeniz Filo Komutanı Amiral Galthorpe’nin vakit geçirmeden, Komodor Fitzmaurice (İngiliz), Tümamiral Duvauroux (Fransız), Albay Maglino (İtalyan), Dayton (Amerikan) ve Mavrudis ile yaptığı bir görüşme sonucunda, Fransızların Foça’daki bataryaları, İtalyanların Karaburun, İngilizlerin Kösten Adası, Yunanlıların ise Sancakkalesi Tabyasını 120 kişilik müfrezelerle işgal etmeleri kararlaştırılmıştır. Bu kararın 14 Mayıs sabahı, saat 9’da İngiltere’nin İzmir konsolosu James Morgan tarafından İzmir Valisi İzzet Bey’e, Albay Smith tarafından da 17. Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’ya tebliğ edildiği bilinmektedir.

15 Mayıs sabahı Yunan askerleri, Punta İskelesindeki Avcılar Kulübü önünden araya çıkmaya başlamıştır. Karantina istikametine doğru yürüyüşe geçen Yunan ordusunun bir müfrezesi Saat 10’a doğru, etrafında büyük bir kalabalık olduğu halde, Hükümet Konağına doğru yürüyüşe geçmiştir. Hükümet Konağının köşesinden bir silah sesi gelmesi üzerine, Yunan askerleri Sarı Kışlaya ve Hükümet Konağına ateş etmeye başlamışlar ve bu durum 1.5 saat kadar sürmüştür. 15 Mayıs günü, memurların maaş günü olduğundan, kalabalık bir memur topluluğu Hükümet Konağında toplanmıştır. Memurlarla birlikte Yunan askerlerini bekleyen İzzet Bey, bütün memurları binanın ortasındaki koridora toplamış ve silah seslerini duyan yabancıların yardıma geleceklerini belirterek, onları sakinleştirmeye çalışmıştır.

İngilizlerin her dediğini yapan Padişah Vahdettin ve Damat Ferit, İngilizlerin emriyle Kambur İzzet Paşa’yı Aydın ve havalisine vali olarak atadılar. İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Richard Webb İngiliz Dışişleri Müsteşarlığına yazdığı raporda, “Görünürde ülkeyi işgal etmedik ama şimdiden valilerini atıyor veya görevden alıyoruz,” diyordu. İngilizlerin sağ kolu Kambur İzzet idi. Kambur Osmanlı tarihinin gördüğü ender silik, kişiliksiz, yüreksiz ve korkak, uşak ruhlu yöneticilerinden birisiydi. Büyük bir İttihatçı düşmanıydı. İlk icraatı Anadolu’da örgütlenmeye başlayan MUSTAFA KEMAL’İ destekleyen “Anadolu” ve “ Duygu” gazetelerini kapatmak olmuştu. Ardından, tüm yerel örgüt yöneticilerini toplayarak, ”Herkes sizi İttihatçılık ve Bolşeviklikle suçluyor. Devletin bu nazik günlerinde, İzmir’de huzuru bozmanıza izin vermem, ”diyerek tehdit etti. Aya Fotini Kilisesi’nde toplanan Rumlara da müjde verdi: “İzmir işgal edilecek. İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe, İzmir’de işgali yönetecek. İzmir’de ortalık süt liman.”

Yunanlılar geldi; Nadir Paşa elinde bir beyaz bayrakla teslim oldu. Hizmetine karşılık olarak, Yunan kumandanı bu haini tokatladı, yere düşünce de bir çavuşa tekmeletti.15 Mayıs 1919 sabahı…Mevlevi Şeyhi Nuri Efendi başkanlığında bir heyet Kambur İzzet’i ziyaret etti. Olup biteni öğrenmek istiyorlardı. Kambur onlara işgalin olmayacağını, sadece asayişi sağlamak için polis birliklerinin çıkarılabileceğini söyleyerek, zaman kazanmaya çalıştı. Tam o sırada heyetten biri,“ Vali beyefendinin ne kadar doğru söylediğini anlamak isteyenler pencereye gelsinler,”dedi. İşgal kuvvetlerinin gemileri körfeze giriyorlardı. Vali panikleyerek kaçmaya çalıştı ama korkudan yere yığılı, kaldı.

Yunan askerleri Alsancak ve Pasaport iskelelerinden karaya çıktılar. Metropolit Hrisostomos ve Ortodoks Papazlar, askerleri dinî törenle takdis ettiler. Kambur İzzet Yunan birliklerinin özel bir törenle ve saygı ile karşılanmasını emretti. Ardından da İngiliz Büyükelçiliğine sığındı. Kambur İzzet gerek işgal sırasında, gerek işgalden sonra, Yunanlılarla kalp krizinden öldüğü güne kadar, kusursuz bir uyum içinde çalıştı. Hizmetleri büyüktü. Yunanlılar kendisini “AnoteronTaksiarhis” nişanı ile ödüllendirdi. Cenazesi, yine Yunan hükümeti tarafından, korgeneral rütbesinde bir askere eşdeğer tutularak askerî ve mülkî erkânın katıldığı görkemli bir törenle Emir Sultan Dergâhı Haziresi’ne defnedildi. Kambur İzzet öldü. Ancak aynı karakterin temsilcileri hala yaşıyor.

 Faydalanan Kaynaklar

12 Türk İstiklal Harbi, II, Batı Cephesi, 1.kısım, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı yay, Ankara, 1999,

Erhan, Çağrı (1999). İzmir ve Çevre Bölgelerin Yunan İşgali: Müttefikler Arası Araştırma Komisyonu Raporu (Mayıs-Eylül 1919)

 İzzet (2016/03/02)."Ahmet İzzet Bey”. İslam Ansiklopedisi.