FİNANSAL OKURYAZARLIK VE FİNLANDİYA

Geleneksel okuryazarlık, bireyin okuma yazma becerisine sahip olmasıdır. Günümüzde bu aşama geçildiği için okuryazarlık yazılı kaynakları kullanma, anlamlandırma, yorumlama, iletişim kurma ve hesap yapma yeteneği anlamında kullanılmaktadır. Görsel okuryazarlık, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, çevresel okuryazarlık, kültürel okuryazarlık gibi birçok disiplin günümüzün başlıca konularındandır. Okuryazarlıkta, belli bir düzeyde bilgi sahibi olmak, yorumlama ve değerlendirme yeteneğine sahip olmak gerekir.
 

Dünyadaki; değişim, dönüşüm ve yeni yaşam pratikleri ister istemez hayatımıza bir şekilde sirayet etmektedir. Çünkü daha dinamik bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojinin başını çektiği hızlı gelişmeler toplumların olaylara bakış paradigmalarını yeniden tanzim etmeyi zorunlu kılmaktadır. Böyle olunca geleneksel yöntemler, çoğu zaman işe yaramıyor. Bu gelişmelerin ana arterinde ise eğitim vardır. Eğitimde istenilen ivme kazanıldığında sorunları çözme ve yenilikleri yönetme kolaylaşıyor. İnsan kaynaklarını ve sermayeyi yönetmedeki beceriler üretime dönüştürme sinerjisini artırmayı sağlıyor. Bunun tipik örneğini günümüzde Çin'de görüyoruz. Eğitim, verimlilik, üretim ve pazarlama gibi enstrümanları uyumlu şekilde çok iyi kullanan ülkelerin başında geliyor.
 

Eğitimde örnek ülke gösterilen Finlandiya ise PİSA sınavlarında finansal okuryazarlıkta Estonya'dan sonra ikinci sıradadır. Finlandiya' da açılan tematik ekonomi okulları eğitimin bileşenleri içerisinde önemli bir yere sahiptir. Okullarda sadece akademik eğitim verilmiyor, öğrenciler çok yönlü hayata da hazırlanıyor.  Finlandiya’da öğrenciler; iş dünyası, ekonomi ve toplumun nasıl işlediğine dair ya da bir işe nasıl başvuracaklarını öğrendikleri 10 derslik bir programa katılıyor. 12-13 yaşlarındaki bu çocuklar programın sonunda iş üniformalarını giyip takım çalışması yapmak, kazandıkları parayla yiyecek ve içecek almak, hatta çok fazla harcama yaptıklarında ya da acil nakde ihtiyaç duyduklarında ne olacağını öğrenmek için konuyla ilgili oluşturulan iş köyünde bir gün serbest bırakılıyorlar. Böylece okulda öğrendiklerini pratiğe dönüştürüyorlar.

Finlandiya, 2030 yılına kadar dünyadaki en yüksek finans okuryazarlık seviyesine ulaşmayı hedefliyor. The Financial Times gazetesinden Richard Milne yaptığı haberde konuyu detaylandırıyor. Helsinki'deki Lauttasaari Uluslararası İşletme Lisesi'nden öğretmen Simo Karvinen, "Finlandiya'da finansal okuryazarlıkla ilgili hedef, insanların sürdürülebilir ve değer yaratan ekonomik kararlar alması. Bu kararlar da bireyler, haneler, işletmeler ya da toplum içindeki neredeyse tüm faaliyetler için önemli. Dolayısıyla mesele sadece sermayenizi nasıl yöneteceğinizle ilgili değil" diyor.
 

Lise son sınıfta okuyan öğrencilerden Emmi Koivumäki ise "İhtiyacımız olan pek çok pratik şey öğrendik" derken bir diğeri, Emilia Malkov da "En önemlisi diğer insanlarla iletişim kurmayı öğreniyoruz. Bunu okul sırasında oturarak kazanamazdık" diye ifade ediyor. Artık bilgiden çok bilgiyi kullanmanın ön plana çıktığı günümüz dünyasında çok yönlü, gelişmeye açık ve inovatif çözümler üreten bireyler yetiştirmenin ekonomik gelişmeye etkisi büyüktür. Bu nedenle yenidünya düzeninde bilgiyi beceriye dönüştüren bir sürecin belirleyici olduğunu görüyoruz. Eğitimde farkındalık yaratmanın en önemli sacayaklarından birisi eleştirel düşünen, analiz, sentez ve muhakeme gücü ile birlikte teorik öğrenmeleri pratik uygulamalarla pekiştirmekten geçiyor.

Eğitimin ekonomiye etkisinin oluşturduğu katma değer günümüzde daha çok önem kazanmıştır. Eğitime bu açıdan bakmak geleceğin sorunlarını çözmede önemli bir mesafe alınmasını sağlayacaktır. Eğitime yapılan yatırımın uzun vadede toplumların refahını doğrudan ve dolaylı yükseltme etkisi büyüktür. Özellikle günümüz dünyasında küreselleşen finans sisteminde rekabet gücünü arttırmak için özellikle tematik ekonomi liselerinin açılması bu konuda önemli adım olacaktır. Çünkü finansal okuryazarlık artık bir tercih değil zorunluluktur.