ELBİSTAN VE MARAŞ ÇEV­RESİNDE TARİH SÜRECİNDE BİLİNEN DEP­REM­LERİ

İnsa­noğ­lu var ol­du­ğu gün­den bu yana can ve mal var­lı­ğı­nı teh­dit eden sel, ku­rak­lık, kıt­lık, fır­tı­na, ya­nar­dağ pat­la­ma­la­rı, he­ye­lan, yan­gın ve çığ düş­me­si gibi sa­yı­sız doğal afet teh­li­ke­siy­le karşı kar­şı­ya kal­mış­tır. Şüp­he­siz bu doğal afet­ler­den biri de dep­rem­ler­dir. Zira dep­rem­ler, geç­miş­te ol­du­ğu gibi gü­nü­müz­de de doğal afet­le­rin en teh­li­ke­li­le­rin­den biri ola­rak kabul edil­mek­te­dir. Dep­rem­ler bir­çok bi­lim­sel di­sip­li­nin araş­tır­ma ala­nı­na gir­mek­te­dir. Özel­lik­le fen bi­lim­le­ri­nin je­olo­ji, je­omor­fo­lo­ji, je­ofi­zik, je­ode­zi ve sis­mo­lo­ji gibi bilim dal­la­rı­nın en önem­li ça­lış­ma ko­nu­la­rın­dan biri dep­rem­ler­dir. Bi­lin­di­ği üzere bu bilim dal­la­rı­na men­sup yer­bi­lim­ci­ler, dep­re­min olu­şu­mu, fay hat­la­rı­nın ha­re­ket­le­ri, dep­re­min mer­kez üssü, bü­yük­lü­ğü vs. gibi hu­sus­lar üze­ri­ne ça­lı­şır­lar. Diğer ta­raf­tan be­şe­ri bi­lim­ler ve özel­lik­le de tarih bi­li­mi de, geç­miş­te ya­şa­nan dep­rem­le­rin sos­yal ve eko­no­mik bo­yu­tu­nu ele ala­rak dep­re­min so­nuç­la­rı­na iliş­kin bir takım ve­ri­le­ri or­ta­ya koy­mak­ta­dır.
Do­la­yı­sıy­la geç­miş­te ya­şan­mış dep­rem­ler­le il­gi­li ola­rak ta­rih­çi­le­rin or­ta­ya çı­kar­dı­ğı bil­gi­ler, yer­bi­lim­ci­ler için önem arz eden dep­rem­le­rin bü­yük­lü­ğü ve mer­kez üssü gibi hu­sus­la­rın tes­pit edil­me­si­ne katkı sağ­la­mak­ta­dır.
İlimiz Kah­ra­man­ma­raş’ın dep­rem ba­kı­mın­dan bi­rin­ci de­re­ce­de risk böl­ge­sin­de ol­du­ğu ve­ri­ler­de be­lir­til­mek­te­dir. Çünkü Arap lev­ha­sı, Af­ri­ka lev­ha­sı ve Av­ras­ya lev­ha­la­rı ile çev­re­sin­den de­vam­lı sı­kış­tı­rıl­mak­ta­dır. Bu lev­ha­lar­dan Ara­bis­tan lev­ha­sı­nın kuzey ha­re­ka­tı, Ana­do­lu lev­ha­sı­nı Kuzey Ana­do­lu Fay Hattı ve böl­ge­miz­den geçen Doğu Ana­do­lu Fay Hat­la­rı bo­yun­ca yıl­lık 2 mm ile 30 mm ara­sın­da ba­tı­ya ha­re­ket et­tir­mek­te­dir. Bu ha­re­ket küçük dep­rem­ler va­sı­ta­sıy­la sağ­lan­mak­ta­dır.
Ha­re­ket en­gel­le kar­şı­laş­tı­ğı zaman, lev­ha­lar ara­sın­da ener­ji bi­rik­mek­te, (SİSMİK BOŞ­LUK) yani bi­ri­ken ener­ji, en­gel­le­yen en­ge­lin di­ren­ci­ni aş­tı­ğı zaman bi­rik­miş olan ener­ji­nin hepsi açığa çı­kar­ken (çe­şit­li dep­rem dal­ga­lar, ısı, ses vb.) ba­tı­ya ya­pıl­ma­sı ge­re­ken ha­re­kât­ta ya­pıl­mak­ta­dır.
El­bis­tan’da ta­ri­hi ka­yıt­la­ra geç­miş olan büyük dep­rem­ler var­dır. Bun­lar El­bis­tan’ın si­ya­si ve eko­no­mik ta­ri­hi­nin akı­şı­nı de­ğiş­tir­miş­tir. Bun­la­ra sıra ile göz ata­lım.
587 Dep­re­mi El­bis­tan böl­ge­si­nin önem­li bir antik şe­hir­le­rin­den biri olan Ara­bi­sus (Efsus - Afşin), Bi­zans İmpa­ra­tor’u Ma­uri­ça­nos’un doğ­du­ğu kent­tir. M.S. 587 yı­lın­da mey­da­na gelen çok büyük bir dep­rem so­nu­cun­da bölge ta­ma­men yı­kıl­mış­tı. Bi­zans İmpa­ra­tor’u, Ma­uri­ça­nus dep­rem ne­ti­ce­sin­de yı­kı­lan ve doğ­du­ğu kent olan Ara­bi­sus, şeh­ri­ni ye­ni­den imar et­ti­ği ka­yıt­lar­da mev­cut­tur.
El­bis­tan şehri o yıl­lar­da bu­gün­kü El­bis­tan’ın ku­ze­yin­de eski Ka­ra­el­bis­tan ve Ha­san­ken­di köy­le­ri ara­sın­da­ki düz­lük­te ku­ru­lu idi ve şehir bu dep­rem sı­ra­sın­da çok ciddi bir yı­kı­ma uğ­ra­dı. Şehir halkı yı­kı­lan kenti terk ede­rek Şar­dağ etek­le­rin­de bu­gün­kü El­bis­tan şeh­ri­ni ye­ni­den kur­muş­lar­dır. Ay­rı­ca bu
dep­rem diğer yer­le­şim alan­la­rın­da da nüfus ha­re­ket­le­ri­ne sebep olmuş ve böl­ge­de yeni yer­le­şim alan­la­rı ku­rul­muş­tur.
27 Kasım 1114 yı­lın­da İkinci büyük dep­rem mey­da­na gel­miş­tir. Bir­bi­rin­den şid­det­li dep­rem­ler ne­ti­ce­sin­de böl­ge­de büyük bir yıkım ol­muş­tur. Er­me­ni tarih ya­za­rı Sem­bad, bu dep­re­min geniş bir coğ­raf­ya­yı et­ki­le­di­ği­ni ve 40.000 ki­şi­nin öl­dü­ğü­nü yaz­mak­ta­dır. Ay­rı­ca Arap kay­nak­la­rı da
bu dep­rem­den bah­set­mek­te­dir.
Yine ka­yıt­lar­da az gö­zük­mek­le bir­lik­te Sel­çuk­lu ve Dul­ka­dır­li ve Os­man­lı Dev­let­le­ri­nin yö­ne­tim­le­ri za­ma­nın­da kesin sa­yı­sı bi­lin­me­mek­le bir­lik­te çok sa­yı­da büyük küçük öl­çek­li dep­rem­ler ol­muş­tur. Özel­lik­le iki mi­na­re­li olan “Ulu Cami’nin mi­na­re­si­nin bi­ri­nin bu dep­rem­ler sı­ra­sın­da yı­kıl­dı­ğı zan­ne­dil­mek­te­dir. İşte o dö­nem­le­re ait ka­yıt­lar­da tes­pit edil­miş olan dep­rem­ler:
28 Mart 1513 yı­lın­da Doğu Ana­do­lu Böl­ge­sin­de mey­da­na gelen çok büyük dep­rem, Ela­zığ, Ma­lat­ya, Adı­ya­man, Kah­ra­man­ma­raş, Adana, Tar­sus ve çev­re­le­rin­de ol­duk­ça yı­kı­cı bir etki ya­rat­mış­tır. Bu dep­rem Ka­hi­re’den de his­se­dil­miş­tir. Mer­kez üssü tam ola­rak bi­lin­me­yen bu dep­rem  El­bis­tan’ı da içine alan geniş bir alan­da et­ki­li ol­muş­tur.
1513 Maraş dep­re­mi, 28 Mart 1513 ta­ri­hin­de mer­kez üssü Maraş'ın 77 km ba­tı­sı olan, 7.4 (sonra 7,8 ola­rak dü­zel­til­miş­tir) bü­yük­lü­ğün­de mey­da­na gelen dep­rem.  Doğu Ana­do­lu Fay Hattı üze­rin­de ger­çek­le­şen dep­rem, Dul­ka­di­ro­ğul­la­rı Dev­le­ti’nin baş­ken­ti El­bis­tan ve ya­kın­la­rın­da­ki yer­le­şim yer­le­rin­de yı­kı­ma yol açtı. Bazı kay­nak­lar­da ta­ri­hi 1514 ola­rak geçen dep­re­min, Ka­hi­re'den bile his­se­dil­di­ği ri­va­yet edil­miş­tir. Dep­rem Pa­zar­cık seg­men­tin­de­ki fay ile iliş­ki­len­di­ril­miş ve bü­yük­lü­ğü­nün 7.4 veya daha fazla ol­du­ğu tah­min edil­mek­te­dir. Gü­nü­mü­ze ula­şan çağ­daş bir gün­lü­ğe göre, 1514'ün ilk ay­la­rın­da Os­man­lı Pa­di­şa­hı Yavuz Sul­tan Selim'in Konya'ya ulaş­tı­ğı, orada ve­ba­nın şid­det­len­di­ği­ni ve Tar­sus, Adana ve Ma­lat­ya ka­za­la­rı­nın ise bir dep­rem­le ne­re­dey­se ta­ma­men yı­kıl­dı­ğı­nı gör­dü­ğü yaz­mak­ta­dır.
Bu dep­rem­den ön­ce­ki en büyük dep­rem şid­de­ti 9 ola­rak tah­min edi­len 1114 Maraş Dep­re­mi’dir. 1513 dep­re­min­den 510 yıl sonra, 6 Şubat 2023'te ise aynı fay zo­nun­da mey­da­na gelen ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ta­ri­hi­nin kay­de­dil­miş en büyük dep­re­mi olan 7.8  bü­yük­lü­ğün­de­ki Kah­ra­man­ma­raş dep­rem­le­ri ‘nde 59 bin­den fazla insan öldü.
2023 Maraş dep­rem­le­ri son­ra­sı İstan­bul Tek­nik Üni­ver­si­te­si, Dokuz Eylül Üni­ver­si­te­si ve Fırat Üni­ver­si­te­si'nden bilim in­san­la­rı­nın TÜBİTAK pro­je­si kap­sa­mın­da yap­tık­la­rı araş­tır­ma so­nu­cun­da 7.8 bü­yük­lü­ğün­de­ki ilk dep­re­min, 1513 Maraş dep­re­mi ile aynı fay kı­rı­ğı üze­rin­de oluş­tu­ğu tes­pit edil­di.
20 Ocak 1544 yı­lı­nın Ocak ayın­da Doğu Ana­do­lu Böl­ge­sin­de çok büyük bir dep­rem mey­da­na geldi. Bu dep­rem özel­lik­le El­bis­tan ve çev­re­sin­de can ve mal kay­bı­na sebep oldu. El­bis­tan’ın ya­rı­sı ze­mi­ne battı. Sü­ley­man­lı(Zey­tun-Zi­tun) ‘nın ta­ma­mı yı­kıl­dı. Sü­ley­man­lı dağ­la­rın al­tı­na gö­mül­dü. Altı ay bo­yun­ca bölge sal­lan­dı. Dep­rem Ga­zi­an­tep’in gü­ne­yi­ne kadar his­se­dil­di.
27 Ha­zi­ran 1583: Doğu Ana­do­lu öncü bir sar­sın­tı­dan sonra mey­da­na gelen ana şok Er­zin­can’ın ne­re­dey­se ta­ma­mı­nın yı­kıl­ma­sı­na ve 15 bin ki­şi­nin ya­şa­mı­nı yi­tir­me­si­ne neden oldu. 5 bin kişi bi­na­la­rın en­ka­zı al­tın­da kaldı. Bu El­bis­tan çev­re­sin­de ciddi ola­rak his­se­dil­di, çok sa­yı­da bina yı­kıl­dı insan ka­yı­bı kesin ola­rak bi­lin­me­mek­te­dir.
15 Ağus­tos 1822 ta­rih­li bel­ge­de, "27 Zil­ka­de (15 Ağus­tos)" ge­ce­si Ga­zi­an­tep'te mey­da­na gelen şid­det­li dep­rem­de, Ga­zi­an­tep Ka­le­si'nde de büyük hasar oluş­tu­ğu, için­de­ki ev­le­rin ta­ma­men yı­kıl­dı­ğı, bir­çok ölü ve ya­ra­lı ol­du­ğu, kale burç­la­rı­nın yı­kı­lıp ha­ra­be ha­li­ne gel­di­ği­ne dair bil­gi­ler ak­ta­rı­lı­yor. Bu dep­rem­de Maraş ve El­bis­tan çok et­ki­len­miş olup kesin kayıp bi­lin­me­mek­te­dir.
1874 yı­lın­da DAF(Doğu Ana­do­lu Fay Hattı: Doğu Ana­do­lu Fay Hattı Tür­ki­ye'nin do­ğu­sun­da büyük bir kı­rık­dır. Fay, Ana­do­lu Lev­ha­sı ve Arap Lev­ha­sı ara­sın­da­ki sınır bo­yun­ca uzan­mak­ta­dır bu olu­şum 15 mil­yon ya­şın­da­dır.) hattı üze­rin­de Ela­zığ mer­kez­li 7.1 bü­yük­lü­ğün­de mey­da­na gelen dep­rem El­bis­tan’da da yı­kı­ma yol açtı.
1875 yı­lın­da Ela­zığ mer­kez­li 6.7 bü­yük­lü­ğün­de dep­rem mey­da­na geldi, El­bis­tan’da da yı­kı­ma yol açtı.
3 Mart 1893 yı­lın­da Tür­koğ­lu – Göl­cük fay hattı üze­rin­de mey­da­na gelen dep­rem Maraş ve İlçe­le­rin­de yı­kı­ma sebep ol­muş­tur. 3 Mart 1893'de mey­da­na gelen "Büyük Zel­ze­le" diye de bi­li­nen dep­re­me iliş­kin 4 Mart 1893'te Da­hi­li­ye Ne­za­re­ti'nden Ma­beyn-i Hü­ma­yun Baş­ki­ta­be­ti'ne ya­zı­lan tez­ki­re yer alı­yor. Tez­ki­re­de, Ma­mu­re­tü­la­ziz vi­la­ye­ti ve Ma­lat­ya san­ca­ğı et­ra­fın­da mey­da­na gelen dep­rem do­la­yı­sıy­la hasar ve bazı ölüm­le­rin ol­du­ğu, dep­rem­ze­de­le­rin hu­zur­la­rı­nı temin için ted­bir­ler alın­dı­ğı be­lir­ti­le­rek, Urfa, Maraş ve Halep'te de dep­rem ol­ma­sı­na rağ­men yı­kı­lan bazı harap du­var­lar dı­şın­da can kaybı ol­ma­dı­ğı bil­di­ri­li­yor. Mey­da­na gelen dep­rem, Ma­mu­re­tü­la­ziz vi­la­ye­ti­nin ta­ma­mı­nı ve bu vi­la­ye­te komşu bazı yer­le­şim bi­rim­le­ri­ni et­ki­le­mek­le bir­lik­te asıl yı­kı­cı et­ki­si­ni Ma­lat­ya san­cak mer­ke­zi ile bu san­ca­ğa bağlı olan Hıs­nı­man­sur (Adı­ya­man), Kâhta, Be­his­ni (Besni) ve Ak­ça­dağ ka­za­la­rı ile köy­le­rin­de gös­ter­miş, bir­çok yer­le­şim bi­ri­mi­nin harap ol­ma­sı­na neden ol­muş­tur.
Dep­rem­de on bin­den fazla bina yı­kıl­mış ya da çe­şit­li oran­lar­da hasar gör­müş; 885 kişi ha­ya­tı­nı kay­bet­miş; on bin­den fazla büyük ve kü­çük­baş hay­van telef ol­muş­tur. Dep­re­min artçı şok­la­rı bir yıl­dan fazla devam et­miş­tir. Dep­re­min kış ay­la­rı­na denk gel­me­si, belli bir süre ça­dır­lar­da ve ba­ra­ka­lar­da ya­şa­mak zo­run­da kalan dep­rem­ze­de­le­rin ya­şam­la­rı­nı daha da güç­leş­tir­miş, hatta has­ta­lık­la­rın ya­yıl­ma­sı­nı hız­lan­dı­rı­cı bir etki yap­mış­tır. Açık­ta kalan afet­ze­de­le­rin sa­yı­sı­nın fazla ol­ma­sı, ba­rın­ma ih­ti­yaç­la­rı­nın kar­şı­lan­ma­sın­da bazı sı­kın­tı­la­rın ya­şan­ma­sı­na yol aç­mış­tır.
1905 Dep­re­mi Yı­lın­da olan dep­rem başta Doğu Ana­do­lu Böl­ge­si olmak üzere Kah­ra­man­ma­raş ili ve El­bis­tan çev­re­si­ni ol­duk­ça et­ki­le­miş­tir.
1962 dep­re­mi, Nisan ayı­nın baş­la­rın­da baş­la­mış Mayıs ayı­nın or­ta­la­rı­na kadar süren bir dep­rem fır­tı­na­sı oluş­tur­muş­tur. Bunun ne­ti­ce­sin­de hemen hemen her­gün dep­rem­ler ol­muş­tur. Şehir ve  köy­ler­de ça­dır­lar ku­rul­muş ol­ma­sı­na rağ­men, El­bis­tan, ciddi bir yı­kı­ma maruz kal­ma­mış­tır. Ama bunun yanı sıra dep­re­min uzun sür­me­si halk­ta pa­ni­ğe yol aç­mış­tır.
5 Mayıs 1986'da 5.8 bir ay sonra 6 Ha­zi­ran 1986'da da 5.6 bü­yük­lü­ğün­de iki dep­rem mey­da­na gel­miş olup ciddi yı­kı­ma maruz kal­ma­mış­tır.
06. Şubat 2023 En büyük dep­rem 06.02.2023 de Pa­zar­cık ilçe ’sinde saat 04.17 de 7,7 bü­yük­lü­ğün­de 11 şid­de­tin­de ve aynı günün gün­dü­zün­de saat 13,24 de 7,6 bü­yük­lü­ğün­de 10 şid­de­tin­de El­bis­tan’da dep­rem ol­muş­tur. Bu fe­la­ket­ten çok afete dö­nüş­müş­tür. 7.7 bü­yük­lü­ğün­de­ki dep­rem, yerin 8.6 km. de­rin­li­ğin­de mey­da­na ge­lir­ken, 7.6 bü­yük­lü­ğün­de­ki dep­rem yerin 7 km.
de­rin­li­ğin­de ger­çek­leş­miş­tir.
Mey­da­na gelen dep­rem­ler Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu, Doğu Ana­do­lu, İç Ana­do­lu ve Ak­de­niz Böl­ge­le­ri­ni kap­sa­yan geniş bir alan­da his­se­dil­miş­tir. Pa­zar­cık dep­re­mi 65 sa­ni­ye, El­bis­tan il­çe­sin­de olan dep­rem ise 45 sa­ni­ye sürdü. İki dep­re­min top­lam sü­re­si 110 sa­ni­ye yani yak­la­şık 2 da­ki­ka sür­müş­tür.
Maraş dep­rem­le­ri Hatay, Adı­ya­man ve Ma­lat­ya başta olmak üzere, Di­yar­ba­kır, Ga­zi­an­tep, Şan­lı­ur­fa, Kilis, Adana, Ela­zığ ve Os­ma­ni­ye gibi 11 şe­hir­de yı­kı­cı etki ya­par­ken, dep­re­min et­ki­si Lüb­nan, İsrail ve Irak'tan da his­se­dil­di. Kah­ra­man­ma­raş dep­re­mi top­lam 108 bin 812 ki­lo­met­re­ka­re alanı et­ki­le­di.
Güney Ame­ri­ka'da 1960 yı­lın­da mey­da­na gelen 'Şili dep­re­mi' tüm za­man­la­rın rich­ter ile öl­çü­len en büyük dep­re­mi ola­rak ta­ri­he geçti. Bazı kay­nak­lar­da 'Büyük Şili dep­re­mi', kimi kay­nak­lar­da ise 'Val­di­via dep­re­mi' (Val­di­via şeh­ri­ne yakın ol­du­ğu için) ola­rak bi­li­nen dep­rem 22 Mayıs 1960 ta­ri­hin­de 9,5 bü­yük­lü­ğün­de mey­da­na gel­miş­tir.
Tür­ki­ye'de ise Kah­ra­man­ma­raş mer­kez­li 11 ili­miz­de büyük bir ha­sa­ra yol açan 7,7 ve 7,6 bü­yük­lü­ğün­de­ki 'Maraş dep­rem­le­ri' 6 Şubat 2023'te ger­çek­leş­ti.
Şili Dep­re­mi ile Maraş dep­rem­le­ri­ni kar­şı­laş­tır­dı­ğı­mız zaman il­ginç so­nuç­la­ra or­ta­ya çık­mak­ta­dır Maraş dep­re­mi­ni, Şili dep­re­min­den ayı­ran en önem­li fark; ana ve artçı iki dep­rem ara­sın­da­ki sü­re­nin 9 saat gibi kısa bir süre ol­ma­sı. Şili'deki 9,5 şid­de­tin­de ana dep­rem­den sonra en güçlü artçı dep­rem 14 gün sonra 7,7 şid­de­tin­de ger­çek­leş­ti. 
Maraş dep­re­mi ilk ola­rak 04:17 sa­atin­de in­san­la­rın derin bir uyku sı­ra­sın­da ve en sa­vun­ma­sız ol­duk­la­rı anda ger­çek­le­şir­ken; ikin­ci dep­rem öğle su­la­rın­da 13.24 ve va­tan­daş­la­rın dep­re­min şo­ku­nu bi­na­la­rın dı­şın­da ya­şa­dı­ğı sı­ra­da ger­çek­leş­ti.
Şili dep­re­mi ise öğle sa­at­le­rin­de 15.11'de ger­çek­leş­ti. Yani in­san­la­rın iş, ev veya dış or­tam­da...
Ya­şa­dı­ğı ve he­te­ro­jen ola­rak da­ğıl­ma­dı­ğı sı­ra­da ger­çek­leş­ti. 
Şili dep­re­mi, Maraş dep­re­min­den fark­lı ola­rak iki önem­li doğa ola­yı­nı te­tik­le­di. Bi­rin­ci­si tsu­na­mi ve ikin­ci­si ise ya­nar­dağ pat­la­ma­sı oldu.
Şili dep­re­min­de 34,3 tril­yon ki­log­ram ener­ji açığa çık­mış­tır ki Hi­ro­şi­ma'ya atı­lan atom bom­ba­sı­nın 15 tril­yon ener­ji­ye sahip ol­du­ğu göz önüne alın­dı­ğın­da deh­şet ve­ri­ci bir boyut.
Kah­ra­man­ma­raş dep­re­min­de or­ta­ya çıkan ener­ji yo­ğun­lu­ğu­nun 30 tril­yon ol­du­ğu be­lir­ti­li­yor. Buna rağ­men Şili dep­re­min­de ya­şa­nan ölü ve ya­ra­lı sa­yı­sı Tür­ki­ye ile kar­şı­laş­tı­rıl­dı­ğın­da ne­re­dey­se yok de­ni­lecek kadar azdır.
DAF(Doğu Ana­do­lu Fay Hattı)’da fark­lı seg­ment­le­ri sı­ra­sıy­la 1114, 1513, 1789, 1866, 1872, 1874, 1875, 1893, 1905 ve 1971 yıl­la­rın­da yüzey fay­lan­ma­sı oluş­tur­muş büyük dep­rem­ler üret­miş­ler­dir. Doğu Ana­do­lu Fay (DAF) Sis­te­mi üze­rin­de, genç alüv­yon çö­kel­ler üze­rin­de Bin­göl, Ela­zığ, Ma­lat­ya, Kah­ra­man­ma­raş ve An­tak­ya gibi büyük kent­ler ile il­çe­ler bu­lun­ma­sı ve fay üze­rin­de ya da ya­kı­nın­da büyük ba­raj­la­rın yer al­ma­sı Doğu Ana­do­lu Fay Sis­te­min­de­ki fark­lı seg­ment­le­rin yakın ge­le­cek­te­ki dep­rem po­tan­si­yel­le­ri­nin bi­lin­me­si, dep­rem za­rar­la­rı­nın azal­tıl­ma­sı açı­sın­dan ha­ya­ti önem ta­şı­mak­ta­dır.
Gü­nü­mü­ze kadar küçük bü­yük­lük­te ki dep­rem­ler böl­ge­miz­de gö­zük­mek­te­dir. Çünkü böl­ge­miz ikin­ci de­re­ce dep­rem ku­şa­ğın­da bu­lun­mak­ta­dır. De­ğer­li okur­lar dep­rem bil­gi­mi­zi ar­tı­ra­rak, dep­rem­le ya­şa­ma­sı­nı öğ­ren­me­li­yiz. İşte bu yüz­den dep­rem­ler­den değil, bil­gi­siz­lik­ten kork­ma­lı­yız… Çünkü doğa hiç­bir dep­re­mi biz­le­re ha­ber­siz gön­der­mez. Dep­rem ön­ce­si do­ğa­nı be­lir­ti­ler hak­kın­da bil­gi­miz olur­sa, doğa ile ha­ber­leş­miş olu­ruz. Bu da doğa ile ko­nuş­mak de­mek­tir.
Ve bu sa­ye­de in­sa­noğ­lu­nun dep­rem­ler­den en az za­rar­la çıkma şansı olur. Nasıl ki tra­fik işa­ret­le­ri

sa­ye­sin­de yol­lar­la ko­nuş­muş olu­yo­ruz ve ona göre tra­fik akı­şı­nı sağ­lı­yo­ruz. Do­ğa­da buna ben­zer, doğa bil­gi­miz ar­tık­ça, kor­ku­la­rı­mız ve kuş­ku­la­rı­mız aza­lır, ken­di­mi­zi daha güçlü ve inanç­lı his­se­de­riz.

Adnan GÜLLÜ
Tarih Araş­tır­ma­cı­sı