Denizlerden ekmeğini çıkaranlara yönelik duyarlılık çağrısında bulunan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODODSD) Başkanı Bahattin Sürücü; “Denizden ekmeğini çıkaran insanların, denizlerin asıl sahipleri olan deniz kaplumbağalarının yaşaması ve deniz ekosisteminin daha sağlıklı olması için dikkatli ve hassas davranmaları gerekmektedir” dedi.
Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), ‘denizin sahipleri’ caretta carettaların deniz ekosistemine sağladıkları yararlara dikkat çekerek, balıkçılara duyarlılık çağrısında bulundu. Geçtiğimiz gün Kuşadası Egeport Kruvaziyer Limanı’nda, Güvercinada mendireğinde ve Notestik sitesi plajında 2 adet caretta caretta iribaş deniz kaplumbağası ve 1 adet chelonia mydas yeşil deniz kaplumbağası ölü olarak bulunduğunu ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, deniz kaplumbağalarının bulunduğu alanlara açıktan geldiklerini belirtti.
Denizel biyoçeşitlilik açısından zengin kaynaklara sahip Kuşadası Körfezi’nin önemli canlı türlerinden birinin de deniz kaplumbağaları olduğuna dikkat çeken Sürücü; “2011 yılından bu yana etçil bir tür olan caretta caretta iribaş deniz kaplumbağaları her geçen yıl artarak Kuşadası kumsallarında da yuva yapmakta ve beslenmelerini körfezde gerçekleştirmektedir. Otçul bir tür olan chelonia mydas türü yeşil deniz kaplumbağalarının özellikle juvenil olanları deniz çayırları açısından zengin olan Kuşadası Körfezi’nde beslendikleri görülmektedir. Egeport Kruvaziyer Limanı’nda, Güvercinada mendireğinde ve Notestik sitesi plajında 2 adet caretta caretta iribaş deniz kaplumbağası ve 1 adet chelonia mydas yeşil deniz kaplumbağası ölü olarak bulunmuş, bulunduğu alanlara da açıktan geldikleri anlaşılmıştır. Yapılan incelemelerde carettanın birinin ve juvenil yeşil deniz kaplumbağasının, gırgır, trol teknelerinin yoğun olduğu bugünlerde her iki türün hedef dışı av olarak ağlara yakalandığı ve su yüzeyini çıkıp nefes alamadıklarından dolayı öldüğü görülmektedir. Diğer carettanın ise boynundan kasti olarak vurulduğunu düşünmekteyiz. Her iki türden aldığımız doku ve keratin örneklerini DNA çalışmalarının yapılması için Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji bölümünden Prof. Dr. Oğuz Türkozan’a, kaplumbağaları ise mikroplastik araştırmaları için Dalyan’da bulunan Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne (DEKAMER) göndermekteyiz” dedi.
“Gırgır avcılığı 50 metreye çıkarılmalı”
Deniz ekosisteminin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi adına gırgır avcılığının 50 metreye çıkarılması için gerekli başvuruları yapacaklarını ifade eden Sürücü; ”Denizden ekmeğini çıkaran insanların, denizlerin asıl sahipleri olan bu canlıların yaşaması ve deniz ekosisteminin daha sağlıklı olması için dikkatli ve hassas davranmaları gerekmektedir. Ayrıca denizlerimizin nadir canlılarının olumsuz etkilenmemesi için, özellikle plastik naylon poşet gibi atıklar suya atılmamalı ve gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Gırgır ve trol teknelerinin daha dikkatli olmaları ve uyarılmaları için ilgili kurumlara başvuracağız. Deniz kıyısından 50 metreye kadar olan derinlikler biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengin olup, özellikle oksijen deposu olan deniz çayırları, balıklar ve deniz kaplumbağaları gibi canlılar için hayati önem taşır. Bu nedenle gırgır avcılığının AB standartları olan 50 metreye çıkarılması hem sürdürülebilir balıkçılık için hem de deniz ekosisteminin daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu.(İHA)