Aşık Veysel Şatıroğlu’nun KARA TOPRAK şiirinden birkaç kıta alalım. Bu şiir yaşamın ve doğanın aynası gibidir. Doğru yerden bakanlar bu gerçekleri görür. Toprak yaşamdır ki; bakılması korunması ve kollanması gerekir. Emekle verilenleri bereketiyle birlikte verir geriye. Kurtuluş Savaşı sonrasında, ülkemizin gelişmesinin itici gücü tarım olmuştur. Bu nedenle ATATÜRK;“Çalışan köylü milletin efendisidir.” Demiştir.
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır
Halk şairleri, herkesin kullandığı malzemeyle muhteşem eserler yaratmışlardır. Bu eserler toplumsal gizleri halk ile paylaşmanın en güzel ve çarpıcı örnekleridir. Özellikle yazılı aktarımların az olduğu veya olmadığı ortamlarda kulaktan kulağa aktarılarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sâdık yârim kara topraktır
Açık söylemek gerekirse, bu dizeler beni fena çarpıyor. Veysel Baba çok iyi bir toplum rehberi. Toprağın ve tarımın önemini çarpıcı bir biçimde vurguluyor. Hiç kuşkusuz, Veysel’in toprağa yaptıkları hırçınlık veya hoyratlık değil, tamamen pozitif edimler. Karşılığında saygının, sevginin sembolü olan gül var.
Bütün kusurumuzu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sâdık yârim kara topraktır
Toprak bir sorun çözücü ve uygun biçimde çözüm üreticidir. Gelişmiş sanayilerin tabanında topraktan alınanlar var. Sorun toprak olunca, yurtseverlere görev düşmektedir. Millete ait olan toprak ve ürünler hariç öteki varlıklar satılamaz. Bugün Samsun’a çıkma gereği duyulsa; çıkabileceğimiz bize ait bir liman yok (!)
DUYUN BİZİ.
Bu yoksulluk alev alev yakıyor!
Yangın bacayı sardı biline…
Kötüden daha kötüye gidiyor günler;
Çoluk çocuk, hısım akraba çok zordayız!
Kurşun hızında akıyor fiyatlar,
İşsizin yoksulun takati bitti.
Maaşlar bitiyor birkaç gün içinde;
Boş file, boş cüzdanla cümlemiz dardayız!
Açlık var, yoksulluk var, hastalıklar var.
Karakış sinsice sönen ocaklara bakar(!)
Bir avuç vicdansız, parayla yalana tapar!
Halden anlayan yok, ahu zardayız!
Gün geçer akar zaman küle döner.
Bendini yıkan yoksulluk sele döner!
Karanlık kuşanır zulmün kılıcını,
Biz acıların harlandığı külhandayız!