Bu haftaki etkinliğe katılım oldukça fazlaydı, hatta alanımız dar geldi. Her taraf çadırlarla kaplıydı, çadırlar kamp alanı dışına taşmıştı. Güneş batınca ateşler yakılıp gecenin geç saatlerine kadar halaylar çekildi. Sabah olunca geniş kahvaltı masaları hazırlandı, hani o özlemini çektiklerimizden. Daha sonra gruplar 2’ye ayrıldı; zirveye katılanlar ve kaleye gitmek isteyenler.
Bafa Gölü’nün doğusunda, Aydın ve Muğla sınırları içerisinde, Batı Menteşe Dağları sisteminde yer alan 124 km2 büyüklüğündeki Latmos, doğal ve kültürel kaynak değerleri bakımından Türkiye’nin en önemli alanlarından biri. Latmos Dağı tarihi 8000 yıl kadar önceye dayanıyor. Latmos dağının en önemli özelliği ise “Tanrıların yaşadığı yer” olarak anılıyor olması. Bunun sebebi ise oldukça farklı kaya oluşumları. Farklı kaya formları, insanların burada tanrılara dair unsurlar görmesine neden oluyor. Özellikle Hava Tanrısı ve Dağ Tanrısının burada yaşadığı düşünülmüş ve bunun için ayinler yapılmıştır. Hava Tanrısı zaman içerisinde Zeus’a dönüşüyor ve burası Zeus ile diğer Tanrıların yaşadığı bir yer haline geliyor. Milattan sonra 4.yüzyıla kadar burada insan yaşamı ve beraberinde Tanrı yaşamı devam ediyor. Bizans Dönemi'nde manastırlara çıkmak için kullanılan ve daha önceki çağlarda Beşparmak’ın zirvesindeki (Tekerlek Zirvesi 1.375 metre) hava ve yağmur tanrısının kutsal alanına yapılan ayin yürüyüşlerinde de yüzyıllardır kullanılan bir patika ile (45 dakikalık bir yürüyüşten sonra) M.Ö. 7-8 bin yıllarda yapıldığı tahmin edilen kaya resimlerinin bulunduğu bir mağaraya ulaşılıyor. Buradan yapacağınız 45 dakikalık ikinci bir yolculuktan sonra bölgenin Bizans manastırları ve keşiş mağara ve barınaklarının içinde bulunan Yediler Manastırı’na varılıyor. Daha önceki yazımda bahsetmiştim. Günümüzde köylüler zeytinliklerine ulaşmak, çevredeki diğer köylere gitmek için bu patikayı kullanıyor. Yolda oya işledikleri yazmaları satan köylü kadınları görürseniz(mutlaka görürsünüz) el emeği yazmalarından alıp destek olabilirsiniz.