Kişioğlunun en büyük meziyetlerinden birisi de hiç şüphesiz ki doğruluktur. Yalandan, dolandan, üçkağıtçılıktan uzak duran kişiler Hakkın, adaletin ve doğrunun yanında demektir. Doğruluk her sınıftan insanın prensipleri arasında olmalıdır. Sağlam bir toplum yapısı ancak doğruların çok olduğu zamanlarda gerçekleşir.
Kişiler hiçbir zaman doğruluktan ayrılmamalıdırlar. Yalanla, dolanla ancak bir yere kadar varılabilir. Sonunda mutlaka gerçek anlaşılır, kişi hüsrana uğrar. Doğru tektir. Yanlış ise sonsuz şekillere girebilir. Hayatın her evresinde onunla mücadele ederiz. Bir karara varmadan önce enine boyuna düşünmeliyiz, doğruyu bulduktan sonra kararımızı vermemiz gerekir. Yoksa deneme ve yanılma yoluyla doğruyu bulmaya çalıştığımız müddetçe bireylerin ve toplumun refaha kavuşması uzadıkça uzar, hedefe bir türlü varılamaz.
Her ne kadar “ Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” deseler de hata sonunda mutlaka anlaşılır. Galile : “ Dünya dönüyor.” dediği için yargılanmış ama sonunda Dünyanın döndüğü anlaşılmıştır.
Bütün dinler ve genel ahlak kuralları doğruluğu emreder. Doğruluktan uzaklaşıldıkça, toplumda büyük yaralar meydana gelmeye başlar. Rüşvet, iltimas, adam kayırma ön plana çıkar. Toplum yavaş yavaş kokuşmaya başlar.
Sonunda o millet başka milletlere yem olur; tarihin derinliklerinde kaybolur gider. Doğruluktan ayrılmayan milletler ise çağdaş uygarlık düzeyine çabucak ulaşarak refah seviyelerini arttırırlar. Mutlu bir toplum olurlar. Doğruluk nesilden nesillere miras olarak verilebilirse, o toplum sonsuza kadar mutlu olarak yaşar.
“Doğrunun Allah yardımcısıdır” derler. Doğruluktan ayrılmayan, mükafatını mutlaka alır. Ama bugün, ama yarın. Doğru olanlar, uzun vadede de olsalar mutlaka doğruluklarının nimetlerini alırlar. Yeter ki kişi sabrederek doğruluktan ayrılmasın.
Satırlarımıza Tevfik Fikret’in şu güzel dizeleriyle son verelim.
“ Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma,Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma.”
----------------ŞİİR KÖŞESİ---------------
NERELERDEYDİN
Yaşadığımı şimdi anladım
Seninle her yer cennettir bana
Aşkınla ırmak gibi çağladım
Seninle her yer cennettir bana.
Nerelerdeydin şimdiye kadar
Yaşamamışım bu güne kadar
Ayrılık yok ölünceye kadar
Seninle her yer cennettir bana.
Kanatlandım uçuyorum sanki
Sular gibi coşuyorum sanki
Aşk şarabı içiyorum sanki
Seninle her yer cennettir bana.
Dünyanın kahrı vız gelir bana
İçimde aşkın olduktan sonra
Aşkı içiyorum kana kana
Seninle her yer cennettir bana.
Bulutlardan ığıl ığıl yağdın sen
Aşkınla sırılsıklam ıslattın sen
Mutluluk yaşlarımı akıttın sen
Seninle her yer cennettir bana.
Emin ÇELİMLİ – AYDIN
------------------------------------------------
VERMEM GÖNÜL TAPUMU
Ne kadar zor insansın, sırrına eremedim,
Her şeyimi verdim de canımı veremedim,
Seviyorum diyerek, göğsümü geremedim.
Yok artık, senin için değiştirmem yapımı,
Bundan sonra bendedir, vermem gönül tapumu…
Kışa döndü baharım, beyazım oldu kara
Tutmadın hiç elimden, ittin adeta dara
Geçer mi sanıyorsun, bunca açtığın yara
Çektiğim çilelerle doldurdum dert küpümü,
Bundan sonra bendedir, vermem gönül tapumu.
Başıma kraliçe tacı sanki kondurdun
Dört yanıma delice, fıldır fıldır döndürdün
Yüreğimdeki aşkı, sevdayı da söndürdün
Dönüp bakmayacağım, çalma artık kapımı,
Bundan sonra bendedir, vermem gönül tapumu…
Pembe panjurlu evler, sisler ardında kaldı,
Tomurcuklanan aşkım, hisler ardında kaldı,
Mutluluk mu diyorsun? Düşler ardında kaldı,
Geçte olsa öğrendim, yuttum akıl hapımı
Bundan sonra bendedir, vermem gönül tapumu.
Fatma UÇARLAR –ISPARTA
-----------------------------------------------
VUSLATA ERDİĞİN ZAMAN
Çekilen acılar bitecek bir gün
Ruhların vuslata erdiği zaman
Aşk ateşin söner günün birinde
Gönüller vuslata erdiği zaman.
Ne hüzün ne keder sende kalacak
Uzaktan sevgilin haber salacak
Gönüller bağında güller solacak
Bedenler vuslata erdiği zaman.
Dostlara kem haber çabuk ulaşır
Çekilen acılar bir ömrü taşır
Yarenin gönlüne elem bulaşır
Dostluklar vuslata erdiği zaman.
Burada kalacak hanın hamamın
Yaptığından hesap sorulur yarın
Pişmanlığa olmaz gayri zamanın
Musalla taşına konduğun zaman.
Kılınır namazın senin ayakta
Varsa gücün şöyle etrafa bak da
Helallik dile sen affetsin Hak da
Divanına hakkın çıktığın zaman.
Ömer ERHALİM- İZMİR
-----------------------------------------------
İNSANLIK ÖLÜYOR
Nasıl bir devri devran içindeyiz bilemem
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor
Masumlar ağlar oldu kötüler hep gülüyor
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Aç halinden anlamaz sırtlan sıfatlılar var
Birisi açken evvel ar ederdik bizler ar
Bir lokmanın ederi anca bir namus kadar
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Taş kesildi yürekler masumların zulmüne
Menfaatler karıştı adalete ilmine
Uzay çağı yaşarken bu cehalet ilmi ne?
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Medeniyet dediğin girer insan kanına
Sanır kalır her daim yaptıkları yanına
Teknolojik silahlar kıyar insan canına
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Hırs bürümüş gözleri zengini fakirden aç
Merhametten eser yok herkes her şeye muhtaç
Vicdanlara kurt düşmüş kâr etmez hiç bir ilaç
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Saygı sevgi kalmadı büyük küçük hep biriz
Birisi vicdan yapsa diyoruz hemen keriz
Bu nasıl bir yaşam ki sağır dilsiz ve körüz
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Genç Aşık gider mi söyle bu devri devran böyle
Bu Dünyanın hesabı verilir nasıl neyle
Günahına kefaret ödenmez pulla peyle
İmkanlar çoğaldı da bak insanlık ölüyor.
Savaş SARIKAYA – AYDIN
---------------------------------------------------
OCAK TÜTMEZ GAYRI
Yanardı ocağım söndü gardaşım
Tüp almaya gücüm yetmiyor gayrı.
Paramız da pula döndü gardaşım
Maaşıma bir şey etmiyor gayrı.
Hava yapmış motor çalışmaz oldu
Söktüğü pancarı tarlada kaldı
Altın, dolar alan parayı buldu
Çiftçinin hesabı tutmuyor gayrı.
Zengine dokunmaz katlar da katlar
Mazotu ucuzdur çalışır yatlar
Cezası gariban çiftçi ye patlar
Mazot yok pancarın satmıyor gayrı.
Bıkıp usanmazlar mal ala ala
Bitiremediler hep çala çala
Bile bile geldik bizler bu hala
Alıştım gücüme gitmiyor gayrı .
Yozgatlı ŞABAN'ım ahım onlara
Kinim, nefretim, vahım onlara
AZRAİL tepemde geldim sonlara
Ölmeden bu çilem bitmiyor gayrı .
Şaban KAHRAMAN - YOZGAT
---------------------------------------------
YORGUNUM
Kafamla, bedenim çoktandır yorgun
Yorulan bedenim çaresiz bekler
Duygularım yasta, ruhumsa durgun
Mutluluğa hasret yüreğim tekler.
Şansım hiç gülmedi dilim duada
Hayalim yaşamak güzel yuvada
Ruhum serseridir gezer ovada
Dolaşır rüyamda çıyan, böcekler.
Hayat yokuşu zor, beden yoruldu
Bitmez dert tezgâhı gönle kuruldu
Bedenim eridi gençlik duruldu
Soldu gönlümdeki renkli çiçekler.
Bedenim zindanda yok ki rahatım
Her yerim ağrıyor, sanki sakatım
Bir gün biter elbet bu zor hayatım
Buluşur inşallah seven yürekler.
Dünya bana derdi verse de biter
Gitmez dediğim dert elbette gider
Özger, Allah kulu bil mutlu eder
Sevdiğim dostlarım tez gelecekler.
Fatma Özger BİLGİÇ - MERSİN