DİNLENME SANATI

Dinlenmek yorgunluk gidermek için çalışmaya ara vermek anlamına geliyor, eşanlamı istirahat etmek.

Tarlada bütün gün çalıştıktan sonra çiftçi ağacın gölgesinde uzanarak dinlenir.

Öğrenci ev ödevlerini bitirdikten sonra, annesinin hazırladığı çayı içerek rahatlıyor.

Sokakta inşaatta çalışan işçi sigara molası verdikten sonra, işine devam ediyor.

Sinir doktorları internet çağında dinlenmeyi unuttuk, öğrenmek zorundayız diye uyarıyorlar.

Evde hiç ara vermeden vaktini internette geçiren öğrenci, ders dinlemede dikkatini toplayamıyor. Dersi anlamıyor ve okulda başarısı düşüyor.

Otobüs durağından gelenler, sokaktan geçenler, okul ve yuvadan çocuklarını alan ebeveynler ellerinde cep telefonu ile meşgul oluyorlar.

Çocuk arabasında yattığı yerden etrafa bakmak istiyor. Anne arabanın önünü kapatmış elinde telefon. Çocuk annesinin sağından solundan bakmaya çalışıyor. Otobüs bekliyorlar, anneyi uyarıyorum. Kısa bir müddet çocukla ilgileniyor, akabinde tekrar telefonuna dönüş yapıyor.

Tıpkı uyuşturucu alanlar gibi müptela olmuş, sigara ve alkole alışanlar ruhsal tedavi görmeden bırakamıyorlarsa, telefon aşırı alışkanlığı da tedavi gerekiyor.

Modern internet çağının sebep olduğu modern hastalıklar. Mobil telefonla yapılmayan hiçbir şey yok. Konuşma, okuma, sosyal medyada iletişim, ama aşırı kullanılan her şey insanı hasta yapıyor, ruh sağlığı bozuluyor. 

Gezegenimizde insanlık bu yeni ortama hazırlanmadı. Para severler ticaret amacıyla internet gereçleri kullanılması öğrenilmeden piyasaya sürdü.

Sosyolog, psikolog, düşünce öncüleri, eğitmen ve öğretmenler geç kalan önleme dikkat çekiyor, uyarıyor ve okulda ders olmasını sağlıyorlar. Bu nedenle büyük anne ve babalara okulda öğrenen torunları yardım ediyor. İnternet kullanarak öğrenmeye çaba gösteren yaş almışlar var, bu modern gereci kullanamayan cahil kalıyor.

Demek ki, önemli olan ara vererek, dinlenmeyi öğrenmek sağlıklı yaşam için şart oluyor.

Birçok iş yerinde, iş verenler kısa süreli çalışmaya ara vermenin, daha iyi ürün vermeyi sağladığını kavradı. Her işçi nasıl dinlenebiliyorsa yol ve metodunu kendisi bulmalı.

Bazı firmalar işe başlama esnasında işçilerine renkli kalemler veriyorlar. Hazır levhalarda resim yapmaları veya çizilmiş resimleri boyama işlevi ile dinlenme sağlanıyor.

Çatı katında şezlong koyup, güneşlenme imkânı veriliyor. Kahve molası, kaynayan kahvenin sesini dinlemek de dinlendirir.

İş yerinde bahçe varsa, çiçekleri gözleme ve kuşların sesini dinleyip işine devam eden işçinin verimi artırdığı gözleniyor.

Evde, hafta sonu kolunun altına yastık koyarak pencerede sokağı gözleyen insan internet çağında artık kalmadı, hatırlatmada fayda vardır.

Dua ederek, tespih çekerek dinlenen olduğu gibi, kas geliştirme egzersiziyle veya meditasyon yaparak da dinlenme mümkündür.

İş yerinde ve özel hayatta dinlenmenin sağlığa faydası anlaşıldıktan sonra şekil bireyin seçmesine bağlı oluyor.

Bilhassa kadınların kısa süreli dinlenmeye daha çok ihtiyaçları var. Onların beyinleri daha hızlı çalışır. Ayrıntılı düşünür, karşılaştırmayı prensip edinirler.

Şehre arabayla gitsem, park yeri bulamam, o halde otobüs ve treni tercih etmeliyim. İklimin ısınması çocuklarımın geleceğini etkiler. Kadın beyni duygusal düşüncelere yatkın olduğu için, daha fazla enerjiye ihtiyaçları vardır. O halde mutlaka daha sık ve kısa sürekle dinlenmeyi öğrenmek ve sanat edinmek zorundadır.

Tuvalete gitmek için verilen zaman dinlenme olarak sayılmıyor. Bir iş yerinde tuvalete giderken geçirilen zamanı işçisinin maaşından kesen bir işveren mahkemede kaybediyor. Tuvalete gitme ihtiyacı insan hakkı sayılıyor.

Konser ve tiyatro oyunlarında mutlaka ara verilmelidir. Ara verilmeden üç saat süren bir oyundan sonra sanat severler daha sonraki oyunlarda gelmezler. Ara verilirse seyirci gider endişesi hatalıdır. Seyirci hür olarak kararını verebilmelidir.

Berlin’de trenden iniyor, otobüs durağına yürüyorum. Durağa yakın bir yerde otobüsün ön camında mola, ara yazısı konmuş. Hiç kimse şoföre kaç dakika sonra otobüs durağa geliyor, diye sormuyor. Onun dinlenme süresine, kutsallığına saygı gösterilen bir toplumda yaşamak ayrıcalıktır. Beklerken hiç telaşlanmıyorum, durakta kaç dakika sonra otobüsün geleceği yazılı, yazacağım makaleyi düşünüyorum. İç dünyam çok zengin.

Didim’de Ekim ayında dolmuş geçiş sayısı turistler gidince azalmıştı. Şoföre kaç dakikada bir geçiyorsunuz, diye soruyorum. Cevap olarak o bana soruyor, kaç dakikadır bekliyorsun? Halbuki sen diyecek kadar tanışmıyoruz. Berlin’de alıştığım gibi durakta dolmuş geçiş saatleri yazmıyor.

Emekli kenti olan Didim’de durakta yaş almışlar, her şey turiste göre ayarlanıyor, halbuki onların yerli halka ihtiyacı var, diyorlar.

Büyük şehir, şehir, kent ve köye göre dinlenme sanatı öğrenilebilir. O halde eğitmen ve öğretmenler küçük sınıflarda başlayarak konuyu öğretim müfredatına almalıdır. Öğrenci yaşadığı ortamdan başka mekânları tanımalı. Bunun için sınıf gezileri teşvik edilmelidir.

Bir psikoloji öğretmenim, aydın ve okuyan bireylerin dinlenmesi bir işten başka bir işe geçmektir, demişti. Yani resim yaparken yorulan müzik dinleyerek, müzikle yorulan temiz havada yürüyüş yaparak dinlenebilir. Bu ilkeyi ben de öğrencilerime vermeye gayret ettim.

Sevgili okuyucularım, bu makaleyi okuduktan sonra, arkanıza yaslanıp, günlük yaşamınızı mercek altına alın ve lütfen kendinize sorun. Günlük hayatınızda dinlenmeye önem vermeyi, bu sanatın da öğrenebileceğini unutmayın.

Dinlenerek kalın!

Bu konuda okuduğum ve kaynak olarak kullandığım makale:

Ursula Ott, Nadine Magner (resimler), Schauen Sie dem Gras beim Wachsen zu!, Chrismon, das evangelische Magazin,[dergi], sayfa: 40 – 42.