Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusu, Efeler Mahallesi’nde bulunan 5.053/1 parsel, Maliye Hazinesi’ne ait taşınmaz üzerindeki tartışmalı gelişmeler oldu.
Mavi Didim Gazetesi, 29 Temmuz 2025’te “DİDİM BELEDİYESİ’NDE USULSÜZLÜK SKANDALI: DEVLET ARAZİSİ RANTA MI KURBAN EDİLİYOR?” başlığıyla konuyu gündeme taşıdı. Haberde, kamuya ait bu değerli alan üzerinde bazı “oyunlar” oynandığı iddiaları yer aldı.
Hilmi Erbaş’ın Beklenmedik Çıkışı
7 Ağustos 2025’te Didim Ticaret Odası Başkanı Hilmi Erbaş basının karşısına çıktı. Açıklamasında, söz konusu parselde sadece vekalet verilen kişi üzerinden, mesleği gereği harita işleri yaptığını, ilgili firmayı tanımadığını, muhatabın da bu vekil olduğunu söyledi.
Ayrıca, 2012 yılında bu yana belediye meclisinde bu taşınmaz hakkında alınan kararın oy birliğiyle geçtiğini bildiğini ve her şeyin yasal olduğunu savundu.
Ancak burada dikkat çeken soru şu:
Konunun asıl muhatapları Didim Belediyesi ve ilgili firma B...t ajans Rek. Dan. A.Ş. iken, Ticaret Odası Başkanı neden savunma pozisyonuna geçti?
Harita işini yapmak bir şey, basın karşısında adeta davanın avukatı gibi konuşmak başka bir şey.
Yoksa ortada “meslek icabı” açıklamayla örtülemeyecek başka bir hassasiyet mi var?
Eksik Cevaplar, Fazla Savunma
Erbaş, “Her şey yasal” diyerek konuyu kapatmaya çalıştı, ancak şu basit soruya yanıt vermedi: Her şey yasal ise Didim Belediyesi neden ruhsat vermedi?
Belediye susarken, Erbaş’ın bu kadar hevesle konuşması ister istemez akıllara şu soruları getiriyor:
Belediyenin avukatı mı kendisi?
İlgili firmadan resmi bir görevi mi var?
Yoksa geçmişte hazine arazileri ile ilgili soruşturmalarda adının geçmesinden dolayı bu konuya özel bir hassasiyet mi duyuyor?
Hatırlatalım; Yıllar önce hazine arazileriyle ilgili yürütülen bir operasyonda Hilmi Erbaş da gözaltına alınmış, adliyeye jandarma eşliğinde getirilirken çekilen fotoğrafı gazetemizde yayımlanmıştı. O günlerde bu fotoğrafı engellemek için yayın yasağı aldırmış, devletin taktığı kelepçenin hesabını basından sormuştu.
Perde Arkasında Dönenler
Bugün gelinen noktada, tahsis süresi bitmiş bu arazinin şartları zorlayarak elde tutulmaya çalışıldığı iddiaları dolaşıyor.
Didim’de herkes, hazine arazileri üzerinden kimlerin geçmişte hangi bağlantılarla iş takip ettiğini bilir. Bu nedenle sürecin çok daha dikkatli, denetimli ve şeffaf yürütülmesi gerektiği ortada.
Kulislerde konuşulanlara göre, bazı siyasetçiler ve bürokratlar perde arkasında devreye girerek, tahsis süresinin uzatılması ve Belediye’den ruhsat alınması için görüşmeler yapıyor.
Kamuoyunun beklentisi açık:
5.053/1 parsel ihale süreci şeffaf, hukuka uygun ve kamu yararını esas alacak şekilde yürütülmeli.
Herhangi bir kamu zararına yol açmadan, Milli Emlak Müdürlüğü titizlikle hareket etmeli.
Böyle değerli bir alanın, rant çevrelerine değil, Didim’in ihtiyacı olan okul gibi projelere ayrılması sağlanmalı.
Kısacası, kamu malı kişisel çıkarların değil, milletin ortak menfaatlerinin hizmetinde olmalıdır.
Didim’in hazine arazileri, masa başı oyunlarla değil, halkın yararına kullanılmalıdır.
Bu tartışma, Didim’de sadece bugünün meselesi değil. Önümüzdeki günlerde hem hukuki süreçlerin hem de kamuoyu baskısının bu dosyayı yeniden gündeme taşıması kuvvetle muhtemel. İhale, ruhsat ve tahsis konularında atılacak her adım, Didim’in geleceği açısından kritik öneme sahip olacak. Yani perde henüz kapanmadı; yasal işlemler ve denetimler, kamu vicdanını tatmin edene kadar devam edecektir.