Didim CHP İlçe Binası önünde gerçekleştirilen aşure dağıtımı, her yıl düzenlenen geleneksel bir etkinliktir. Bu etkinlikte, Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay’ın konuşmasında, emeği geçenler arasında CHP İlçe Başkanı Aşkın Atlı ve ilçe yönetimini anmaması, partililer arasında bir “teşekkür krizi”ne yol açtığı yönünde dedikodular ortaya atılsa da, Didim’de CHP, liyakatten çok “Sadaka-ti” benimseyen bir yapıya dönüştüğü için kimse sesini çıkaramıyor.
2024 Nisan ayından bu yana CHP’nin içindeki karmaşayı görmek istemeyenlerin dikkatine!
CHP’nin aşuresine dikkatli bakarsanız, içinde MHP’li, DSP’li, AK Partili, Genç Partili, hatta Rotaryenleri bile görebilirsiniz. İçindeki şekerin bile ithal olduğuna emin olabilirsiniz.
Bir kap aşure için izdiham yaratan bu topluluğa yazıklar olsun. Aşureye verdikleri önemin yüzde 10’unu partileri için verselerdi, birileri bugün kalkıp Didim CHP’nin başkanına ve yönetimine saygısızlık yapma cüretini gösteremezdi.
Parti dışından biri yapsa, bas bas bağıranlar, oy verip yetki verdiği kişiye gelince sus pus oluyor. Dağılanın sadece aşure değil, Didim CHP olduğunu ne zaman anlayacaklar, bilinmez.
Hatice Totik Gençay’ın damat dı tarafından Didim’e entegre edilen “Böl, parçala, yönet” sisteminin 17 aydır Didim’de hızla ve kontrolsüz biçimde sürdüğünü görmemek için gerçekten “salak” olmak lazım desem, kaç kişi alınır?
“Böl, parçala, yönet” ne demek olduğunu yapay zekaya sordum, işte cevabı:
"Böl, parçala, yönet", bir toplumu, grubu veya sistemi kontrol etmek için kullanılan stratejik bir yaklaşımdır. Bu yöntem, bir bütünün daha küçük parçalara ayrılarak zayıflatılmasını ve bu parçaların birbirine karşı kullanılarak yönetilmesini ifade eder. Amaç, birleşik bir direnişi engellemek ve kontrolü kolaylaştırmaktır.” diyor. Organik zekâlı olanlara duyurulur.
Konumuza dönersek;
Didim CHP İlçe Binası önünde düzenlenen etkinliğe partililer ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Belediye Başkanı Hatice Totik Gençay, CHP İlçe Başkanı Aşkın Atlı, ilçe yöneticileri, belediye meclis üyeleri, kadın ve gençlik kolları temsilcileri ve CHP üyeleri katıldı. Ancak Hatice Gençay’ın konuşmasında İlçe Başkanı Aşkın Atlı ve ilçe yönetimini anmaması, parti içinde dayanışma ve birliğin olmadığını net şekilde ortaya koydu.
Bundan önce de, Kurban Bayramı’ndaki bayramlaşmada Belediye Başkanı’nın konuşmasını, tavırlarını, sözlerini izlemeyenler izlesin. Ne demek istediğimi fazlasıyla anlayacaksınız.
Bugünkü yaşananların başlangıcı, Didim CHP içerisinde üst düzeyde yaşanan güç mücadelesinin yansımasıdır. Yerel seçim sürecinden bu yana devam eden bu mücadelede, Belediye Başkanı Hatice Totik Gençay’ın ilçe örgütüyle uyumlu çalışmaması ve İlçe Başkanı Aşkın Atlı’yı yok sayması, siyasi hizipçilik ve güç zehirlenmesinden başka bir şey değildir.
Hatice Totik Gençay, belediye başkan adayı olarak açıklandığı gün, Didim’de CHP’lilerin özgür iradesiyle seçilen ilçe başkanı ve yönetimine gösterdiği saygısızlık ve tanımamazlık karşısında, yönetimin tamamının istifasıyla sonuçlandı. O zaman güçlüden yana tavır koyanlar, bu gün ezilen tarafta kaldılar.
“Didim’de kimi aday göstersen kazanır.” sözü, adayın gücünden değil, halkın gücünden kaynaklandığını anlatmak için ne yapmak gerektiğini ben çözemedim.
Didim’de CHP seçmeni gücünü bilmiyor, CHP’den seçilenler de haddini bilmiyor.
Önceki belediye başkanı ATABAY, İlçe seçimlerine müdahil oldu, desteklediği kırmız liste delege seçimlerini açık ara kaybetti. Atabay, Mavi listeye karşı diğer sarı liste ile kırmızı listeyi birleştirdi, ilçe seçimini yine kaybetti.
Niye biliyor musunuz?
Atabay yaptıklarından dolayı sevilmediğinin rolü çok büyüktü. Partiden kopuk bir anlayış ile belediyeyi yönetmeye çalışıyordu. CHP’de karşılığı yoktu.
Bu günde aynı şey devam ediyor. Belediye başkanının ve yönetiminin yanlış yaptığını gördükleri hâlde, İl Başkanı ve milletvekillerinin sessiz kaldığı sürece, Hatice Totik Gençay’ın egolarına katlanmak zorundasınız.
Bana göre, Özlem Çerçioğlu’na siyasette hakkını teslim etmek gerekir. Hatice Totik Gençay’a en başından beri sergilediği mesafeli tavır, siyasette tecrübenin adıdır.
Kıssadan hisse:
GUGUK KUŞU operasyonu devam ediyor.
2024 yılının Mart ayında kaleme aldığım köşe yazımda "Guguk Kuşu"nun hikâyesini yazmıştım. Anlamayanlara yeniden hatırlatayım:
Guguk kuşu, en tehlikeli ve sinsi kuş türüdür. Gözüne kestirdiği yuvanın çevresinde sinsice dolanır. Saksağan, ispinoz ya da ötleğen fark etmez; hedefi, yabancı türlerin kuluçkaya yatmasını beklemektir. Uygun anı kollayıp yuva boş kaldığında hızla harekete geçer, göz açıp kapayıncaya kadar bir yumurtayı atar, yerine kendi yumurtasını bırakır ve kaçar.
Yuva sahibi, kendi yumurtasının atıldığını ve yerine yabancı bir yumurtanın yerleştirildiğini fark etmez. Kuluçkaya devam eder.
Guguk yavrusu ise annesi kadar sinsi ve tehlikelidir. Diğer yumurtalardan en az bir gün önce çıkar, doğar doğmaz yuva boş kaldığında kalan yumurtaları itip kakar, yuva dışına atar ya da kırar. Böylece yuvanın asıl yavruları yok edilir.
Guguk yavrusu yuvanın tek mirasçısı olur. Kandırdığı yuvanın sahibinin şefkatini, fedakârlığını ve koruma içgüdüsünü sömürmeye başlar. Vahim durumun farkında olmayan anne kuş, guguk yavrusunu besler, korur ve büyütür.
Guguk yavrusu zamanla kendisini büyüten anneden bile iri hale gelir. Ve işi bittiğinde ne mi yapar?
Yuvayı dağıtır ve çekip gider.
Evet…
Belediye Başkanı, yardımcıları ve Meclis üyelerinin geçmişte hangi partilerde neler yaptığını araştırırsanız, bu “Guguk Kuşu” benzetmesinin hiç de haksız olmadığını göreceksiniz.
Bakın, tam 17 aydır Didim’deki CHP etkinliklerinde ne eski belediye başkanını, ne yardımcılarını, ne meclis üyelerini, ne de onların yandaşlarını gören var mı?
Yok!
Çünkü onlar da Guguk Kuşu gibi; işi bitince çekip gittiler.
Bundan sonra da bir değişiklik beklemeyin....
Şimdi önümüzde yeni bir süreç var:
CHP’nin ilçe kongresi, delege seçimleriyle birlikte başladı. İlçe ve il kongrelerinin takvimi, 14 Temmuz itibarıyla işlemeye başladı.
Evet, esas tiyatro şimdi başlıyor…
Tiyatronun adı: “Aşurenin Taneleri”