AYDIN

DİDİM CEMEVİ’NDE MADIMAK UNUTULMADI!

Didim Cemevi, 30 yıl önce yıl önce Sivas Madımak Oteli’nde katledilen 35 aydını anmak üzere panel düzenledi.

2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Otelinin ateşe verilmesiyle hayatını kaybeden 35 aydın, akademisyen, yazar ve sanatçı için “30. Yılında Madımak Hala Yanıyor” başlıklı panel Didim Cemevi’nde düzenlendi. Saz eşliğinde süren panelde sesiyle Veysel Başboğa eşlik ederken, konuşmacı olarak ise Araştırmacı-Yazar Erdal Yıldırım konuk oldu. Programın moderatörlüğünü ise Seyit Karahalil üstlendi.

Hayatını kaybedenlerin anıldığı panelde CHP Didim Kadın Kolları Başkanı Gülru Pere Uzman, CHP Didim İlçe Başkanı adayı Ahmet Yılmaz, Cemevi üyeleri ve Didimliler katılım gösterdi. Panel, Madımak Otelinde hayatını kaybedenleri anmak üzere, bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşu ardından, Didim Cemevi Başkanı Hüseyin İlhan günün anlam ve önemine dair konuşmasını gerçekleştirdi.

Madımak’ı Unutturmamak İçin Alanlardayız

Didim Cemevi Başkanı Hüseyin İlhan açılış konuşmasında, “Her yıl olduğu gibi 30 yıldır 2 Temmuz bizler için gerçekten kanayan yara. Faşist İslamcı yobaz güruhun 30 yıl önce otelde Pir Sultan etkinliklerine giden oteldeki ozanlarımızı, yazarlarımızı diri diri yaktılar. Biz de her sene olduğu gibi bu sene de burada bir anma etkinliği düzenleyerek buradaki canlarımızı ölümsüzleştirmek için, unutturmamak için alanlardayız. Ülkenin dört bir yanında birçok canımız Sivas'a hareket etti. Sivas'ta Madımak Oteli'nde buradaki yanan canlarımızı orada anmalarını yapacaklar. Didim Cemevi olarak bizler dediğimiz gibi her sene 2 Temmuz anmamızı yine geçen sene olduğu gibi bu sene de Altınkum'da Yalı Caddesi'nde tekne turlarının olduğu yerde başlatacağız. Bu da Didim Cemevi'mizin Grup Açlık Veysel'le burada deyişlerimizi, türkülerimizi, ağıtlarımızı söyleyeceğiz.

Bugün bizler Alevi inancı üzerine araştırmalar yapan yazarımız Erdal Yıldırım bizler için burada. Bugünkü panelimiz, “30. Yılında Madımak Hala Yanıyor”. Gerçekten hala yanıyor yüreğimizde. Ne zaman ki failleri hak ettiği cezayı bulursa, ne zaman ki dosyalar saman altı edilmeye kalkmamışsa bizlerin de bir nebze de olsun yüreklerimize su dökmüş olacak.” sözlerine yer verdi.

Başkan İlhan ardından panelin Moderatörlüğünü üstlenen Seyit Karahalil konuşmasını gerçekleştirdi. Karahalil, Madımak’ın utanç müzesi olacağını dile getirerek, “Sevgili canlar, Sivas'ta kaybettiğimiz 35 can adına cümlemizin nur cemalini niyaz ediyor ve Sivas'ta kaybetmenin canlarımızın önünde saygıyla eğiliyoruz. Türkiye'nin dört bir yanından bugün Sivas'a hareket edildi. Yarın o utanç müzesi olmayan Madımak'ın önünde anma yapılacak. Ama inadına o Madımak Müzesi, utanç müzesi olacaktır. Bunun için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi. Gerçekleşen konuşmalar ardından mikrofon Araştırmacı-Yazar Erdal Yıldırım ve eşliğinde sazıyla Veysel Başboğa’ya bırakıldı.

Veysel Başboğa günün Madımak’ı anmak üzere türkülerini konuklar eşliğinde okudu. Okunan türküler ile beraber Madımak’ta hayatını kaybedenler slayt gösterimi halinde konuklara sunuldu.

Aleviler sadece ritüellerini yaşatmak istedi

Kendini tanıtarak söze başlayan Araştırmacı-Yazar Erdal Yıldırım, Madımak’ın kendisi için bir milat olduğunu dile getirdi. Konuşmasına devam eden Yıldırım, “Alevilerin sadece ve sadece kendi özgür ritüellerini yaşamak istediklerini, bunun dışında hiç başkaca bir taleplerinin olmadığını, eşit yurttaş olmak istediklerini gördüm. Ancak tarihe dönüp baktığımız vakit bütün bu etmenlerle Alevilerin Kızılbaşların, Türkmenlerin hak inancının mensuplarının, yani günümüzde de geçerli olmak üzere aynı inançtan, aynı dili, aynı etnik kimliği konuşmayan herkese düşmanca bakan bir zihniyetin ardıllarının devamının katliamına uğramışlardır Madımak'ta. Üstüne üstlük Madımak'ta katledilenler Sadece Alevi Kızılbaşlar değildir. Aydınlar, yazarlar, sanatçılar, şairler, karikatüristler, ressamlar, sematçı gençlerimiz, genç çocuklarımız, misafirlerimizdi. Bir güruh bugün de aynı zihniyetin ardıllarının iktidarda olduğu faşist, şeriatçı bir güruh. Hem de çok acı bir deneyim ve uzun saatler süren bir kalkışmadan sonra otele sığınan aydınlarımızı ve yazarlarımızı yakarak katlettiler.” dedi.

On binlerce asker neredeydi?

Yıldırım, katliam gününü dile getirerek, “Dönemin Kültür Bakanı olan Fikri Sağlar, maddi, manevi, lojistik, ulaşım vesaire, konaklama dahil bütün yardımları, yapacağını söylemesine rağmen dönelim, 30 yıl öncesine bakalım. Fikri Sağlar o gün ortalarda yok. Başka bir şey daha ortada yok diyelim. Sivas'ta olanlar bilir ben de Sivaslıyım. Temel tepeyle Madımak Müzesi’nin arası iki buçuk kilometre. Temeltepe denilen yerde de askeri bir tünel var on binlerce asker var. Şimdi dönelim Madımak'a, ne oldu diye kısaca bir bakalım. Birinde açılış konuşması yapılıyor, Aziz Nesin konuşuyor. Pir Sultan Derneği Başkanı Murtaza Demir konuşuyor. Vali Yiğit Ahmet Karabilgil gibi konuşuyor. Öğleden sonra şairler, sanatçılar, ressamlar kitaplarını ilk tanıyorlar, sergilerini gezdiriyorlar. Müzisyenler, konserler veriyorlar, karikatüristler, çiziyorlar Böyle bir günün sonrasında ama bir havada, bir başka bir hava var. Bizzat orada yaşayanlar bu havayı hissediyorlar. Yeter. İkinci gün öğlen saatlerine doğru ve ondan iki gün önce de bir bildiri basılıyordu. Müslüman kamuoyuna bildirilir diyerek. Mahşerde sizden hesap sorulur manasında olan bildirilerden sonra ikinci gün yine bir Cuma günü 2 Temmuz 93’te köşelerde toplananlar, camilerden, vaazlardan sonra Sivas sokaklarına dağılanlar önce medreseye saldırdılar içerideki canlar, sanatçılar, sematçılar ve oraya giden katılımcıların güçlü ve dirençli bir direnişiyle karşılaşan o faşist güruh geri çekilmek zorunda kaldı.

Yangını canlı yayınladılar!

Ancak oradan sonra Madımak önüne ve orayı boşalttıktan sonra Madımak Sığınan orada konaklayan yüzü aşkın yine Aydın yazar sanatçı ve sematçının olduğu Madımak Oteli'ne doğru yürüdüler. Öğlen saatleriydi sevgili dostlar. Madımak yangını, otel ne zaman yakıldı akşam yedi buçuk sıralarında sekize doğru. Şimdi işte aklıma geliyor. Temel tepedeki bu on binlerce asker neredeydi? NATO'nun ikinci büyük ordusu neredeydi? Neden hep Kızılbaşlar, Türkmenler, Aleviler, Bektaşiler katledilirken vatandaşımız diyenler, sizleri de seviyoruz diyenler, benim Alevi dostum, arkadaşım, komşum var diyenler ya da yöneticiler ya da oylarımızı alanlar neredeydiler? Çünkü biliyoruz. Gün boyu bütün sanatçılar, yazanlar, aydınlar, Ankara'dan bütün tanıdıklarını aradılar konuştular. Parti başkanı, genel başkanıyla Erdal Bey'le konuştular. Konuştular Fikri Sağlar'la konuştular. Seyfi Oktaylarla konuştular. Başbakanlığı ya da başka partilerden tanıdığı olanlar, onlarla konuştular. Oysa sekiz saat boyunca bütün dünyaya, televizyonlardan naklen Madımak'ta 33 canı nasıl yattıklarını gösterdiler. Naklen yayın yaptılar. İşte burada soracağız, sorgulayacağız.” ifadelerine yer verdi.

Gerçekleşen konuşmalar ardından konukların sorularına cevap verilmesiyle panel sonlandı. HABER : ERGUN KORKMAZ