Çev­ri­mi­çi savaş

11 Kasım 2025 ta­ri­hin­de Türk Hava Kuv­vet­le­ri'ne ait C130 as­ke­ri kargo uçağı Azer­bay­can'ın Gence Ha­va­ala­nı'ndan ha­va­lan­dık­tan sonra Tür­ki­ye'ye dönüş yo­lun­da Gür­cis­tan sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de düştü. Milli Sa­vun­ma Ba­kan­lı­ğı acı ha­be­ri du­yur­du ve uçak­ta­ki 20 as­ke­ri­mi­zin şehit ol­du­ğu­nu açık­la­dı.

15 Ara­lık Pa­zar­te­si günü Türk hava sa­ha­sı­na yak­la­şan bir in­san­sız hava aracı (İHA), F-16’lar ta­ra­fın­dan Çan­kı­rı ya­kın­la­rın­da dü­şü­rül­dü. MSB'den ya­pı­lan açık­la­ma­da, Ka­ra­de­niz üze­rin­den Türk hava sa­ha­sı­na yak­la­şan bir hava izi­nin tes­pit edil­di­ği ve rutin pro­se­dür­ler kap­sa­mın­da ta­ki­be alın­dı­ğı ifade edil­di.


Ar­dın­dan Ko­ca­eli'nin İzmit il­çe­sin­de­ki kır­sal alana in­san­sız hava aracı (İHA) düştü. İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan İHA ile il­gi­li "Bugün Ko­ca­eli-İzmit il­çe­si Çu­buk­lu­ba­la Ma­hal­le­si sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ilk be­lir­le­me­le­re göre; Rus men­şei keşif ve gö­zet­le­me amaç­lı kul­la­nı­lan Or­lan-10 tipi ol­du­ğu de­ğer­len­di­ri­len, İnsan­sız Hava Aracı (İHA) bu­lun­muş­tur. Ko­nuy­la il­gi­li in­ce­le­me devam et­mek­te­dir." açık­la­ma­sın­da bu­lu­nul­du.

Tür­ki­ye’yi zi­ya­ret eden Libya Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral Mu­ham­med Ali Ahmed Al Had­dad, An­ka­ra’da ken­di­si­ni ve he­ye­ti­ni ta­şı­yan özel jetin düş­me­si so­nu­cu ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. Al Had­dad ve be­ra­be­rin­de­ki heyet, Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral Sel­çuk Bay­rak­ta­roğ­lu’nun da­vet­li­si ola­rak An­ka­ra’ya gel­miş ve bir dizi te­mas­lar­da bu­lun­muş­tu.

Libya Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Or­ge­ne­ral Mu­ham­med Ali Ahmed Al Had­dad’ın da ara­la­rın­da bu­lun­du­ğu sekiz ki­şi­yi ta­şı­yan 1988 ya­pı­mı Fal­con 50 tipi uçak, 23 Ara­lık ak­şa­mı saat 20.17’de An­ka­ra Esen­bo­ğa Ha­va­li­ma­nı’ndan Trab­lus’a git­mek üzere ha­va­lan­dı.


Uçak, kal­kış­tan yak­la­şık 19 da­ki­ka sonra An­ka­ra’nın Hay­ma­na il­çe­si­ne bağlı Ke­sik­ka­vak Köyü ya­kın­la­rın­da düştü.

Son bir ay içe­ri­sin­de bir­bi­ri ar­dı­na mey­da­na gelen söz ko­nu­su olay­lar bir­den bire “ne olu­yo­ruz?” şek­lin­de­ki so­ru­nun daha fazla dil­len­di­ril­me­si­ne ve­si­le oldu.

Dik­kat edi­lir­de mey­da­na gelen ve ka­yıp­la­rın ve­ril­di­ği bu ha­di­se­ler­de artık yüz­ler­ce bin­ler­ce sa­vaş­çı yok.

Sa­vaş­la­rın ya­pıl­dı­ğı büyük mey­dan­lar yok.

Sa­de­ce ve sa­de­ce “çev­ri­mi­çi” diye ad­lan­dır­dı­ğı­mız bil­gi­sa­yar üze­rin­den ya­pı­lan ope­ras­yon­lar var.


Türk­le­re Ana­do­lu’nun ka­pı­sı­nı açan Ma­laz­girt Mey­dan Mu­ha­re­be­si, 26 Ağus­tos 1071 ta­ri­hin­de Büyük Sel­çuk­lu Dev­le­ti hü­küm­da­rı Al­pars­lan 50 bin ki­şi­lik or­du­su ile Bi­zans hü­küm­da­rı Romen Di­yo­jen’in 200 bin ki­şi­lik or­du­su ara­sın­da ger­çek­le­şen ve Türk or­du­su­nun ga­li­bi­ye­ti ile so­nuç­la­nan bir sa­vaş­tır.

1071 yı­lın­da ya­pı­lan bu savaş son­ra­sın­da Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­nin ku­ru­luş ta­ri­hi olan 1923 yı­lın­da kadar sa­yı­sı­nı ha­tır­la­ya­ma­ya­ca­ğı­mız kadar savaş ya­pıl­dı, kar­şı­lık­lı or­du­lar ara­sın­da ya­pı­lan savaş ön­ce­si mü­ca­de­le­nin ne­re­de ya­pı­la­ca­ğı ka­rar­laş­tı­rıl­dı ve sa­va­şın so­nun­da kimin galip gel­di­ği kimin ye­nil­di­ği çok net bir şe­kil­de belli oldu.

O dö­nem­ler­de sa­vaş­lar önce kı­lıç-kal­kan ve mız­rak­lar­la-son­ra­la­rı ge­liş­ti­ri­len top ve tü­fek­ler­le, bir müd­det sonra da bom­ba­lar­la ya­pıl­dı­ğın­dan sa­va­şan­la­rın sa­yı­sı­na göre yüz­bin­ler­ce hatta mil­yon­lar­ca can kaybı ya­şan­dı.


Kör­fez Sa­va­şı veya Bi­rin­ci Kör­fez Sa­va­şı, kod adı Çöl Fır­tı­na­sı Ha­re­kâ­tı olan ve 2 Ağus­tos 1990'da Irak'ın Ku­veyt'i işgal et­me­siy­le baş­la­yan kri­zin so­nu­cun­da, ABD ön­cü­lü­ğün­de, Bir­le­şik Kral­lık, Fran­sa, Suudi Ara­bis­tan, Su­ri­ye, Mısır'ın da ara­la­rın­da bu­lun­du­ğu 37 ül­ke­nin dahil ol­du­ğu ko­alis­yon gü­cü­nün Irak'a karşı dü­zen­le­di­ği as­ke­rî ha­re­kât pek ço­ğu­mu­zun ha­tır­la­ya­ca­ğı gibi adeta “Nak­len yayın” şek­lin­de ger­çek­leş­ti.

Biz Bi­rin­ci kör­fez sa­va­şı­nı te­le­viz­yon­la­rı­mı­zın ba­şın­da ku­ru­ye­miş yi­ye­rek, çe­kir­dek çit­le­ye­rek sey­ret­tik, Kar­şı­lık­lı ül­ke­ler ara­sın­da baş­la­yan ve ne­ti­ce­le­nen bu savaş be­lirt­ti­ği­miz gibi “nak­len yayın” ha­va­sı içe­ri­sin­de geçti gitti.

Sonra daha çok fa­ce­bo­ok ve twit­ter gibi sos­yal medya he­sap­la­rın­dan baş­la­yan arap ba­ha­rı ile ta­nış­tık.


Arap Ba­ha­rı 2010 yı­lın­da baş­la­yan, Arap dün­ya­sın­da ya­şa­nan bir dizi hü­kû­met kar­şı­tı pro­tes­to, ayak­lan­ma ve si­lah­lı is­yan­lar­dı.

Arap Ba­ha­rı; Arap halk­la­rı­nın de­mok­ra­si, öz­gür­lük ve insan hak­la­rı ta­lep­le­rin­den or­ta­ya çık­mış; böl­ge­sel, top­lum­sal bir si­ya­si-si­lah­lı ha­re­ket­ti. Pro­tes­to­lar, mi­ting­ler, gös­te­ri­ler ve iç ça­tış­ma­lar ya­şan­mış. Halk­lar, öz­gür­lük mü­ca­de­le­si adı al­tın­da bir­çok Arap dik­ta­tö­rü­nü res­men de­vir­miş­tir.

Tunus, Mısır, Libya, Su­ri­ye, Bah­reyn, Ce­za­yir, Ürdün ve Yemen'de büyük çapta; Mo­ri­tan­ya, Suudi Ara­bis­tan, Umman, Irak, Lüb­nan ve Fas'ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap dün­ya­sın­da baş gös­te­ren mi­ting­ler, pro­tes­to­lar, halk ayak­lan­ma­la­rı ve si­lah­lı ça­tış­ma­lar­dı.

Dünya yak­la­şık 20 gün­dür Rusya ile Uk­ray­na ara­sın­da baş­la­yan ve pek çok st­ra­te­jis­tin “Üçün­cü dünya sa­va­şı­na yol aça­bi­lir” şek­lin­de dil­len­dir­di­ği sa­va­şı yine te­le­viz­yon­la­rı ba­şın­da en­di­şe ile ama daha çok büyük bir merak içe­ri­sin­de sey­re­di­yor.


Her ne kadar savaş cep­he­de Uk­ray­na ile Rusya ara­sın­da ce­re­yan etse de sütre ge­ri­sin­de Rusya ile Batı ara­sın­da daha çok ABD ve AB ül­ke­le­ri­nin “Eko­no­mik yap­tı­rım­la­rı” çer­çe­ve­sin­de devam edi­yor.

Batı ül­ke­le­ri Rusya’yı tank­la tü­fek­le sa­vaş­tan vaz­ge­çir­mek­ten çok ken­di­le­ri­nin üret­tik­le­ri ama dün­ya­da var olan tüm ül­ke­le­rin kul­lan­mak zo­run­da ol­duk­la­rı gün­de­lik ha­ya­tı­mız­da var olan tek­no­lo­ji ile ter­bi­ye et­me­ye ça­lı­şı­yor­lar.

Ön­ce­ki gün te­le­viz­yon ek­ran­la­rın­da gör­dü­ğü­müz bir haber kar­şı­sın­da don­duk kal­dık, Çok uzun yılar önce Rusya’da hiz­met veren Mc Do­nalds ham­bur­ger savaş do­la­yı­sı ile Rusya’dan çıkma ka­ra­rı almış, bu fir­ma­nın Rusya’dan çı­ka­ca­ğı­nı duyan Rus va­tan­daş­lar ki­lo­met­re­ler­ce kuy­ruk oluş­tu­ra­rak son bir defa Mc Do­nalds ham­bur­ge­ri yemek is­ti­yor­lar­dı.


Ha­ya­tı­mız­dan çık­tı­ğı anda çok büyük zor­luk­lar ya­şa­ya­ca­ğı­mız bin­ler­ce mar­ka­yı Rus va­tan­daş­la­rın ha­ya­tın­dan çı­kar­ta­rak mil­yon­lar­ca in­sa­nı dev­let baş­ka­nı Putin aley­hi­ne kış­kır­ta­rak tek bir mermi at­ma­dan sa­va­şı son­lan­dır­mak is­te­yen bu mü­ca­de­le­nin ismi “Çev­ri­mi­çi savaş” ola­rak ta­nım­lan­dı.

Rusya ile Uk­ray­na ara­sın­da­ki sa­va­şın ne zaman ne şe­kil­de ve hangi ül­ke­nin ga­li­bi­ye­ti ile bi­te­ce­ği­ni şim­di­den bil­mek zor, Ancak tek­no­lo­ji­de fer­sah fer­sah ile­ri­ye git­miş ABD ve AB ül­ke­le­ri­nin bu ve bun­dan sonra her­han­gi bir sa­va­şı dü­şü­nen­le­re karşı uy­gu­la­ya­ca­ğı yap­tı­rım­la­rı tank ile top ile füze ile değil sa­de­ce ve sa­de­ce eko­no­mik yap­tı­rım­lar diye bil­di­ği­miz tek­no­lo­jik ya­zı­lım­lar ola­ca­ğı çok net bir şe­kil­de or­ta­ya çık­mış oldu.

Geç­ti­ği­miz ay­lar­da artık tüm dünya ül­ke­le­ri ile bir­lik­te bizi de ken­di­si­ne esir eden fa­ce­bo­ok-twit­ter ve ins­tag­ram gibi sos­yal medya he­sap­la­rı­nın yak­la­şık 6 saat süren ke­sin­ti­si sı­ra­sın­da nasıl ça­re­siz kal­dı­ğı­mı­zı ha­tır­la­yan­lar, Allah mu­ha­fa­za kredi kart­la­rı­mız başta olmak üzere elekt­ro­nik ola­rak kul­lan­dı­ğı­mız tüm tek­no­lo­jik ürün­le­rin bir anda don­du­rul­ma­sı ile var olan tan­kı­mı­zın tü­fe­ği­mi­zin de hiç­bir işe ya­ra­ma­ya­ca­ğı­nı da gör­müş ol­du­lar.


Bun­dan sonra dün­ya­da var olan ha­ri­ta­la­rı daha da acısı tek­no­lo­jik nok­ta­da ken­di­si­ni ye­ni­le­yen ve ile­ri­ye giden ül­ke­ler dü­zen­le­ye­cek­ler ve bizde bu du­ru­mu “Ya tozu du­ma­na ka­ta­ca­ğız yada tozu du­ma­nı yu­ta­ca­ğız” şek­lin­de an­la­ta­ca­ğız.

Yüz­yıl­lar­dır din­le­di­ği­miz kah­ra­man­lık tür­kü­le­ri­nin artık çe­ki­ci­li­ği kal­ma­dı.