Çağrı, potansiyel alıcılara iletilmek istenen ve yaşanarak deneyimlenmiş olan bilgidir. Yaşam kolaylaştırıcı bilgilere bilinç diyoruz. Yaşama biçimini de kültür olarak tanımlıyoruz. Bilinç güvenli yaşamın yolunu açar; sorun çözücü ve yaşam kolaylaştırıcı olarak işlev görür.
Bilinç var olmakla oluşan ve var olanlarla ilgili olan bir farkındalıktır.
Bilinç, her adımda genişleyen bir evrende yürümektir.
Bilinç, bilgi üretir ve üretilmiş bilgiler, bilinci besler.
Bilinç, yaşamı düzenleyip yönlendirmenin, üretip yararlanmanın, algılayıp yorumlamanın ve öngörerek kurgulamanın kaynağıdır.
Bilinç sorun farkındalığının, soru sormanın ve çözüm üretmenin kaynağıdır.
Olabilirlikleri olmadan görme, bir bilinç çıktısıdır.
Bilinç, olanakları ölçüsünde bilmek ve dahada önemlisi, öğrenmenin yol ve yöntemlerini bulabilmektir.
Bilinçli insan özgür olduğu için üretkendir. Bilinçli beyinlerin en etkili üretimleri, yaratıların yaşamla buluşturulması eylemidir.
Bilinç, bilinmezlerin sınırını algılayabilmektir. Neler yapılabileceğini bilmek, nasıl yapılacak sorusuyla buluştuğunda; üretmek ve yaratmak kaçınılmaz olur.
Bilinç bir farkındalıklı algıdır. Bilinçli algı, en büyük yaşam kolaylaştırıcısıdır. Algılamak olgunun bir boyutudur. Algıladıklarının analizini ve sentezini yaparak, bulguları yaşama uyarlamak bilincin kanıtıdır. Yaşamın yaşanılır kılınması tüm varlıklar ve doğanın yararına olan pozitif eylemliliktir. Yaşama ilişkin en uygun tepki, bilinçli algının ürünü olabilir. Bilinç, doğadan öğrenmelerin içselleştirilerek çözümlere uyarlanması becerisidir.
Neden bilinç olgusunu irdeledik? Bir yaşam kolaylaştırıcısını veya kolaylaştırıcılarını obje kendi yaşamına uyarlayabilir. Aslında bu sav, sağlıklı yaşamın gerek koşullarındandır. Beden çok farklı nedenlerle bazı aksamaların olmasına, bazı yetmezliklerin yaşamı zorlaştırmasına neden olabilir. Temel sav, sayrıları bedenin ürettiğidir. Sayrı üretme bir konumlanma ve kabullenmelerle oluşmuş olabilir. Sağlıklı ve bilinçli bir beden öncelikle kendisi ile barışık olmalıdır. Barışıklık uyumlu birliktelikleri sağlar ve etkili olmasına katkılar sunar. Bu temel savdan hareketle bedendeki iç iletişim kanallarını açık tutmak gerektiğini söyleyebiliriz.
Olumlu algılar ve çözüme istemli yaklaşımlar etkinliği artırırken, sağaltım sürecini de kısaltır. Kendisini kutsayan birey, yaşamla barışık olandır. Sorunları aşmak istemli katkılarla olanaklı hale getirilebilir. Her beden kendisiyle ilgili sorunların ve olası çözümlerin temelidir. Bunun için pozitif iç diyalog istenir gelişmelere yol verir. Örneğin birey kendisi için yaşamın amentüsü sayılacak bazı temel istekleri net ve açık olarak dillendirebilir: Sağlık, mutluluk, özgürlük, güvenlik, şans ve bol kazanç. Bu olumlamaya bedenin tüm aktif organlarının katılması yararlı olur. Beyin, göz, kulak, burun, boğaz, ağız ve diş sağlığı istenir. Devamla; kalp, damar, böbrek, mide, bağırsak, pankreas, karaciğer, akciğer ve dalak… Bu olumlu talep bedene iletilir; bedenimin tüm organları ve sistemleri, sağlıklı, sorunsuz, üretken ve yararlı bir yaşamın sürdürülebilmesi için; bakım, onarım ve sağaltım işlevlerini gerçekleştirmenizi diliyor, istiyor ve bekliyorum!...
Sağlıklı, üretken, yararlı ve yaratıcı bir yaşamın sürdürülmesinde; bedenim kendisine yardımcı olabilir, olmalıdır ve olacaktır!
Bilmediklerine değil; görerek duyarak ve anlayarak öğrendiklerine inanmak yaşamı kolaylaştırır. Yatmadan önce ve uyandıktan sonra bu istemleri bedeninize iletebilirsiniz. Tüm okurlarıma sağlıklı bir yaşam dilerim.
Gün ışıdı ve yükseldi renklerin çığlıkları.
Buharlaşmaya başladı yaprak fısıltıları…
Esintilerle taşınıyor karanfil kokusu;
Ve harlanıyor yaşamı tutuşturan kıvılcımlar!