BÜTÇENİN GELİR ve GİDERLERİ.

Bütçe olgusuna somut bir vurgu ile başlayalım. Vatandaşlar ayağını yorganına göre uzatırken; devletler yorganını ayağına göre ayarlar. Bunun nedeni, devletin kaynak yaratma, para basma ve borçlanma gibi olanaklara sahip olmasıdır. Bütçenin temel kaynakları, devletin veya kamu kurumlarının harcamalarını finanse etmek için topladığı gelirlerdir. Bunlar başlıca vergiler, harçlar, borçlanma, dış yardımlar ve kamu işletmelerinden elde edilen gelirlerdir.

Bütçenin Temel Kaynakları.

Vergiler:

Devlet bütçesinin en önemli ve sürekli kaynağıdır.

Dolaylı vergiler (KDV, ÖTV) ve dolaysız vergiler (gelir vergisi, kurumlar vergisi) olarak ayrılır.

Vergiler, vatandaşların kamusal hizmetler için ortak katkısıdır.

Harçlar ve Resimler:

Pasaport harcı, tapu harcı, noter harcı gibi kamu hizmetlerinden alınan bedeller.

Vergi dışı ama düzenli gelir kaynağıdır.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Gelirleri:

Devlete ait işletmelerin (örneğin enerji, ulaşım, iletişim sektörlerinde) kârları bütçeye aktarılır.

Bu gelirler genellikle dalgalıdır.

Borçlanma:

İç borçlanma: Devletin yurtiçinde tahvil ve bono çıkararak borçlanması.

Dış borçlanma: Uluslararası kuruluşlardan veya yabancı ülkelerden alınan krediler.

Borçlanma, gelirler yetersiz kaldığında başvurulan geçici kaynaktır.

Dış Yardımlar ve Hibeler:

Uluslararası kuruluşlardan veya yabancı devletlerden sağlanan karşılıksız fonlar.

Özellikle kalkınma projelerinde kullanılır.

Diğer Gelirler:

Para cezaları, devletin sahip olduğu taşınmazların kiraları, özelleştirme gelirleri. Bunlar daha küçük ama tamamlayıcı kaynaklardır. Kavramsal Çerçeve

Bütçe, en basit tanımıyla, kamu kurumlarının gelecekteki harcamaları ile toplamayı düşündüğü gelirlerin planıdır.

Kaynakların toplandığı yer vatandaştır; yani bütçe hakkı halkın temsilcileri aracılığıyla kullanılır.

Devlet, bu kaynakları toplarken adalet, etkinlik ve sürdürülebilirlik ilkelerini gözetmek zorundadır. Bütçenin kaynakları sadece rakamlar değil, halkın alın teri, emeği ve ortak yaşam için yaptığı katkıdır. Vergi, harç ya da borçlanma; hepsi toplumun geleceğini şekillendiren araçlardır. Bu yüzden bütçe, yalnızca mali bir belge değil, aynı zamanda toplumsal sözleşmenin somut halidir.

Kısaca yanıt: Bütçeden toplanan kaynaklar, kalkınma planları, orta vadeli programlar ve kurumların stratejik hedefleri doğrultusunda önceliklendirilir. Eğitim, sağlık, altyapı, güvenlik, sosyal yardımlar ve borç ödemeleri gibi temel alanlara yönlendirilir.

Harcama Önceliklerini Belirleyen Unsurlar

Kalkınma Planları: Uzun vadeli vizyonu ortaya koyar. Örneğin, On Birinci Kalkınma Planı (2019–2023) gibi belgeler, hangi sektörlere ağırlık verileceğini belirler.

Orta Vadeli Programlar (OVP): 3 yıllık dönemler için ekonomik hedefleri ve mali disiplin çerçevesini çizer.

Stratejik Planlar ve Performans Programları: Her kurum kendi hedeflerini bu belgelerle uyumlu hale getirerek bütçe talebinde bulunur.

Analitik Bütçe Sınıflandırması: Harcamalar kurumsal, fonksiyonel, ekonomik ve finansman tipine göre ayrılır. Bu sınıflandırma, kaynakların şeffaf ve hesap verilebilir biçimde kullanılmasını sağlar.

Başlıca Harcama Alanları

Eğitim: Okulların yapımı, öğretmen maaşları, burslar.

Sağlık: Hastaneler, ilaç temini, halk sağlığı projeleri.

Altyapı ve Ulaşım: Yol, köprü, enerji ve su yatırımları.

Güvenlik ve Savunma: Polis, jandarma, ordu harcamaları.

Sosyal Yardımlar: Yoksullukla mücadele, engelli ve yaşlı destekleri.

Borç Servisi: İç ve dış borçların faiz ve anapara ödemeleri.

Çevre ve İklim Politikaları: Son yıllarda giderek artan bir öncelik; sürdürülebilir şehircilik ve iklim değişikliğiyle mücadele.

Bütçenin harcama öncelikleri aslında toplumun hangi değerleri öncelediğini gösterir. Eğitim ve sağlık için ayrılan pay, geleceğe yapılan yatırım; sosyal yardımlar, dayanışmanın somut hali; borç ödemeleri ise sistemin yükünü taşıyan sessiz bir zorunluluktur. Bütçe, sadece rakamların toplamı değil, toplumsal vicdanın aynasıdır.

Düşünmeye Açık Bir Soru

Kaynakların bu şekilde dağıtılması, gerçekten halkın ihtiyaçlarını mı karşılıyor, yoksa sistemin devamlılığını mı sağlıyor? Belki de bütçeyi anlamak, toplumun kendi önceliklerini yeniden tartışmaya açmakla mümkün. Toplumun önceliklerinin dikkate alınması, demokratikliğin ve yönetime katılımın kanıtı olur.

Son yıllarda bütçe hangi alanlara daha fazla bütçe ayrılmıştır, bu bir siyasi tercih midir?

Kısaca yanıt: Son yıllarda sağlık harcamaları rekor düzeyde artmış, aynı zamanda faiz ödemeleri, sosyal güvenlik ve eğitim kalemleri de önemli paylar almıştır. Bu dağılım, yalnızca ekonomik zorunlulukların değil, aynı zamanda siyasi tercihlerin bir yansımasıdır. Bu siyasi tercihler, kayırmacılığı, servet transferini ve ayrıcalıklı yandaşlar yaratmayı hedefler gibi gözükmektedir.