Munzurun akan suyuna
yaşamı koyduğum
gibi…
Yalnızlığın olduğu,
hatta fotoğrafını çektiğim günü..
Çöplükte çöp toplayanlar gibi..
Karda üşümüş kuşlar gibi…
Acıların, hüzünlerin, kederlerin;
Sürgünde kara vagonların yüreğime gömüldüğü günü..
Düşünceleri yüzünden derisi yüzülen Nesimi’yi
ya da Sivas’ta yanarak can veren Bezirci’yi..
Arjantin'de kaybolan yakınlarını arayan anneler ve cumartesi anneleri
gibi..
Ne zulümler, ne acılar gördüm ben bu
Yalan Dünyada….
“giderim medreseye, ders okurum Hak için.
Gah giderim meyhaneye, dem çekerim kime ne?
Sofular haram demişler bu aşkın şarabına.
Ben doldurur, ben içerim, günah benim kime ne?”