Bizi bul­ma­yan huzur

Zaman zaman bu sü­tun­lar­da be­lir­ti­riz 19 mayıs 1923 yı­lın­da ku­ru­lan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­nin çok par­ti­li si­ya­set ile ta­nış­tı­ğı tarih 14 mayıs 1950 yı­lın­da ya­pı­lan se­çim­dir.

14 Mayıs 1950’de ya­pı­lan seçim son­ra­sı dö­ne­min baş­ba­ka­nı 62 ya­şın­da­ki Adnan Men­de­res 17 eylül 1961 ta­ri­hin­de ası­la­rak idam edil­di.

O ta­rih­ten sonra Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti sı­nır­la­rı içe­ri­sin­de ya­şa­yan mil­yon­lar­ca insan ken­di­si­ne lazım olan hu­zu­ru bir türlü bu­la­ma­dı.

Ar­ka­sın­dan 12 mart 1971 ta­ri­hin­de ve­ri­len muh­tı­ra.

12 Eylül 1980 ta­ri­hin­de Kenan Evren baş­kan­lı­ğın­da­ki “Beşli cunta” ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­len ih­ti­lal.

28 Şubat’ta An­ka­ra’nın Sin­can il­çe­si­ne tank­la­rın yü­rü­me­si ile karşı kar­şı­ya kal­dı­ğı­mız olum­suz­luk­lar.

27 Nisan 2007 ta­ri­hin­de gece 23.30’da ve­ri­len E-muh­tı­ra.

Sonra 15 Tem­muz 2016 yı­lın­da hain FETÖ terör ör­gü­tü­nün kal­kış­ma­sı.

Yu­ka­rı­dan aşa­ğı­ya kro­no­lo­jik bir şe­kil­de sı­ra­la­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız ve bizi çok büyük olum­suz­luk­lar ile karşı kar­şı­ya bı­ra­kan ha­di­se­ler do­la­yı­sı ile iki ya­ka­mı­zın bir araya gel­me­di­ği bir zaman dil­li­mi ge­çir­dik.

At­lat­tı­ğı­mız bu olum­suz­luk­lar zin­ci­ri ile bir­lik­te 1983 yı­lın­da Siirt’in Eruh il­çe­sin­de PKK terör ör­gü­tü­nün yap­tı­ğı ilk kal­kış­ma son­ra­sın­da ba­şı­mı­za bela olan ve bir türlü son­lan­dı­ra­ma­dı­ğı­mız süreç.

Tür­ki­ye 2024 yı­lı­nın Ekim ayın­da MHP genel baş­ka­nı Dev­let Bah­çe­li’nin par­ti­si­nin grup top­lan­tı­sın­da yap­tı­ğı ko­nuş­ma son­ra­sı yeni bir teh­li­ke ile karşı kar­şı­ya kal­mış du­rum­da.

14 Mayıs ve 28 mayıs ta­ri­hin­de ya­pı­lan Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de İkti­da­rın ve mu­ha­le­fe­tin al­dı­ğı oy ora­nı­na ba­kıl­dı­ğın­da ül­ke­nin ya­rı­sı­nın bir ta­ra­fa diğer ya­rı­sı­nın da diğer ta­ra­fa git­ti­ği çok net bir şe­kil­de or­ta­ya çık­mış du­rum­da.

Şu sı­ra­lar daha çok söz ko­nu­su ikin­ci çözüm sü­re­ci­nin ol­ma­sı­nı is­te­yen ta­ra­fın­dan söy­lem­le­ri ka­mu­oyun­da yer bu­lu­yor.

“Çözüm sü­re­ci mut­la­ka ya­pıl­sın” diyen ta­ra­fın ya­za­rı, çi­ze­ri, sa­nat­çı­sı, dü­şü­nü­rü ken­di­le­ri­ne açı­lan tüm plat­form­lar­dan gece gün­düz de­me­den bas­tı­rıp du­ru­yor­lar.

“Çözüm sü­re­ci iha­net­tir” söy­le­mi­ni ses­len­di­ren karşı taraf ise şu ana kadar mu­ha­tap­la­rı­na sert ge­lecek ifa­de­le­ri kul­lan­mış de­ğil­ler.

DEM par­ti­si adına sü­re­ci yö­ne­ten­ler TBMM’de bu­lu­nan ve TBMM dı­şın­da kalan si­ya­si par­ti­le­ri zi­ya­ret edip bek­len­ti­le­ri­ni söy­le­di­ler muh­te­me­len mu­ha­tap­la­rı da kendi si­ya­si po­zis­yon­la­rı­na göre ce­vap­la­rı­nı ver­di­ler.

Bu ko­nu­da bize göre ka­fa­sı ka­rı­şık ol­ma­yan tek si­ya­si olu­şum İYİ Parti.

Söz ko­nu­su sü­re­ce karşı olan başka si­ya­si par­ti­ler­de mev­cut ancak bu si­ya­si ku­rum­lar­dan zi­ya­de İYİ par­ti­nin ne di­ye­ce­ği önem­liy­di.

İYİ Parti DEM he­ye­ti­ne en ba­şın­dan ka­pı­yı ka­pat­tı ve ka­ra­rı­nı belli etti.

Önü­müz­de­ki haf­ta­lar­da DEM’in ne is­te­di­ği mu­ha­tap­la­rı­nın da bu is­tek­le­re nasıl cevap ve­re­ce­ği büyük oran­da net­leş­miş ola­cak.

İşte ondan sonra her iki taraf ara­sın­da daha sert bir si­ya­si mü­ca­de­le­nin baş­la­ya­ca­ğı mu­hak­kak.

Böyle bir sü­reç­te ara­dı­ğı­mız ancak bu­la­ma­dı­ğı­mız hu­zu­ru gör­mek adına belli bir dönem daha bek­le­mek du­ru­mun­da ola­ca­ğı­mı­zı dü­şü­nü­yo­ruz.

Bu toz duman ara­sın­da ra­ha­ta ka­vuş­mak el­bet­te ki müm­kün değil.

Allah Türk mil­le­ti­nin yar­dım­cı­sı olsun.

İşimiz bu sefer ger­çek­ten her de­fa­sın­dan daha zor.