BAYRAM OLA…

Tüm okurlarımın bayramlarını en içten dileklerimle kutlarken; gerçek bayramlarda buluşma umudumu yineliyorum. Evet, son söyleyeceğimi başta söyledim.

Gül rengini soyundu…
Kokusunu bıraktı karanfil!
Açtı kollarını yaşamak,
Ve umutlar şafak   açtı!


Merakın dışa vurumu soru sormak ve araştırmaktır. Buna uygun ortam(iklim) sağlanırsa amaca ulaşılabilir. İlgi ihtiyaçtan doğar. Kısa erimli olanlar güncel, uzun erimli olanlar ise bünyesinde yaratı barındırır.
Muhafazakarlık, bilmemek ya da yanlış öğrenmiş olmaktır. Bu ikisinden kaynaklanmıyorsa kasıttan söz etmek kaçınılmaz olur. Muhafazakarlık bilgilenmeyi temel kaynaklardan değil; aktarımlardan karşılamak olarak vurgulanabilir. Üzerinde düşünülmeyen alışılmışların, tutuculuğa yakın olması olasıdır. Bu nedenle Sokrates’in dediği gibi; “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez!” Bu nedenle araştırılmayan ve soruşturulmayan her şey, muhafazakarlığa kaçar. Kutsallar ve tabular en az veya hiç soruşturulmayanlar arasında yer alır. Oysa yaşamın en temel gerçeği olan değişimin değişmezliği kuralına uygun olarak yaşama ilişkin olan her şey sorgulanarak güncellenmelidir.

Bak gözlerime sürgüne dursun filizler…
Çiçeklensin goncaların özlemleri.
Sevişelim şarap sarhoşu renklerle,
Bahar yüreğimizde çiçeğe dursun…


Her bayramda yeni bir bayram yazısı yazma gereği doğuyor ise, istendik veya beklenmeyen değişiklikler oluyor demektir. Değişim veya dönüşüm süreçleri her zaman sancılı olur. Değişim ve dönüşüm sözcükleri, pozitif olay ve olgular için kullanılır. Değişimin yönü ileriye dönük değil ise, geriye gidişler için o sözcükler kullanılmamalıdır. Toplum geriye doğru çekiliyor ise (olumsuzluklar eşliğinde), bayramlarında anlam ve önemini yitirilmesi kaçınılmazdır. Gerici ve çağ dışı olan FETÖ örgütlülüğünün darbe girişimi, yaşamın her alanını olumsuz olarak etkilemiştir. Bu darbe gerekçe gösterilerek OHAL düzenine geçilmiştir(!) Bu olumsuz sonuçlar, temel hakların kullanımı açısından olumsuz gelişmelere neden olmuştur. Yasa yolu kapalı olan KHK kararları yüz binlerce kişiyi olumsuz olarak etkilemiştir. 
Adalet tıpkı hava gibidir, varlığı tartışılmaz fakat yokluğu yaşamsaldır, bu nedenle şiddetle hissedilir.
Aslında bayramlar, özellikle de milli bayramlar millet olmanın olmazsa olmazlarındandır. Görmezden gelinen çelişkiler dışında bayram birlik, beraberlik, dayanışma ile güven temelinde, iletişim ve farkındalık yoğunlaşmasıdır. Bu duyarlı süreç sorunların iletilmesini ve çözümlerin ortaklaştırılmasını sağlar.

 Dökme bu çiçekli bakışlarını yollara…
Umuda yarınsız kalmasın yarınlar!
Çek artık şu baharlı yüreğinin tetiğini;
Sen sevdasız, sevdalar yetim kalmasın!

  Kurtararak yaratan, kurarak üreten ve onurlandırarak yücelten atamızı saygı ve özlemle anıyorum. Bayramın birlikteliğinde bayram yaratanlarla birlikte olmalı yurtsever yürekler…                  

Gün yürürken umut çiçeğe durur,
Yaşama çömelir sürgünde sevdalar.
Ömür özlemli bahar akarındayken,
Benim bayramlarım sensiz olmaz!

Bir toplumda istenmeyen ve beklenmeyen gelişmeler oluyor ise, bundan bayramların etkilenmemesi olası değil. Gönül rahatlığı ile harcama yapamayanların bayramı buruk olacaktır. Bu somut gerçekten hareket edilerek önümüzdeki bayramların anlam ve önemine uygun biçimde kutlanmasının koşullarını yaratmak görevimizin olduğunu unutmamak gerek!