Basının önemi ve görevi nedir?
Bu soruya yanıt vermeden önce, basının yerini ve gücünü tanımlamakta yarar var. Devlet dendiği zaman ilk akla gelen; yargı, yasama ve yürütme idi. Ancak bu olmazsa olmazlarla birlikte anılan dördüncü güç “basın” idi. Bu gücün işlevi ne? Bu soruya verilecek yanıt bilgilendirmedir. Olaylar, olgular ve oluşumlar hakkında yurttaşları bilgilendirmek var. Denetim ise öteki önemli görev ki, bu görevi halk adına yapar. Bu görev şeffaflığın olmazsa olmazıdır. Şeffaflık, hesap verebilirliğin altyapısıdır. Basın bu işi yaparken, toplumsal eğitime katkı yapar. Bilgi ve bilincin toplumsallaşmasına olanak sağlar. Aynı düşünce sistematiğinde ifade özgürlüğünün önünü açma olgusu yadsınmamalı. Bu adım bir yönüyle iletişimi sağlarken, örgütlenme özgürlüğünün yaşama geçirilmesine hizmet eder. Bu ise, tam anlamıyla demokratik katılım kanallarının açılmasıdır.
Basın, görevlerini yerine getirirken tarafsız olmalıdır, bağımsız olmalıdır ve etik ilkelere uygun hareket etmelidir. İyinin, doğrunun, gerçeğin ve bilimsel olanın yanında olmalıdır. Yani, güçlülerden yana tavır koymamalıdır. Toplumun varoluşu işlevi ve işleyişi dikkate alındığında bir toplumda demokratik bir basının yaratılması ve yaşatılması pek kolay gözükmemektedir. Özellikle basın kendisi için sermaye oluşumu olduğunu algılayıp o doğrultuda hareket ettiğinde tarafsızlığı tartışılır hale gelir. Basın sivil bir ruhla hareket ettiğinde tarafsızlığın gereklerini yerine getirmiş olur. Bu kapsamda halkın gerçek bilgiye erişimi sağlanabilir. Toplumun en büyük sorunlarından biri, gerçeğe erişiminin engellenmesidir. Bunun için basın bir araç olarak kullanılır. Bu tür kullanımlarda, topluma yansıtılanla, gerçeklik örtüşmez. Egemen kendi çıkarını ülke çıkarı giysisi ile süsler. Dahası toplum kaynaklarını yağmalamaya dönük iş ve işlemleri halkın yararına imiş gibi sunar (!) Bu yanlış bilgilendirme kesinlikle demokratiklikle bağdaşmaz ve özellikle halkın basına olan güvenini sarsar. Benim çocukluğumda (70 yıl önce) gazeteler ve radyo en güvenilir kaynaklardı. “Gazete yazdı veya radyodan duydum” referansları yeterliydi(!) Yani basına sınırsız bir güven vardı. Buradan çıkışla şu savı ileri sürebiliriz. En özgür ve demokrat basın kurtuluş ve kuruluş süreçlerinde yaşam bulur. Yaşanan süreçlerdeki ayrışmalar basının güvenilirliğini etkiler. Toplum pozitif gelişimini sürdürdüğü sürece basın işlevini yerine getirebilir.
Bu noktada yazım arkadaşım yapay zekaya basın ile ilgili iki soru sordum Y/Z’nin yanıtlarını birlikte izleyelim:
-Özgür basının evrensel hak ve görevleri nelerdir?
“Özgür basının evrensel hak ve görevleri, demokratik toplumların temel taşlarından biridir. İşte bu hak ve görevlerin bazıları:
- İfade Özgürlüğü: Basın, düşüncelerini ve görüşlerini özgürce ifade edebilmelidir. Bu, demokratik toplumlarda çoğulculuğun ve ifade özgürlüğünün korunmasına katkıda bulunur.
- Bilgilendirme: Basın, halkı güncel olaylar, gelişmeler ve önemli konular hakkında doğru ve eksiksiz bir şekilde bilgilendirmelidir. Bu, vatandaşların bilinçli kararlar almasını sağlar.
- Denetim: Basın, hükümet ve diğer güç odaklarının faaliyetlerini denetler ve kamuoyuna hesap verir. Bu, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesinin korunmasına yardımcı olur.
- Eğitim: Basın, toplumu eğitici ve bilgilendirici içeriklerle donatarak, bireylerin bilgi ve bilinç düzeyini artırır.
- Toplumsal Katılım: Basın, vatandaşların toplumsal ve siyasi süreçlere katılımını teşvik eder. Bu, demokratik katılımın güçlenmesine yardımcı olur.
- Çoğulculuk: Basın, farklı görüşlerin ve fikirlerin ifade edilmesine olanak tanımalıdır. Bu, toplumda farklı bakış açılarının ve düşüncelerin yer bulmasını sağlar.
Özgür basın, bu hak ve görevleri yerine getirirken tarafsız, bağımsız ve etik ilkelere uygun hareket etmelidir.”
-III. Kuşak temel haklar ve basının işlevi.
III. Kuşak temel haklar, genellikle dayanışma hakları olarak adlandırılır ve toplumsal, ekonomik ve kültürel hakları içerir. Bu haklar, bireylerin ve toplumların daha iyi yaşam koşullarına sahip olmasını ve toplumsal adaletin sağlanmasını amaçlar. İşte III. Kuşak temel haklar ve basının işlevi arasındaki ilişki:
- Çevre Hakkı: Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, III. Kuşak temel haklardan biridir. Basın, çevre sorunlarına dikkat çekerek, kamuoyunu bilgilendirir ve çevre koruma bilincini artırır. Bu, çevre politikalarının geliştirilmesine ve uygulanmasına katkıda bulunur.
- Kalkınma Hakkı: Bireylerin ve toplumların ekonomik ve sosyal kalkınma hakkı, III. Kuşak temel haklar arasında yer alır. Basın, kalkınma projeleri ve politikaları hakkında bilgi vererek, halkın bu süreçlere katılımını sağlar ve kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
- Barış Hakkı: Barış içinde yaşama hakkı, III. Kuşak temel haklardan biridir. Basın, barış ve güvenlik konularında bilgi vererek, toplumda barış kültürünün yayılmasına katkıda bulunur. Ayrıca, çatışma ve savaş durumlarında tarafsız ve doğru bilgi sağlayarak, barışın tesis edilmesine yardımcı olur.
- İnsan Hakları Eğitimi: III. Kuşak temel haklar, insan hakları eğitimi ve bilincinin artırılmasını da içerir. Basın, insan hakları konularında bilgilendirici ve eğitici içerikler sunarak, toplumda insan hakları bilincinin gelişmesine katkıda bulunur.
Bu bağlamda, basın, III. Kuşak temel hakların korunması ve geliştirilmesi için önemli bir rol oynar. Basının bu işlevleri yerine getirmesi, toplumsal adaletin ve refahın sağlanmasına katkıda bulunur.”
Yandaş basın, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir!...