Bir işi istenilen biçimde yapıp sonuçlandırmak, başarmak anlamına gelir. Sınavı başaran öğrenci sınıfı geçer. Futbolda iyi oynayan takım kazanırsa başarır.
Bir şeyin varlığını gözle algılamak olarak görmek kelimesini kullanıyorum. Yoksa görme sözünün çok çeşitli anlamı var.
Berlin Duvarı’nın inşasından sonra 30 Ekim 1961 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti ve Türkçe Cumhuriyeti Bonn’da bir işgücü anlaşmasına müsteşarlar nezdinde imzaladılar.
Diğer Avrupa ülkelerinden gelen işçiler Avrupa Birliğine üye olunca ülkelerine geri döndüler. Türkiye’de ve Almanya’da devamlı değişen ve gelişen siyasal ve sosyal nedenlerle çoğu konuk Türk işçileri 1980 yılından itibaren kalıcı olmaya karar verdiler. İki Almanya’nın birleşme tarihi 1990 yılından sonra bu sayı arttı. Alman vatandaşlığına geçiş başladı.
2022 yılında Özcan Mutlu “Almanya Nasıl Vatan Oldu?” kitabını yayınladı. Bu tarihe kadar Almanya Türk Toplumu seçim kampanyası esnasında uyumsuz Türkler olarak basında yazıldı, medyada gösterildi veya yok sayıldı. Sağ partiler oy acılığı yaparken, sol ve sosyal partiler korumaya muhtaç, zayıf ve güçsüz paralel gruba sahip çıkmaya çalıştılar.
Politikacıların zehirli dilleri Türk vatandaşlarını yakarak ve silahla öldürmeyi göze alan teröristleri harekete geçirdi.
Bu nedenle Özcan Mutlu’nun yazdığı bu kitap hem Almanya’da hem Türkiye’de yeni bir dönüm süresini başlattı.
İlk defa bugün sayısı üç milyonu geçen insanların başarı hikâyeleri her iki dilde anlatılmış oldu. Kitabın Almancası tamamlama ders kitapları listesine alındı. Öğretmen olacaklar bu kitabı okuyup tartışıyorlar. Bazı öğretmenler işçi sınıfında göçmen çocuklarına zorluk çıkararak başarılarını engellerken, diğer bazı Alman öğretmenler çocuğun öğrenme yetenek ve hevesini destekliyor. Üçüncü derecede orta okul olan Hauptschule’den kurtararak, liseyi bitirip üniversiteye gitme şansını veriyorlar. İkinci bilgi yolundan başaran ikinci ve üçüncü nesil 23 insanın başarı hikâyesi bu kitapta yazılıyor. Başarı hayat öyküleri çok çeşitli branşlarda seçilmiştir.
Bu portreler siyasette, ekonomide, kültürde üniversitelerde, bilimde, araştırmada, medyada, sporda veya gönüllü işlerde Türkiye kökenli insanların çok önemli bir rol oynadığına tanıklık ediyor.
Kitabın Türkiye’de de büyük ilgi görmesine çok seviniyorum. Çünkü orada da bu insanları ön yargılarla aşağılayarak değerlendiriyorlar. Bugün Almanya’ya, yurt dışına geleceklere bu emeğin 63 yıllık bir çaba ve birikimin neticesi olduğu anlatılıyor.
Daha önce 20 Mayıs 2022 tarihinde Vatan Oldu makalemde bahsettiğim bu kitabın tanıtımını ve yazarın siyasi biyografisini yazmıştım. Tekrar konuya dönüş sebebim 25.06.2024 tarihinde TDU salonunda söyleşi ve imza amacıyla okuma akşamı düzenlenmesi oldu.
Moderatörlüğünü TDU’nun Genel Sekreteri, Basın Sözcüsü Doğan Azman’ın yaptığı toplantıda Özcan Mutlu kitap hakkında açıklama yaptı, Federal Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in önsözde yazısından alıntıyı okudu.
TDU’nun Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Kaplan kendi başarı hikâyesinden örnek verirken, başarıya ulaşmanın hiç kolay olmadığını ifade etti. Döner artık endüstri alanında dünyada tanıtılarak yerini aldı. Binlerce insana iş kapısı açtı.
Çok nezih bir toplantıya şahit oldum. Geldiğimiz noktada onur duymayı, ilk nesilden geride kalanlar adına hak ettiğime inandım. Toplantıda yalnız soru sorma imkânı verildiği halde, bana söz hakkı veren Doğan Bey’e teşekkür ediyorum.
İstanbul Sirkeci’de dikilen heykelde yalnız erkek işçi gösteriliyor. Halbuki altmış yetmiş yıllarında SIEMENS ve temizlik firmaları önce kadınları istedi, sonra kadınlar eşlerini getirdi. Yani erkek işçi heykelin yanına bir de kadın işçi heykeli inşa edilmelidir.
Okulumdan ve sınıfımdan başaran öğrencilerimden örnekler verdim. Özcan Mutlu’ya ikinci bir kitap için örnek olabilir, diye düşünüyorum. Berlin-Spandau ilçesinden CDU Milletvekili Dr. jur. Ersin Nas, öğretmen dil bilimci Dr. Çiçek Bacık, kardiyolog Dr. Eda Kulanoğlu.
Başarı öyküleri duyulmaz, görülmez ve yazılmazsa çocuk, torun ve öğrencilerimiz örnek model edinemezler. İnternet çağında görsel medya etkisini gösteriyor, düşünceye yön veriyor. İkinci ve diğer nesiller görsel medyayı etkilemenin önemini sözlerimde önerdim.
Yıllardır iletişim ücreti ödüyoruz, ama yalnız negatif haberlerde Türk azınlığı konu ediliyor. Bunu ancak Almanya’da doğan, büyüyen, okula giden nesiller mantaliteyi tanır ve gereken cevapları vererek değiştirebilir.
Topluma hizmet eden öncü düşünürlerin video kayıtları hazırlanmalı ki, elimizde kayıt yok demesinler. ARTE TV’nin Remzi Kaplan’ın başarı hikâyesini kayda alacağı haberi oldukça sevindiriciydi.
Almanya Türk toplumunun iş, Türkiye döviz gücünden faydalandı.
Teşvik ve destek edilmeden kendi gayretleriyle başarıya ulaşan ikinci, üçüncü neslin haberleri ruhuma merhem etkisi yapıyor. Kendime, sağlığına dikkat et biraz daha dayan diyorum.
Çocuk ve torunlarımızın Başarıları Görülmeli. Karar veren, idareci konumunda gücü olan beyaz erkekler yerlerini göçmen çocukları için açmakta zorlanıyor. Basın ve medyayı elinde tutan sınıf gücünü bırakmak istemiyor.
Gizli bir ayrımcılıktan, açık bir ırkçılığa kadar uzanan sorunlar çözülmeli. Nefret ve kışkırtmalar karşısında demokratların ortak mücadelesi devam etmelidir.
Çoğulculuk, çeşitli kültürlerin özümlenmesine açık, özgür, insan haklarına saygılı ve demokratik bir toplum geleceğimizi aydınlığa götürecektir.
Bu kitabın geliri, yazar tarafından Aydın Doğan Vakfı’nın Güçlü Kızlar Güçlü yarınlar Eğitim Projesi’ne bağışlamaktadır.
[Özcan Mutlu, 1968 yılında Kelkit’te dünyaya geldi. İyi ki hoş gelmiş, yoksa bugün çocuk ve torunlarımıza başarı örnekleri gösteremezdik. 1990 yılında Alman vatandaşı oldu ve Yeşiller Partisinden siyasete başladı. Berlin-Kreuzberg Belediye Meclisi’nde 1992-1999 yılları arasında üye olarak görev yaptı. 1999-2013 Eyalet Meclisi’nde, 2013-2017 arasında Federal Almanya Meclisi’nde 18. Dönem milletvekilliği yaptı. 2019 yılında Türk Alman Dostluk Federasyonu Kybele Ödülü verildi.2020 yılında Almanya UNESCO komisyonu üyesi seçildi.]
Federal Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in sözlerinin tüm Almanya ve Türkiye toplumların tarafından benimsenmesi için başarı yolunda mücadeleye devam edilmelidir.
“Konuk işçi olarak gelen bu insanların çocuk ve torunları her biri Almanya tarihini yazdı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ülkenin ekonomik kalkınmasına ve refahına katkı sağladı. Toplumu ve kültürümüzü zenginleştirdiler ve zenginleştirmeye devam ediyorlar. Onların her biri Almanya’nın bir parçası ve onlar bize ait.”
Türkiye’ye götürdükleri hizmet, 63 yıl boyunca yaptıkları yatırım ve döviz katkısının önemini, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve diğer parti genel başkanların sözlerini de duyarsam, haberi siz sevgili okuyucularıma iletirim.
Kitabın yazarı Özcan Mutlu müjdeyi verdi, yakında Türk kökenli bir Alman büyük elçimiz olacak. Alman Futbol Milli Takımın kaptanı İlkay Gündoğan. Önümde masamda üçüncü nesil 17 yaşında ortalama 1,3 pekiyi notla Liseyi bitiren bir öğrencimizin lise bitirme törenine davetiye duruyor.
Güzel günler göreceğiz çocuklar. Nazım Hikmet
Hoşça ve okuyarak kalın!
Kaynak ve okumayı tavsiye ettiğim kitap:
Özcan Mutlu, Almanya Nasıl Vatan Oldu, Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşmasının 60.Yılı, Araştırma ve İnceleme, Doğan Kitap İstanbul 2022
ISBN 978-625-8090-38-3
Almancası:
60 Jahre 1961-2021, Wie Deutschland zur Heimat wurde, Correctiv-Verlag, Essen, 2021
ISBN: 978-3-948013-15-8
Kitabın tanıtım makalesi:
Vatan oldu, 20.05.2022