BA­BA­SIZ OĞUL

Makaleme bu başlığı Feridun Zaimoğlu’nun bu yıl yayınlanan Almanca: Sohn ohne Vater, son kitabından aldım.

Yılın romanı ödülüne layık görülen ve 200 kitaptan 20 kitabın aday gösterildiği listeye bu kitap da alındı. Netice Eylül ayında belli olacak, ödül Ekim ayında Frankfurt Uluslararası Kitap Fuar’ı Haftasında sahibine verilecek. Basın ve medyada merakla takip edeceğim.

Aday gösterilmesi dahi okumaya, kitapseverlere tavsiye etmeye değer.

Türkiye’den Almanya’ya gelen telefonda iletilen haber çoğu kez acil olur. Hatır sorma için telefon Almanya’da yaşayandan Türkiye’de yaşayana telefon etmesi beklenir.

Romanda anneden gelen telefonda oğula babasının vefat ettiği bildirilir.

Oğul acele gidemez, cenazeye yetişemez ama babasının mezarını ziyaret etmeli, annesini teselli etmelidir. İşin kötüsü uçak yolculuğundan korkan oğul, kendisini arabayla götürecek bir tanıdığını bulması gerekiyor.

Daha Almanya’dan yola çıkmadan sorunlar başlıyor. Otel pahalı olduğundan dolayı, barınmak zorunda olduğu tanıdığın tanıdığı evde üşüyor, kalorifer yanmıyor.

Balkan ülkeleri üzerinden Edirne’ye varabilmesi maceralarla dopdolu. Sorunları çözme sanatı çok renkli, detaylı anlatılıyor. Türkiye’ye varınca da sorunlar sona ermiyor.

Yolculuk esnasında sürekli annesinden telefon geliyor, nerede olduğunu bildiriyor, öğütlerini dinliyor.

Romanda insana ait her şey konu olarak işleniyor. Bürokrasi zorluğu, kadın hakları, doğa, kitap sevgisi, hayvanları koruma, din, dil iman, cilt rengi ne olursa olsun insan haklarına saygı gösterme gibi.

Yolda geçtiği ülkelerde tarih, sosyal, kültürel, gelenek ve göreneklere de yer veriyor.

Romanda güncel durum konu ediliyor. Almanya’ya ilk gelen konuk işçi nesli adeta yaprak dökümü. Hayatta olan emekliler uzun bir süre artık Türkiye’de kalıyor. Haliyle ölüm orada da vuku buluyor.

Kitap 280 sayfa, oğul annesiyle 240. sayfada buluşuyor.

Yolculukta çıkan sorunları çözme arasında oğul babasıyla olan anılarını, ailesinin Almanya’da geçirdiği yılları ve kendi çocukluk anıları, okulda yaşadığı hikâyeler, denemeler ve insan ilişkilerini detaylı olarak anlatıyor.

Feridun Zaimoğlu 1964 yılında Bolu’da dünyaya, altı aylıkken de Almanya’ya geliyor. Kiel şehrinde sanat ve tıp yüksek öğrenimini başarıyla bitiriyor. Fakat yazar, senarist ve oyun yazarı olarak çalışıyor.

Kanak Sprak (1995) ve Koppstoff (1998) kitaplarıyla Alman edebiyatına yeni bir ses ve renk getiriyor. Almanya’da yaşadıkları halde sosyal, kültürel olarak yok sayılan göç ve göç kökenli insanların sesi oluyor.

Tiyatroya da uyarlanan kitabı Leylâ, ilk defa Almanya’ya konuk işçi olarak gelen ilk neslin, gelmeden önce de bir hikâyesi olduğunu, yaşamlarının ülkeye geldikten sonra sıfırdan başlamadığını anlatıyor.

Şu anda okuduğum Babasız Oğul kitabında verilen yayınlanan kitap sayısı 14. Aldığı ödülleri de saymak mümkün değil.

Şehir yazarı olarak çok sayıda burs aldı.

Babasının yasını tutan oğul, eş, konuk işçi, baba, hikâye anlatan, tercüman olarak çalışan babanın anılarıyla yaşamaya hüzünle devam ediyor.

Son yıllarda Almanya’da babasız kalan kız ve erkek evlatların sayısı oldukça çok. Normal, yani yaş ve hastalık nedeniyle olan ölümler, dönüşü olmayan ayrılıklar. Anıları yaşayarak, yaşatarak teselli edilip, katlanmak mümkündür.

Tüm Almanya Türk Toplumunu üzen, unutulması mümkün olmayan aşırı sağcı “Nasyonalsosyalist Yeraltı” (NSU) terör hücresi tarafından 2000 – 2007 yılları arasında 8 Türk vatandaşın öldürülmesiydi. Hepsi baba, işveren ve Türk oldukları için kurban gitmişlerdi.

Babasız kalan kız erkek evlatların kurduğu örgütler, öncü yazar, avukat ve gazeteciler sayesinde ilk defa Alman basın ve medyasında gündem olarak etraflı işlendi, duyuruldu.

Türkiye kendi sorunlarıyla uğraşıyor. Bilhassa Almanya’ya son yıllarda gelenler Almanya’da ırkçılık sorununda en başta Türk düşmanlığı geldiğini konuşmalarında dikkate almıyor, söylemiyorlar. Almanya’ya gelmek isteyenler ilk nesil gibi bilgilenmeden gelmesinler.

Türkiye’de de Almanya’da yaşayanlara, negatif önyargılara karşı önlemler alınmalı. Bu nedenle Almanca yazılan Babasız Oğul gibi kitaplar Türkçe’ye çevrilmelidir.

Feridun Zaimoğlu gibi bizden başaranlara sahip çıkmalıyız. Böyle kitapları satın alarak, okuyarak, yaşam ve düşüncelerini genç nesillere aktarmalıyız. Çocuk ve torunlarımızın iyi örnek, rol modellerine ihtiyacı olduğunu, makalelerimde sık sık dile getiriyorum.

Geride az kalan ilk nesil adına Feridun Zaimoğlu’na teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Okuyarak kalın!

Kaynak ve tavsiye kitap:

Feridun Zaimoğlu, Sohn ohne Vater, Roman, 280 sayfa,

Kiepeneuer und Witsch Verlag, Köln 2025

ISBN 978-3-462-00588-2

Okumaya değer makale:

Halit Çelikbudak, Salı Yazıları Kitapseverler aklınızda olsun,

Facebook, 19 Ağustos 2025