ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ 

   Milliyetçilik Atatürk ilkelerinden biridir. Atatürk Kelimenin tam anlamıyla bir Türk Milliyetçisidir. Her kim ben Atatürk milliyetçisiyim derse o kişi aynı zamanda bir Türk Milliyetçisi demektir. Yalnız her halükarda Türk Milliyetçisinde olması gereken vasıfları taşıması ve bilfiil yaşaması gerekir. Hiçbir icraat göstermeden, kuru kuruya ben Türk Milliyetçisiyim demekle Milliyetçi olunmaz. Aynı terbiyeyi alan, aynı bayrağı tanıyan, aynı geleneklere ve tarihe sahip olan ve aynı milli hedef doğrultusunda birleşen insanların, varlıklarını millet olarak sürdürme ve yükseltme ilkesi milliyetçilik ilkesidir.
    Milli benliklerini bulmayan ve tanımayan milletler başka milletlere yem olmaya mahkumdur. Atatürk bu meyanda: “ Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere avdır.” der. Kalbinde başka bir ırkın gururunu taşımayan ve kendini samimi olarak Türk hisseden ve Türk için çalışan herkes Türk’tür. Atatürk : “ Ne mutlu Türk’üm diyene!, Yüksel Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz. Biz ne bolşevik, ne menşevik, ne biri , ne diğeri olamayız. Biz hakiki milliyetperver dinimize hürmetkarız. Türkiye Cumhuriyeti içinde, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür .” demiştir. 
    Vatanın bağımsızlığı, milletin egemenliği, birliği, bütünlüğü ve bölünmezliği için çalışmayan; milletini içtenlikle sevmeyen, onu çağdaş bir  toplum olarak yüceltme ve onun uğrunda fedakarlıklara katlanmayan kişinin Milliyetçiliği söz konusu olamaz. Türk Milliyetçisi insan kişiliğine ve özgürlüğüne değer verir.
    Çok eski, parlak ve şanlı tarihe sahip olan Türk Milleti tarihiyle her zaman övünecektir. Ancak Atatürk : “ Türk övün, çalış, güven.” diyerek gelecek nesillere ışık tutmuştur. Milliyetçi olan kişi övünecek, çalışacak ve güvenecektir. İşte ulu önder Atatürk Türk Milletinin bataklığa sürüklendiği bir anda, elinden silahları alınmış, tersaneleri kapatılmış, her türlü olumsuz şartların içinde iken milletine güvenerek ve canla başla çalışarak istiklâline kavuşturmuştur.
    Türk Milleti kendine Lenin’i, Mao’yu, Hitler’i  örnek alarak değil Atatürk’ü örnek alarak ve anlayarak, onun izinde yürüyerek ve ilkelerine sımsıkı sarıldığı zaman çağı en kısa zamanda yakalayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
    “ NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE! “

------------------------- ŞİİR KÖŞESİ ----------------------

MUSTAFA KEMAL 
Bugün aramızda yaşayan
Bir öğrencidir Mustafa Kemal.
Yarın atölyede, fabrikada
Bir işçi, Emeğiyle çalışan…
Bir asker, bir subay Elinde silahı
Yurdunu koruyan…
Bir öğretmen, elinde ak tebeşir
Karatahta başında
Gençliğe ışık saçan…
Bir doktor, bir mühendis
İşi başında.            
Bazen bir memur,
Var gücüyle çalışan,
Devlet kapısında…
Bir gün fedakâr, çilekeş
Polistir sokak başında…
Bu milletin hakiki efendisi
Bir ırgat, bir çiftçi, bir köylü
Pulluğuyla tarlasında…
Bir ışık gecenin karanlığında
Görülen her iyi, her güzelde
Mustafa Kemal’dir yaşayan.
Köprüdür, azgın suları aşan
Teldir haber ve enerji taşıyan
Her geriye, her kötüye dur diyen
Her güzele, her ileriye yol veren
Türklüğüyle öğünen
Milletine güvenen
İçi ilimle, fenle dolu
Her gönülde, her kafada
Mustafa Kemal’dir yaşayan…
Beyhan ERDOĞAN –AYDIN

---------------------------------------------

ATATÜRK KURTARDI

Bir meçhule doğru akıp gidince
Milletçe aradım Bozkurdumuzu
Düşmanlar yurdumu işgal edince 
Atatürk kurtardı tüm Yurdumuzu.

Haksız yere işgal ederler dedi
Bedelini elbet öderler dedi
Geldikleri gibi giderler dedi
Atatürk kurtardı tüm Yurdumuzu.

Antep’te Fransız, İzmir’de Yunan
İngiliz galiba Ülkemi sunan
Milletimden oldu elbette yanan
Atatürk kurtardı tüm Yurdumuzu.

Cahillik herkeste, çarşafta kadın
Samsun’dan İzmir’e kapsar kanadın
Yüzyıllar geçse de silinmez adın
Atatürk kurtardı tüm Yurdumuzu.

Erkekler savaşta, tarlada diken
Kadındır toprağa, buğdayı eken
İktisaden çökmüş durumda iken
Atatürk kurtardı tüm Yurdumuzu.
       Şükrü ÖKSÜZ

--------------------------------------------

BEN ATA’MI

Özgürlük ve demokrasidir benim yolum
Türkiye’mi ve Cumhuriyet’imi korudum
Atatürk ve düşünceleriyle yoğruldum
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?

O’nu okumakla anlatmakla bitmiyor
Okudukça O’ma aklım da yetmiyor
Rüyalarımda bile hep O’nu görüyor
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?

O’na yaşamak için Harp okulunda okudum
Yirmi yedi aralıkta Ankara’ya gelişini kutladım
Yorulmak nedir bilmedim O’nun için koştum
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?    

O’nun gibi bir devlet adamı hiç gelir mi
Dünya lideri olma düşünceleri biter mi
O’nu anmadan bu yaşam da sürer mi?
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?

Askerliği, Devlet Adamlığı O’nu baş tacı ediyor
İktisatçı oluşu, ilkeleri dünyaya ışık tutuyor
Vatan sevgisi, insan sevgisi O’nda coşuyor
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?

Harp Okulunda okudum nefesi hissettim
Sessizliğe büründüm hep O’nu dinledim
O’nun yolundan gittim hiç kimseyi üzmedim
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?

Hiçbir zaman yolundan çıkmadım, çıkmayacağım
Ömrüm yettiğince O’nu hep anlatacağım
“Dünyada barış, Yurtta barış” için çalışacağım
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?

“İstikbal göklerdedir” diyerek dünyaya doktrin olmuş
Sevgi bağı oluşturmuş, sevenlerini coşturmuş
İlke ve devrimleriyle de yerli yerine oturmuş
Ben Ata’mı sevmeyeyim de kimi seveyim?
              
    E.J.Albay Hasan SÜRER - AYDIN

------------------------------------------------------------

             SAKARYA  

Viyana bozgunuyla gün gün geri çekilen 
Türkün Batı’ya karşı duruşudur Sakarya 
İşgallerle yurdunun üzerine dikilen 
Emperyalizmi yere vuruşudur Sakarya. 

Dayanınca başkente Küçük Asya Ordusu 
Süngü tak emri ile çaldı hücum borusu 
Şahlandı kalbimizde atların en dorusu 
Erlerin şehadete yarışıdır Sakarya. 

Anadolu otağı, şehitlerin yatağı 
Al kanlara boyandı yurdum baştan aşağı     
Şahittir Türbetepe, Mangal Dağı, Çal Dağı 
Suların kan kırmızı akışıdır Sakarya. 

Kadınlar özgürlüğe sefer etti günlerce 
Mermi çekti cepheye kağnılarla binlerce 
Toprağın yüreğini gece gündüz dinlerce 
Meclisin gemileri yakışıdır Sakarya 

Askeri, kudretini milletinden alarak 
Gözü kapalı düşman hatlarına dalarak 
Baş koyup savunduğu sathı vatan bilerek 
Düvelin defterini dürüşüdür Sakarya. 

Sakarya tarihte bir kilometre taşıdır 
Türklüğün ölüm kalım, varoluş savaşıdır 
Millî Mücadele’de mutluluk gözyaşıdır 
Kutlu yolun sonunu görüşüdür Sakarya. 

Dünya tanık olmadı böylesi bir savaşa 
Milletiyle birlikte Mustafa Kemal Paşa 
Emsalsiz destan yazıp kanıyla dağa taşa 
Ağustos’ta zafere erişidir Sakarya. 
             
     Salih ERDEM – AYDIN

-----------------------------------------------

  ANMAYACAĞIM  

Bu aşkın külünü savurdum yele 
Artık hayatımı yaşayacağım 
Gözyaşım dönmüştü seninle sele 
Adını bir daha anmayacağım. 

Yaşanmış geçmişe bakmayacağım 
Bu aşkın peşinden akmayacağım 
Küllenmiş ateşi yakmayacağım 
Adını bir daha anmayacağım.     

Acıyorum senle geçen yıllara 
Hasretle düştüğüm uzun yollara 
İnanmam artık sen çıkan fallara 
Adını bir daha anmayacağım. 

Uğruna nelerden vazgeçmiştim ben 
Kalbime yepyeni aşk ekmiştim ben 
Ömrüm için tek seni seçmiştim ben 
Adını bir daha anmayacağım, 

Yeşil gözlerine kurban olurdum 
Dünyaya seninle meydan okurdum 
Çok çektirdin bana inan yoruldum 
Adını bir daha anmayacağım. 
  
   Emin ÇELİMLİ – ÇİVRİL

-------------------------------------------

GÖZLERİNDE KAYBETTİM SEVDAMI 

Gözlerinde kaybettiğim sevdamı ararım 
Bulmayacağımı bile bile sevdiğim 
Hal hatırını arzu ile sorarım 
Cevabını vermeyeceğini bile bile sevdiğim.             

Yanarım yanarım tütmez dumanım 
Hiç yüzüm gülmez mi sevdiğim 
Ayrılığın hasretin ile beklerim 
Ağlarım, yanarım garibim sevdiğim. 

Özlemle seni beklemek muradım 
Mansur un darında neyi aradım 
Dolaştım dünyayı adım adım 
Ağlarım yanarım garibim sevdiğim. 

Ayrılık ateşin yüreğimi yakar oldu 
Garip gönlüm yollarına bakar oldu 
Gül sineler burnum da tüter oldu 
Ağlarım yanarım garibim sevdiğim. 

Hüseyin ZEYBEK – DİDİM
--------------------------------------------------