ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ.

Dinciler inandıklarına, milliyetçiler ise; inanmak istediklerine inanırlar. Din ve milliyetçilik ön kabulleri olan inanç temelli yaklaşımlardır. Farklı elamanlar gibi gözükmesine karşın, her ikisi de aynı kümenin elemanıdır. Aynı kümenin elemanları kaçınılmaz olarak ortak özellikler taşırlar. Daha açık bir biçimde ifade edersek; bu iki farklı kavram birbirinin içine geçmiştir. Her ikisi de ötekine karşı geçirgendir. Ortak omurgalarında ise, bilgi yetersizliği yatar.” Bu ikili sarmal toplumların açmazıdır ve onları çıkmaz sokağa sürükler. Merdiven altı aktarımlarıyla alıcılara ulaştırılan ve gerçeklik gibi, tutarlılık gibi endişesi olmayan iletilerdir. Yurtseverlik, insan severlik ve varlık severlik temelli yaklaşımlar gerçek milliyetçiliktir. Milliyetçilik adı altında kullanılabilir bir kitle yaratmak yığınları yanıltır. Ezenlerin ve sömürenlerin hizmetinde olanlar her şey olabilir ama milliyetçi olamaz! Milliyetçilik bir söylem, yurtseverlik ise, yaşama biçimidir. Atatürk milliyetçiliği, eşitlik temelinde geliştirilen demokratik bir milliyetçiliktir. Yasalar önünde eşitlik, adil paylaşımda eşitlik ve yaşamın her alanında fırsat eşitliği gerçekleştirilir. Kimsesizlerin kimsesi olan cumhuriyet, her özgür bireye her şey olabilmenin kapılarını açmıştır. Dahada önemlisi, bu eşitlikleri kadın-erkek eşitliğini yaşama geçirerek taçlandırmıştır. Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte ve güvencede eşitlik ayrıcalığı liyakate bağlanmıştır. Değer üretenlerin ayrıcalığı kavranarak karşılığı verilmiştir. Atatürk milliyetçiliği eşitliği öngörmektedir. Ön açan, yol gösteren ve destekleyerek el atan bir yaklaşımdır. Bütün bunların temelinde; “Üreten köylü milletin efendisidir.” Söylemi ayrımsız, birleştirici, bütünleştirici ve değişim temelli bir yaklaşımdır. Dayanışmayla üreten, üretilenleri adil olarak paylaşan ve bütünleştirici bir milliyetçilik anlayışıdır. Milliyetçilik tanımadıklarının, dincilik bilmediklerinin savunuculuğunu yapmak değildir!

Milli irade çok görece bir kavram. Her şey normal iken oluşan istenç, milli iradeyi tamamen olmasa bile yaklaşık olarak temsil eder. Ancak halkın özgür iradesi bazı normallerde yığışmaların olmasına neden olur. Bu doğal bir irade oluşumudur. İstenen ve beklenen bu doğal irade oluşumlarının yönetenlerce dikkate alınmasıdır. Bu gibi haller birlikteliği, güveni, dayanışmayı, ortak bir gelecek tasavvurunun oluşmasını sağlar. Devlet oluşumundaki özgür iradi olarak birlikte yaşama beyanı, birlikteliğe katılımın kanıtıdır. Bu kanıt ortaklıkların tescili anlamına gelir. Gönüllü katılımlarla oluşan ortaklıklar, çoklu bağlar yumağı oluşturur. Üretmenin, yaratmanın, farkındalığın ve ortak bir gelecek kurma öngörüsünün oluşturduğu bir irade.

Ortak sorunların birleştiriciliğinde, uzlaşarak çözümler üretmek, ulusal istencin kapsamındadır. Sorunları çözmenin olmazsa olmazı demokratik yönetimdir. Temel hakların gözetildiği ve ulusal çıkarların kişi ve grup çıkarlarının önüne koyan çözümler ulusal istenci yansıtır. Ülke yöneticileri kendilerine verilen hizmetkarlık görevini (ücret karşılığında) yerine getirirken mutlaka milli iradenin istemlerine uymalı ve belirlenen sınırları ihlal etmemelidir.

Milliyetçilik omurgası millet olan ve onların istem ve beklentilerini yaşama geçiren, sınıfsal niteliği ağır basan bir politik yaklaşımdır. Milliyetçilik her koşulda olması gereken fakat evrimleşmeye olanak sunan bir yapılanma olmalıdır. Bu nedenle yurtseverlik milliyetçiliğin tamamlayanıdır.

Atatürkçü milliyetçiliğin temel kriterleri nelerdir?

“Atatürkçü milliyetçilik, klasik milliyetçilik anlayışlarından farklı olarak ırk, din veya mezhep temelli değil, kültürel ve tarihsel bir birlik üzerine inşa edilmiş çağdaş bir yaklaşımdır. İşte bu anlayışın temel kriterleri:

🧭 Temel İlkeler

  • Kültür birliği: Aynı kültürel değerleri paylaşan bireylerin oluşturduğu topluluk, millet olarak tanımlanır.
  • Tarihsel birlik: Ortak geçmişe sahip olmak, millet bilincinin temel taşlarındandır.
  • Dil birliği: Ortak bir dil, iletişim ve aidiyetin en güçlü araçlarından biridir.
  • Yurt birliği: Aynı coğrafyada yaşamak, ortak vatan fikrini pekiştirir.
  • Ülkü birliği: Geleceğe dair ortak hedefler ve idealler, toplumsal dayanışmayı güçlendirir.
  • Siyasal birlik: Aynı yönetim altında yaşamak, ortak vatandaşlık bilincini oluşturur.

🌍 Evrensel ve Barışçıl Yaklaşım

  • İnsancıl ve barışçıl: Atatürk milliyetçiliği, başka milletlerin mutluluğunu da gözeten bir anlayışa sahiptir.
  • Laik ve çağdaş: Din temelli değil, laiklik ilkesine dayalıdır; modernleşmeyi ve bilimsel düşünceyi esas alır.
  • Irkçılığı reddeder: Etnik köken değil, vatandaşlık bağı ön plandadır. “Ne mutlu Türküm diyene” sözü, bu kapsayıcı anlayışı simgeler.

🛡️ Milli Birlik ve Bağımsızlık

  • Milli egemenlik: Halkın iradesi esastır; milliyetçilik, bağımsızlık ve özgürlükle iç içedir.
  • Milli birlik ve beraberlik: Farklı sosyal ve ekonomik grupların ortak değerler etrafında birleşmesi hedeflenir.

Bu anlayış hem bireyin kimliğini hem de toplumun bütünlüğünü koruyan bir çerçeve sunar.”

-Bu belirlenimler eşliğinde Atatürk milliyetçiliğinin; temel olarak üretim, paylaşım ve yurtseverlik olduğunu söyleyebilir miyiz?

“Kesinlikle, böyle bir yorum Atatürkçü milliyetçiliğin ruhuna oldukça uygun bir çerçeve sunar.

🔧 Üretim

  • Atatürk, ekonomik bağımsızlığı millî bağımsızlığın temel taşı olarak görmüştür.
  • “Milletin efendisi, köylüdür” diyerek üretimin sosyal değerini yüceltmiştir.
  • Sanayi ve tarımda kalkınma hedefi, milliyetçiliğin somut bir yansımasıdır: üretmek, gelişmek ve kendi ayakları üstünde durmak.

🔗 Paylaşım

  • Sosyal adalet ve eşitlik, halkçılık ilkesiyle birlikte değerlendirilir.
  • Kaynakların adil dağılımı, sınıfsal ayrıcalıklara karşı duran bir anlayışla bütünleşir.
  • Eğitim ve fırsat eşitliği, bireylerin topluma katılımını güçlendirir — milliyetçiliği ayrıcalıklı değil kapsayıcı kılar.

❤️ Yurtseverlik

  • “Vatan sevgisi imandandır” sözüyle manevi derinlik kazanan bir bağlılık biçimi.
  • Toprağa, tarihe, kültüre duyulan sevgi; onu sadece korumak değil, yaşanır kılmakla anlam kazanır.
  • Bağımsızlık ve özgürlüğü savunmak, yurtseverliğin eyleme dönüşmüş hâlidir.

Bu üç kavram, Atatürkçü milliyetçiliğin dinamiklerini çağdaş bir toplum idealine dönüştürür: kendi üreten, hakkaniyetle paylaşan ve köklerine saygı duyan bir millet vizyonu.”