ATABAY’ın, bir gün de Didimliler olumlu bir işini görse, oturup ağlayacak duruma geldi. Her gün bir olumsuz ve usulsüz işleri duymaktan Didim’liler alışmış olacaklar ki, Belediyede olan olumsuz ve usulsüz bir şey duydu mu umursamamaya başladılar.
İnternet de haberleri takip ederken “Didim'i peşkeş çekmişler” diye bir haber gördüm, tabi ki bende sizler gibi umursamaz bir tavırla bi bakayım, Didim’in peşkeş çekilmedik neresi kalmış diye merak dan tıkladım.
Tabi ki yine ATABAY,
Usulsüzlüğün dibini sıyıran belediyemiz bakın bu sefer ne yapmış?
ATABAY bu konularda liderliği kimseye kaptırmamak da istikrarlı bir şekilde ilerlediği kesin.
Sizleri de fazla merak da bırakmadan habere bakalım, bu sefer çok değerli başkanımız ATABAY ne yapmış.
Aydın Manşet gazetesinden Erdal Savaş’ın haberi.
“Didim'i peşkeş çekmişler”
“Başkanlığını Ahmet Deniz Atabay’ın yaptığı Didim Belediyesi peşkeş dolu bir anlaşmanın altına imza attı. Kuşadası’ndaki mıcır vurgununun baş aktörü ZTB İnşaat ile 120 bin tonluk alım için el sıkışan belediye, taşıma için kendi araçlarını kullandırmakla kalmadı, kâğıt üstünde 850 kamyon mıcırı almış gibi gösterdi. Skandal, gizli tanık beyanıyla ortaya çıktı.
İddialara göre, Didim Belediyesi, adı bir süre önce Kuşadası Belediyesi'ndeki mıcır vurgunuyla anılan ZTB İnşaat ile içinde mıcır da bulunan 120 bin tonluk alıma imza attı.
Anlaşmaya göre ZTB İnşaat, kendi imkânlarıyla 850 kamyon dolusu 120 bin tonluk maden ürününü Güllübahçe’deki ocaktan belediyeye ait şantiyelere taşıyacaktı.
PLAKALAR BİLE SAHTE
Elde edilen bilgilere göre ZTB İnşaat, taşıma işinde kendisine ait kamyonları kullanmadığı gibi, Didim Belediyesi ilave araç kiralayıp yüklenici firmanın kullanımına tahsis etti.
Taraflar bu durumun ortaya çıkmaması için de sinsi bir plan geliştirdi.
Taşıma işinde kullanılan kamyonların belediyeye ait olduğunun anlaşılmaması için her birine maden ocağında çalışan Suriyelilere ait motosikletlerin plakaları takıldı. Böylelikle oluşturulan rantın üzeri örtülmeye çalışıldı.” iddiaları ile devam eden bir haber.
ATABAY belediyenin yani bizlerin paralarını nerelerde hoyratça harcadığını görüyor musunuz?
İşler böyle ilerleğince, belediyenin de kasasında para kalmayınca, ATABAY önce emekçinin sırtına biniyor ve çalışanlarının maaşlarını aksatıyor. Sonrasında bakmış olmuyor belediyenin taşınmazlarını SGK’ya trampa yapmak için meclisin onayına sunuyor ve meclisimiz sormadan sorgulamadan, meclisde eller havaya kalktı ve onayladılar.
Sayın meclis üyeleri ellerinizi havaya kaldırınca bir de alkış tutsaydınız başkanını onure etseydiniz nasıl olurdu?
Her zaman ki gibi belediyemizde işler Hoca cemaat işine dönmüş de neyse,
Didim’de yapılan gıybetlere göre, ATABAY eskiden Denizli horozu gibi çok ötüyordu, bu günlerde gag gug etmeye başlamış diyorlar.
Nedeninin Akif Hamza Cebi’nin milletvekili listelerine giremediğinden dolayı yorumlayanlar var.
Geçenlerde okuduğum bir fıkra aklıma geldi, durum yukarıda yazdığım gibiyse bu fıkra ATABAY’a cuk oturuyor.
Bu vesile ile de bu günkü yazımı gülerek bitirelim.
Denizli'de kamp yapan bir gurup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli Horozu'nun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar...Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş...
Üniversite öğrencilerinde ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş...
Sonunda sabırlar tükenmiş...
Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya...
Horoz önde..
Gençler peşinde...
Mahalle arasına dalmışlar...
Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
- Hey, evlatlar!.. Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz?..
- Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor.
O yüzden başını keseceğiz!..
- Yazıktır evladım yapmayın!.. demiş ihtiyar, bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi...
Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar. Ertesi sabah, hafif bir "gak - guk" sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını görünce de şaşırıp dedeye koşmuşlar:
- Yahu dede, ne yaptın da bu horozun sesini kestin?..
İhtiyar gülmüş:-
Kıçına zeytinyağı sürdüm.
Horoz kabararak ötmeye yeltendiğinde, gerisi tutmuyor ki kuvvet alsın...
Ancak "gak - guk" edebiliyor.. demiş.
Kıssadan hisse:
Arkan sağlamsa, istediğin kadar öter, diklenirsin.
Arkan bir gevşemeye görsün, ancak "gak-guk" edersin.