ONUR

Onur, kendisinden saygınlık beklenen kurum, kuruluş ve kişilerle ilişkilidir. Onurlu davranış, sorumluluk bilinciyle; hukukun üstünlüğü temelinde ve her koşulda yaşama ilişkin hakları gözeten tutum ve davranışlardır. Onurlu davranış; tür, ırk ve cinsiyet gözetmeksizin tüm varlıkların varlığına saygılı olmayı ve her koşulda onların varlıklarını sürdürebilecekleri koşulları güvenceye almayı gerektirir. Öncelikle doğadaki varlığın, tüm varlıklar açısından bir eşitlik olduğunu bilmek(farkındalık); kabul etmek (onurlu yaklaşım) ve gereklerini yaşama geçirmektir. Varlığı istem, eylem ve beklentileriyle uyumlu olanlar (laik ve demokrat) onurlu varlıklardır. Onurlu olmak, kendi varlığının saygınlığını korurken; öteki varlıkların yaşama ve varlık sürdürmeye ilişkin tüm haklarını kabul etme olgunluğudur. Yani, varlığını öteki var olanlarla bütünleştirebilmektir! Yaşamın, bilinçli olarak algılanması ile varlıkların birlikteliğinin gerekliliğinin kavranmasıdır.


Sular aydınlanıyordu akarlar birlikteliğinde. / Denize çeyrek kala yürüyordu kolan vurarak…/ Erişince ovaya, deltalar dinginliğinde ve olgunca;/ Yaşam, umutla ve sevinçle son deparına hazırlanıyordu!
Onur var olmanın ve ayakta durmanın taşıyıcı kolonudur. Farklı disiplinlerdeki “onur” tanımlarına bakalım:
“Felsefi olarak: İnsanın, duyan, düşünen ve özgür bir varlık olarak taşıdığı değer, insan olarak insanın değeri. // Kant'a göre onurlu bir varlık olması dolayısıyle insan hiç bir zaman bir araç olarak kullanılmamalıdır.
Hukuki terim anlamı:
şeref, haysiyyet.
Sosyoloji'deki anlamı:
Toplumun saygıya değer saydığı şeyleri korumayı, beslemeyi ve geliştirmeyi gerektiren, doğru ve aktöreli olmayı zorunlu kılan tarihsel nitelikli bir aktöre ulamı.”
Kaynak: https://nedir.ileilgili.org/onur

 Kimler onurlu olamaz? 
1-Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirenler,
2-Hırsızlık yapanlar,
3-İhanet etmeyi alışkanlık haline getirenler,
4-İnançları çıkar aracı olarak kullananlar,
5-Hukuku baskı aracı olarak kullanmakta bir sakınca görmeyenler,
6-Varlıkların, varlık sürdürmeye ilişkin temel haklarını yok sayan veya görmezden gelenler,
7-Yetimin, yoksulun ve zayıf konumda olanların haklarını gasp edenler,
8-Çıkarlarını başkalarının zararına kullanmayı alışkanlık haline getirenler,
9-Olanakları olmasına karşın, ihtiyaç içinde olanlara yardımdan kaçınanlar,
10-Ayrımcılık ve kayırmacılık yaparak bundan çıkar sağlayanlar,
11-Sorumluluğunun gereğini bilerek ve isteyerek yerine getirmeyenler,
12-İftira atanlar, dayanaksız suçlamalarda bulunmayı alışkanlık haline getirenler,
13-Yasalara uymamayı alışkanlık haline getirenler, yasalara uymayanları görmezden gelerek onları koruyup kollayanlar,
14-Yakınlarını ve yandaşlarını, yasalara aykırı olarak kayıranlar,
15-Ülke çıkarlarını kişisel çıkarlarına kurban edenler,
16-Toplumun azımsanmayacak gruplarını tutarsız ve dayanaktan yoksun suçlamalarla itibarsızlaştıranlar,
17-Yanlışlarını sürdürmekte ısrar edenler,
18-Yasaları, kurumları ve ortak aklı devre dışı bırakanlar,
19- Denetimden ve hesap vermekten kaçınanlar,
20-Farklı araç ve yöntemlerle vatandaşlarının yaşama biçimine müdahale etmek isteyenler!
Hiç kuşkusuz bu listeye daha fazla madde eklemek mümkün. Demokratik ve laik bir toplumda bu sayılan şeyler asgariye iner. Bunun için tüm vatandaşlara görev düşmektedir. Haktan ve haklıdan yana tavır koyarak, istenir yaşamlara katkı sunmalarının, insanlığın gereği olduğunu bilmelidirler. Onurlu bir yaşam her koşulda istenir olan yaşamdır.