MÜCADELE DAİRESİ

Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı dört yıldır boş kalmıştı. Önceki hükümet demek ki önem vermemişti. Hristiyan Demokrat Parti (CDU) koalisyon hükümetinde ayrımcılığa karşı önlem almadığı gibi, sorunu yok sayıyordu. CSU ise göçmenleri suçlamayı sever.
2021 yılı sonunda göreve gelen yeni koalisyon hükümeti programına aldığı gibi, ciddi bir şekilde ayrımcılığa karşı mücadele etmeye kararlı olduğunu gösterdi. Böyle bir daire kurulması Türkiye dahil diğer ülkelere örnek olabilir.
Yeşiller Partisi tarafından aday gösterilen Ferda Ataman bu direye başkan seçildi. Haftaya Federal Almanya Cumhurbaşkanı tarafından tasdikname alınca resmen göreve başlayacak.
Stuttgart doğumlu Ferda Ataman yazar ve gazeteci, 1979 yılında dünyaya geldi.
Çok tartışma yaratan, Hör auf zu fragen, ich bin von hier, Sormayı bırakın artık, ben buralıyım kitabı hakkında 24.05.2019 tarihinde Artık Sormayın başlığı ile tanıtım makalesi yazmıştım.
Dört yıl boş kalan daire hiç kimsenin dikkatini çekmemişti. Fakat aday gösterilir gösterilmez, üç hafta boyunca Ferda Ataman’ı karalama kampanyası başlatıldı. Sağ tutucu AfD, CDU-CSU partilerden beklenirdi, fakat koalisyon hükümetinde görevli olan FDP’nin bazı milletvekillerin bu kampanyaya iştirak etmesi şaşkınlık yarattı. BILD gazetesinden beklenirdi, ama DIE WELT, SPIEGEL gibi ciddi yayın organların bu çirkin kampanyaya katılması kara leke olarak basın ve medya tarihine geçti.
Bana yetmiş yıllarını hatırlattı, henüz Ferda Ataman doğmamıştı. Konuk Türk işçileri, çocuk ve gençleri teşvik ettiğim, Yüksel Halk Okuluna, en yüksek devlet memuru maaşı ön görülen kadro da önce boş bırakılmış, sonra Belediye Sanat Dairesine hediye edilmişti. Gönüllü olarak yürüttüğüm bu dairede boşluğu ortaya çıkarmıştım. Köy Enstitüsü prensibine dayanan bir mücadele yürütmüştüm. Yüzlerce işçi ve genç açılan kurslarda Almanca, kadınlar okuma yazma öğrendi ve dikiş kursuna gitti. Kadroya işsiz bir akademisyen bölüm müdürü olarak işe alındı. Birçok meslektaşım Yüksek Halk Okulunda doçent olarak iş buldu.
Ayrımcılıkla mücadele dairesi adı, dini, görünüşü itibariyle ev aramada, iş bulmada hor görülen, küçük düşürülen insanları koruyacak. Toplumda yaşamın her alanında, okulda, sokakta, trende, otobüsle hakarete, şiddete uğrayan vatandaşlara yardım edecek.
Bu işlevi yürütürken çeşitli sivil kuruluşlarla iş birliği yaparak çalışacak. Hükümet nezdinde, ama bağımsız olarak idare edecek. Federal Hükümet ile halk arasında bir nevi köprü görevini üstlenecek.

Karalama kampanyasında hukuki herhangi bir suç unsuru bulunamadı. Çirkin olmasaydı, tartışma iyi oldu. Böyle bir dairenin ne kadar çok önemli olduğu fark edildi denir, geçirilirdi.
Siyasal bilim okuduğu için politikacılara zekice hazır cevap verir. Öyle ki önceki Federal Hükümet İçişleri Bakanı (CSU), 
o gelirse ben toplantıya gelmem, demişti. Gerçekten katılmadı (2018).  
Ferda Ataman acı ve sert söyler ve yazar. Çünkü altmış yıl emek vermiş, ilk nesil konuk Türk işçilerin, çektiği zorluklar suskunluklar akıllı, aydın çocuk ve torunların omuzlarına yüklendi. Altmış yıllık tarih anlatıldıkça, bu ilk nesil nasıl tahammül etti, deniyor, düşünülüyor yazılıyor.
İşi zor, fakat başaracağına inanıyorum. Her dört Alman vatandaşın birinin geçmişinde göç hikâyesi var. Afrika, Asya kıtalarından gelenler en fazla ayrımcılığa uğruyor. Sağcı Almanları en çok kızdıran patates demesi oldu.
Yetmiş yıllarında iki öğrencime, Kant Lisesinde bir tarih öğretmenin Kümmeltürke yani kimyon çöreotu Türkü, hasis ruhlu kabadayı anlamında kızarak söylediğini hatırlıyorum.
İnsan ırkının tek olduğu konusunda bilim insanları hemfikir. Fakat ırkçılık ideolojisi var ve toplumda etkisi zehir gibi. Demokrasi ve insanlık düşmanı kişiler Asyalı veya Afrikalılara söylenen aşağılayıcı kavramları duymazlar, ama patates yiyenler deyince çok alındılar.
Patates kadar faydalı bir gıda yoktur. Ayrıca çöreotu safra kasesi ameliyatından sonra bana çok iyi gelmişti. Bitki ve hayvan adları hor görmek, aşağılama veya küfretmek için kullanılmamalı. Çok yakında domuz kalbi insanları kurtaracak.
Ferda Ataman seçimden sonra Federal Meclis’de kendisini seçenlere teşekkür etti. Ayrımcılığa uğrayan bütün insanlar için mücadele edeceğini söyledi. Ayrımcılık yaşından, dininden, geçmişinden, özründen, cinsiyetinden, düşüncesinden dolayı olabilir. Koalisyon hükümetin programına aldığı vatandaşa eşit muamele kanunun uygulanmasında aktif rol alacağına dair meclis önünde söz vardı.
Seçim anında televizyon karşısında merakla oylamayı bekleyen mutlaka yalnız ben değildim. Çok sevindim, Ferda Ataman’ı yakından tanıyan arkadaşları tanıştıracaktı, araya pandemi girdi, tanışmak kısmet olmadı. Kendisine başarılar diliyorum.
Karalama kampanyasını Daniel Bax makalesinde, Almanya için kara bir lekeydi, utanılacak bir durumdu, diyor. Doğru ben de Elmalı ağacı taşlarlar, atasözünü düşünerek takip ettim.    
Daniel Bax, ayrıca karalama, iftira kampanyası yapanların Stephan Anpalagan’ın bu konuda yazdığı, makaleyi dikkatle okumalarını tavsiye ediyor.

Hoşça kalın!