JMO Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru yaptığı açıklamada “2 Mart 2021 tarihli fay üzerinde yaşayan kentlerimiz Kahramanmaraş raporunu yayınladık, Pazarcık / Maraş’ta 7,4 büyüklüğünde deprem olur dedik, Cumhurbaşkanımızdan her kademe yöneticilerimize rapor gönderdik anlatamadık.” dedi.
SORUMLULUKLARINI KABUL ETMEYEN ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLAMAZ
Kuru, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkez üssü gerçekleşen ve 10 ili etkileyen depremlerde, onbinlerce insanın hayatını kaybettiğini ve çok daha fazlasında bedensel ve ruhsal onarılamaz yaralar açmasına sebebiyet verdiğini ifade etti.
Kuru, tarafından yapılan açıklamanın tamamı ise şu şekilde;
Doğa olaylarının afete dönüşmesini kaza ve kadere bağlamayı asla kabul etmiyoruz. Afetlerle mücadele kapsamında, doğru bir şekilde hazırlanan, meslek şovenizmine izin vermeyen, rant ve lobi odaklı olmayan, yasa ve yönetmelik yapısına sahip ve etkin denetimle neredeyse hiçbir doğa olayında can kaybı yaşamayacağımızı açık açık söyleyebiliriz.
Deprem sonrası gelişmeler değerlendiğinde dağ fare doğurmak üzere diyebiliriz
VATANDAŞLARIMIZIN GÜVENLE VE HUZUR İÇİNDE YAŞAYABİLECEKLERİ AFET DİRENÇLİ KENTLER YARATMA İSTEĞİMİZİ ANLATMAK BU KADAR ZOR MU?
*Aynı uygulamalar yapılarak farklı sonuç beklenemez.
1999 körfez depreminden sonra hiçbir uyarımız dikkate alınmadı. İnsanlarımız öldü, yaralandı ve kentlerimiz yıkıldı. Yıllarca tekrar, tekrar ve tekrar. Sorgulamadı, yapı sektörü ve yapı bilimi kollandı, lobisi olanın, güçlü olanın haklı olduğu, yasa yapıp değiştirdiği, kontrolün ve denetimin yerine göre formalite olduğu 24 yıl geçti.
Depremlerin doğa olayı olduğunu, afete dönüşmesinin insan eliyle meydana geldiğini anlatamadık, yetmedi gücümüz. Depremlerin etkilerinin önceden alınabilecek önlemlerle neredeyse tamamen yok edilebileceğini anlatamadık. Depremlerin oluşturduğu afetlerle öncesinde mücadele etmek gerektiği sonrasında yapılabileceklerin kısıtlı olduğunu anlatamadık.
2 Mart 2021 tarihli fay üzerinde yaşayan kentlerimiz kahramanmaraş raporunu yayınladık, Pazarcık / Maraş’ta 7,4 büyüklüğünde Deprem olur dedik, Cumhurbaşkanımızdan her kademe yöneticilerimize rapor gönderdik anlatamadık.
Ocak 2021 tarihinde fay üzerinde yaşayan kentlerimiz aydın raporunu yayınladık, kamu ya da yerel idareye derdimizi anlatamadık.
TMMOB’ a bağlı meslek odalarının denetleme yetkilerinin ellerinden alınmasının afetle mücadelede yarattığı olumsuz etkiyi tüm çabalarımıza rağmen anlatamadık.
1999 depremi sonucu, bir jeoloji olayı sonunda kurulmuş olan yapı denetim sisteminde yerbilimcilerin ( jeoloji mühendislerinin ) olmamasının sonuçlarını ve bedelini milletimiz ödedi, anlatamadık.
Denetlemenin yerbilimi ve yapı bilimi birlikteliğinde olması gerektiğini, sadece yapı denetleyerek afetlerle mücadele olamayacağını anlatamadık.
Deprem ivme değerlerinin düşük olduğunu revize edilmesi gerektiğini, aksi takdirde yönetmeliğe uygun inşa edilen yapıların bile yıkılabileceğine dair genel merkezimizin basın açıklamasına, itibar etmeyin diyen inşaat mühendisleri odasına bile anlatamadık.
Yeni bina sayımız artıyor diyen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımıza, yerbilimi olmadan bina denetimi olmaz dedik anlatamadık.
Deprem- Fay yasası gerekli şehirlerimiz yeraltı su seviyesi yüksek alüvyon sahalara ve aktif fay hatlarına kurulu dedik anlatamadık.
Belediyelerde jeoloji mühendisi yok dedik anlatamadık. Yapı denetimlerde jeoloji mühendisi yok dedik anlatamadık. Bünyesinde görev yapan jeoloji mühendisine saha, sondaj kontrolleri yaptırmayan Kuşadası belediyesine anlatamadık. Jeoloji mühendisi istihdam etmeyen Nazilli Belediyesine anlatamadık.
AYDIN genelinde mikro bölgeleme jeolojik- jeoteknik zemin etüdlerinin tamamlanması gerekliliği, aktif fay hatlarının tekrar çalışılarak fay zonları belirlenmek kaydıyla sakınım bantları oluşturulması ve imar planlarına işlenmesi gerektiği ve jeoloji ve zemin etüdlerinin altlığında yeni rezerv alanlarının 1/25000-1/5000-1/1000 ölçekli alanlarının belirlenmesi gerektiğini anlatamadık.
Sorumluluk almayan göstermelik sorumluluklar almaya çalışarak, her şart ve her halukarda , radye temel, fore kazık ve sismik izalatör kullanma adına meclis kararı almaya çalışarak mühendislik bilimini hiçe saymaya çalışan popülist davranan belediye başkanlarına anlatamadık.
Fay hatlarına, ovalara, alüvyon zemine bina yapmayın dediğimiz iktidara bu depreme kadar anlatamadık. O da onbinlerce insanımızın vebali, nereye kadar bilemiyoruz.
Kamu ve yerel idarecilerimize tüm çabalarımıza rağmen afet öncesi mücadele, afet bilinci ve afete dirençli kent kavramını anlatamadık.
Her ne sebeple olursa olsun, deprem, yerbilimi ve afet hakkında uzman olmayan ve ahkam kesen oda, birlik kişi ve kuruluşların yarattığı okuryazar cehaletin oluşturduğu manipülasyonun afet kadar etkili olduğunu anlatamadık.
Her önüne gelenin Riskli yapı tespiti yapmaması gerektiğini, jeolojik- jeoteknik zemin etüdleri olmadan riskli yapı tespiti yapılmaması gerektiğini anlatamadık.
SORUMLULUK ALDIK VE ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ, KORKMUYORUZ.
KORKMAYIN
Sizlerde , Sayın Cumhurbaşkanımız, siyasi parti genel başkanlarımız, bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız , bakanlıklara bağlı müdürlerimiz, yapı denetim firmaları, meslek odalarımız, müteahhitlerimiz ve konu ile ilgili tüm kişi ve kuruluşlar doğa olaylarının afete dönüşmesindeki sorumluluklarınızı kabul edin korkmayın ki çözümün parçası olun…
Korkmayın Ki Afetlerle Mücadele Edebilelim, Korkmayın Ki İnsanlarımız Yaşasın!!
Vatandaşlarımızın Güvenle Ve Huzur İçinde Geleceklerinden Emin Bir Şekilde Yaşayabilecekleri Afet Dirençli Kentler Oluşturabilmek Dileğiyle…