İNSAN

  İnsan kainatın en şerefli mahlukudur. Canlıların en gelişmişi, akıl taşıyanı, düşüneni ve konuşarak anlaşabilen yegane türüdür. İnsanoğlu akıl ve zekası ile diğer canlı türlerinin tümünden üstündür. Bu akıl ve zeka sayesinde diğer canlılar üzerinde hakimiyetlerini kurmuş durumdadırlar.
    Bütün hayvanlar kendilerinden daha güçsüz hayvanları, güçsüz olanlar da ot yiyerek beslenirler. Hayvanlar arasındaki bu mücadele insanlar arasında da aynen devam etmektedir. Dünya kuruldu kurulalı savaşlar devamlı olagelmiştir. Güçlüler güçsüzlerin bir yolunu bulup sömürülerini devam ettirmişlerdir.
    Akıl, zeka ve irade ile diğer canlı türlerinden ayrıldığımıza göre üzerimizde çok mesuliyetli görevlerimiz var demektir. İnsan akıl, zeka ve iradesini müspet yönde kullanmak suretiyle hem kendisi mutlu olabilir, hem de başkalarına mutluluk verebilir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadisi şeriflerinde : “Kuvvetli insan, kendi kendini yenen insandır.” demiştir. Nefsimize hakim olmak suretiyle bir çok kötülük ve kötü alışkanlıklardan uzak durarak mertebemizi yükseltebiliriz. Böylelikle hem kendimize, hem de diğer insanlara faydalı oluruz. Atalarımız bununla ilgili olarak : “ İnsan insana yük, can gövdeye mülk değildir.” demişlerdir.
    İyi insan olmak kişinin kendi elindedir. İradesinin hakimi olan, nefsinin esiri olmayan kişiler genelde iyi insanlardır. Herkesin dört dörtlük olması imkansızdır. Balzac: “ İnsan noksanlarla doludur.”, Atalarımız ise : “ Hatasız kul olmaz.” demişlerdir. Kişi hatalarını bilmeli, günbegün bunları azaltmaya çalışmalıdır. Bu uygulamanın neticesinde mükemmel bir insan olacaktır. İradesinin hakimi olmayan, nefsinin esiri olan kişiler ise insanlıktan uzaklaşacaklardır.
    İnsanda hem iyilik hem de kötülük duygularının tamamı mevcuttur. İnsan kötülük duygularını değil, iyilik duygularını ortaya çıkarmaya çalışmalıdır. Böylece insanlar diğer insanlar tarafından sevilen, sayılan ve aranan kişiler olurlar. Eğer kişi kötüyse, daima kötülükleriyle; iyi ise daima iyilikleriyle anılacaktır.
    Satırlarımızı Hölderlin’in şu güzel sözüyle sonlandıralım.
    “Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar alçalamaz.”

-------------  ŞİİR KÖŞESİ  ---------------

 TEKÂMÜL ETMEK İÇİN

İnsanların kalbine ağ gibi sevgi ördüm
Karşılık alınca da sevindim için için
Kırk yıldır aynı yerde duran insanlar gördüm
Devamlı oku dostum, tekâmül etmek için. 
      
Önce akıl, ruh gelir; sonrasında el, ayak
Aklını kullanarak şöyle bir uzaya bak
Nasıl bir sistem kurmuş bizleri yaratan Hak
Devamlı oku dostum, tekâmül etmek için. 

İsteyen yapabilir canlılarda tarama
Dört ayaklı hayvanda akıl, mantık arama
Tekâmül etsin diye, insanlarda var ama
Devamlı oku dostum, tekâmül etmek için. 

Ha girdim, gireceğim ben de altmış yaşıma
Deme: “Ben ne yaparım evrende tek başıma”
Düşmanlık, nefret ve kin duygusunu taşıma
Devamlı oku dostum, tekâmül etmek için. 

Çöllerde mahsur kalan, su arar yana yana
Su ver susayanlara içsinler kana kana
Kereste ve ham meyve olmak yakışmaz sana
Devamlı oku dostum, tekâmül etmek için. 

                Şükrü ÖKSÜZ

--------------------------------------------------------

ŞEHİTLER ÖLMEZ

Bir millet dost görünen düşmanını bilmeli
Hakiki dostlar bile kıymet nedir bilmiyor
Türküm, Ülküm diyenler öz yurdunda gülmeli
Bu vatanda yaşayan neden birlik olmuyor. 

Kötüye meyledenler iyilikten anlamaz
Salihlerden olanlar azap çekmez, inlemez
Ot gibi yaşayanlar nasihat et dinlemez
Bu dünyaya ne için geldiğini bilmiyor.

Gaflet içinde olmaz Fatihlerin torunu
Önünde hazır buldun bu bir yığın sorunu
Terör ve şiddet ile heba etme varını
Hakk yanında değilse kader sana gülmüyor.

Gözden perdeyi kaldır, doğruları gör artık
Ülke elden gitmeden, biraz kafa yor artık
Piyon ve maşalardan hesabını sor artık
Yaratan istemezse boş kese hiç dolmuyor. 

Davazlı Hakk yanında doğruları bildirsen
Hesap günü gelmeden günahını sildirsen
Vatan ve millet için gazileri güldürsen
Şehitler sağdır ölmez, çünkü şehit ölmüyor.

 Davazlı Süleyman İNCEDAL

-------------------------------------------

BAYRAK

Ben ezelden ezmedim... Ezilmedim... Ezdirmem! 
Boyun eğmem zalime zira hassas yanımdır.
Bağrımı siper eder dayancımı bezdirmem 
Benliğimi kuşatan zulmete isyanımdır.

Ay şahit... Yıldız şahit... Göklerden nurla ağdı 
Al kanımda duruldu, yaradan rahmet yağdı! 
Âlemler alem görsün, soyum külünden doğdu 
Asıldı özgürlüğe! Her divanda şanımdır.

Yere göğe koyamam, sakınırım gözümden 
Ya Rab! Gözbebeğimi eksiltme gökyüzümden 
Yüce gönlün dilerse veririm can özümden
Yüz akım… Aydınlığım… Biricik destanımdır.

Renginle, duruşunla benliğime simgesin 
Ruhumücerretime resmettiğim damgasın 
Remzine baş verdiğim en mukaddes imgesin 
Râyihan gönle katık, siman asumanımdır.
 
Ah demeden işitir ses veririz çağrına 
Altında toplanırız aynı amaç uğruna. 
Andolsun, seni dikmek dünyaların böğrüne 
Al Bayrağım… Sevdalım… Sevdan aşiyanımdır.

Kâlûbelâdan mâlum; ahım, vahım, agâhım! 
Kavgamda kılavuzum, ülkümde kıblegâhım. 
Kıyamet kopana dek gölgen ulu dergâhım 
Kavlimiz var milletçe; irâde beyanımdır.
          Salih ERDEM - AYDIN

-------------------------------------------------------

YORULDUM EFENDİM

Şu garip gönlümün sevdası boşa
Yoruldum usandım, bıktım efendim
Talihin peşinden hep koşa koşa
Yoruldum usandım, bıktım efendim.

Derdimi sevmedim, darıldım, durdum.
Düşmanımı bile çareyi sordum
Mutluluk üstüne hayaller kurdum
Yoruldum usandım, bıktım efendim.

Anlamaz, bilmezdim, hileden, aldan
Yara aldı gönlüm, sevdiğim kuldan
Sarhoş etti, itti bir zaman, yoldan
Yoruldum usandım, bıktım efendim.

Efe Fâni Hakka edilmez isyan
Derdi sevdiğinden bilmeli insan
Kırılsa da kalbim, eylemem nisyan
Yoruldum usandım, bıktım efendim.

    Yaşar UYAR - AYDIN

-------------------------------------------------

  SOR BENİ

Senden ayrı yaşamın, ne demek olduğunu?
Yalnız kaldığın zaman gecelere sor beni!
Gönlümün gam yolunda gül gibi solduğunu
Benim gibi çeken o, yalnızlara sor beni.

Eksilmedi başımda ne bulut ne de rüzgâr
Hasretin demir bilek, umutlarımı kırar
Neredesin yıllardır ey zalim ey hain yâr
Bir gün eğer anarsan, yüreğine sor beni. 

Nefesin nefesimde uyumak kısmet değil
Bunları bile bile boş yere verdim meyil
Gelmesen bari aşık internete yaz mail
Ben sensiz neler çektim, yüreğim sor beni. 

Sor beni gönül sevdam, doğan güne sor beni
Sor beni can orkidem Ay, yıldıza sor beni
Sor beni mor menekşem, yağmur suya sor beni
Sor beni ak güvercin, uçan kuşa sor beni.

Nurdane UZUN - BURSA

------------------------------------------------------------

 BİR SEVGİLİM OLMADAN

Sevgilim olman için bir özürüm yok ama
Hedefe varmak için engellidir yollarım
Senin gibi sıradan arkadaşım çok ama
Bir sevgilim olmadan geldi geçti yıllarım. 

Kendi kendime daim dik durmayı sağladım
Kapandıkça kapılar için için ağladım
Sevgilim olur diye epey ümit bağladım
Bir sevgilim olmadan geldi geçti yıllarım. 
 
Aklından geçenleri uzaktan sezemedim        
Masmavi denizlerde seninle yüzemedim
Dolunayda, sahilde el ele gezemedim
Bir sevgilim olmadan geldi geçti yıllarım. 

Gönül verdim eskiden şirin ince belliye
Nasıl gönül verilmez böyle tatlı dilliye
Döndüm baktım geriye yaşım gelmiş elliye
Bir sevgilim olmadan geldi geçti yıllarım. 

Yaşlandıkça bir insan her şeyden hoşlanmıyor
Bitmeyince bir işin yenisi başlanmıyor
Beden yaşlansa bile gönül hiç yaşlanmıyor
Bir sevgilim olmadan geldi geçti yıllarım. 

     Albeni AKÇAY - NAZİLLİ

---------------------------------------------------------

   ÖTEKİ    

Hayata pamuk ipliği ile bağlı
Rüzgârla dans eden uçurtma gibi
Anason kokulu kadınları seven
Rakı gülüşlü adamlardık.

Çağdışıydık, muhaliftik.
Ötekiydik, katli vaciptik.
Saçları kınalı anaların çocuklarıydık.
Soluduğu havaya, içtiği suya,
Bastığı toprağa,
Borcu olan adamlardık.

Dedim ya; çağdışıydık.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyemedik. 
Şiir cephesinden,
Ok gibi, mavzer gibi,
Top gibi, tüfek gibi,  mermi gibi
Ucu sivri dizelerle saldırdık karanlığa

Dağ başında çoban ateşiydik.
Ötekiydik. 
Katli vaciptik.
Kelle koltukta gezen adamlardık.

Erkan ACAR - ÇİNE 

------------------------------------------------