HASAN KURU İLE YER BİLİMLERİ, DOĞAL AFETLER, AYDIN ve DİDİM KENTİMİZ ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın il temsilci Hasan Kuru ile Aydın ve Didim üzerine söyleşi yaptık. Mesleki konularda ve Didim üzerine sorularımızı cevapladı.
Ergun KORKMAZ: Sizleri tanıyabilirmiyiz?
Hasan KURU: 1976 yılından itibaren Didim İlçemizde ikamet etmeye başlayan Karadenizli bir ailenin üyesiyim. İlk ve orta kademe öğrenimimi Didim ilçesinde, üniversite eğitimimi Eskişehir’de tamamladım. 2005 yılından itibaren serbest mühendislik bürosu sahibi olarak Didim de ticari faaliyetlerimi sürdürmekteyim. 2012 yılından itibaren son 5 yılı başkanlık olmak üzere 9 yıldır Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın il temsilciliğinde meslektaşlarımıza ve vatandaşlarımıza kamu hizmeti vermekteyiz.
Ergun KORKMAZ: Jeoloji ( Yer Bilimi ) mühendisi görev ve sorumlulukları nedir?
Hasan KURU: Kısaca tanımlamak gerekirse Jeoloji mühendisleri; madencilik, mühendislik, petrol, maden, yeraltı suyu ve atık yönetimi projelerinin geliştirilmesine veya bölgesel kalkınmaya yardımcı olacak verileri toplar ve analiz eder. Haritalama programları planlar ve geliştirir. Yerleşim alanı ve mühendislik yapılarının yer seçim çalışmalarını yürütür. Büyük inşaat faaliyetlerinin sahalarda yaratacağı olası etkiyi belirlemek için kaya, toprak, yeraltı suyu ve diğer koşulların teknik ve bilimsel analizlerini üstlenir.
Ergun KORKMAZ: Doğal afetler ve depremsellik hususunda Aydın ve Didim yerleşimlerimizi nasıl değerlendiriyorsunuz.
Hasan KURU : İçerisinde yaşadığımız Aydın kenti ilçeleri ile birlikte, deprem tehlikesi çok yüksek yerleşim yerleri arasında yer almaktadır. İlçelerinin neredeyse tamamı, Jeoloji literatüründe Menderes Grabeni (çöküntü) olarak yer edinmiş, kenarları aktif D-B doğrultulu normal faylarla sınırlı çöküntü havzası içerisinde gelişimine devam etmektedir. İlimizde, gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde ciddi can ve mal kayıplarına neden olan deprem kaynaklı afetler kayıtlara geçmiştir. 1895-1899 yıllarında peş peşe meydan gelen Nazilli ve Aydın depremlerinde, yaklaşık 40 km uzunluğunda fayların kırılması sonucu yer yer 3 m.ye varan düşey atımlar oluşmuştur. Bölgemiz için en yakın tarihli deprem,1955 yılında, Söke ilçesi Balat köyü yakınlarında Sazlı-Priene fay zonu üzerinde meydana gelmiştir. Depremin aletsel büyüklüğü 6.8-6.9 arasındadır.
Didim ilçemiz nispeten zemini, yüksek katlı yapılaşmanın olmaması ve sınırları içerisinde kısa, orta vadede aktif deprem oluşturabilecek bir fay hattının olmaması dolayısıyla güvenli sayılabilecek yerleşim yerlerimizdendir.
Ergun KORKMAZ: Depremler başta olmak üzere doğal afetlere karşı gerek devlet kurumları gerekse de yerel idareler hazırlıklılar mı?
Hasan KURU : Sorunuzu iki şekilde ele almak icap eder. Devletimizin ilgili kurumlar yönünden ele alındığında milad kabul edilen 1999 körfez depremi sonucu oluşturulan yasa ve yönetmelikler oldukça eksiktir. Hayatı ve kabul edilemez eksikler içermektedir.
Yasa ve yönetmelikler beton ve inşaat lobisi isteğine göre sadece yapı yönünden irdelenerek çıkmaktadır. Dünya kaynaklı afetlerde yerbilimlerinin, jeoloji mühendisliği disiplininin yapı denetim sistemi içerisinde ve belediyelerimizde kontrol mühendisi olarak zorunlu olmaması ve konunun sadece yapı yönünden irdelenmesinin bedelini maalesef halkımız ödemeye devam ettiğini görmekteyiz.
Belediyelerimizin bir çoğu organizasyon yeterliliği eksikleri, konu özelinde farklı çalışma ihtiyaçları belirlemeleri dolayısıyla jeoloji mühendisi istihdam etmeme ve/veya önemseme hatalarına düştükleri görülmektedir.
Tüm bu hususlar bir araya geldiğinde altını çizerek söylüyorum, yapı denetim sisteminde ve belediyelerde jeoloji mühendisi (yer bilimci) olmadığı takdirde zemine ve afete uygun bina yapıldı denemez. Yapılar yeni imal edilseler dahi…
Ergun KORKMAZ : Jeoloji mühendisleri odası olarak afetlerle mücadele hususunda neler yapmaktasınız?
Hasan KURU : Kurum içi eğitimler, seminerler, konferans ve bilgilendirmeler, belediyelerimizle protokoller oluşturmaya çalışarak teknik destek sağlamak, kurum-kuruluşlarda jeoloji mühendisi istihdam edilmesi hususunda ve kentimizde afet bilinci oluşması açısından faaliyetlerde bulunmaktayız. Genel merkezimiz nezdinde, ulusal ölçekte bir fay yasasının kabul edilmesi ve dünyadaki örnekleri esas alınarak afetlerle mücadele hususunda kavram karmaşasının önüne geçebilmek ve etkin mücadele adına Türkiye Jeoloji Kurumunun kurulmasını desteklemekteyiz.
Ergun KORKMAZ : Mesleki konular dışında faaliyetleriniz var mı, valilik ve ilgili kurumlarla iletişiminiz hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Hasan KURU : Sadece meslek odası olmadığımızı, halkımızın organik bir parçası olduğumuzu unutmayarak ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yardım faaliyetlerinde bulunuyoruz. Yıl içerisinde meslektaşlarımızla kaynaşma geceleri ve iftar yemekleri düzenlenmektedir.
Valiliğimizle mesleki çerçevede görüş alışverişi ve çalışmalarımız devam etmekte olup, valilik makamının isteği üzerine mesleki konularda kentimize katkı koyabilmemiz adına Valilik İl Koordinasyon Kuruluna akredite edilmiş bulunmaktayız.
Ergun KORKMAZ : Didim de ikamet ediyor, ticari faaliyetlerde bulunuyorsunuz, idari ve ticari anlamda neler düşünüyorsunuz?
Hasan KURU : Ara ara Didim ilçemizde de mesleki ve diğer faaliyetlerde bulunmaktayız. Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır.
Didim ilçemizde sivil toplum kuruluşlarının etkin ve güçlü olmaları genel arzumuzdur. Bireysel çaba ve menfaatlerin dışında, toplum menfaatini ön planda tutan, bilimsel ve teknik anlayışla çoğulcu, katılımcı ve bilgi özelinde liyakat sahibi organizasyonların ön planda tutulduğu sivil toplum kurumlarının varlığı ve çokluğu kentimiz için yegâne arzumuzdur. Meslek odamızın da bu çerçevede gerek yerel idare gerekse de sivil toplum kurumlarıyla çalışarak kentimize hizmet etmeyi arzu etmektedir.
Ergun KORKMAZ : Bu hususta didim de etkin mücadele edilmesi gereken konuları eksikleri , yönetimsel, ekonomik ve sosyal açıdan nasıl değerlendirirsiniz?
Hasan KURU : Genel anlamda ve temel sorun kentimizin turizm kenti algısının herşeye rağmen kamu idaresinde bu şekilde değerlendirilmemesidir (toki, hapishane ve osb ve benzeri).
Kentimizin genel idaresi ve sivil toplum kurumlarının penceresinden ortak bir gelecek hayali dolayısı ile gelişim planı bulunması gerekmektedir. Didim kentinde turizm, tarım, inşaat ve hizmet sektörünün gelişimini ve gelecek 10-15 yıllara dönük planlama, alt yapı, eğitim, standizasyon, çalışma ve projeleri yapılmalıdır. Tarım sektörünün turizm sektörünü desteklemesi, turizm sektörünün termal, sağlık ve benzeri yönelime açık hale getirilmesi, işletme ve firmalarımızın eğitim, kalite ve benzeri yönlerden desteklenmesi ve sosyal hayatı canlandırmak adına mekânsal planların yapılarak Didim kentimize kazandırılması esas tutulmalıdır.
Ergun KORKMAZ : Bahsetmiş olduğunuz konuların gerçekleşebilme ve Didim kentimizin geleceği adına görüşleriniz nelerdir.
Hasan KURU : Yaklaşık yüz bin nüfusa sahip, doğa, tarih ve denize sahip, geçmişten günümüze bir hikayesi olan mükemmel bir kentte yaşamaktayız. Ülkemizin her bölgesinden Didim kentimize gelmiş, gerek yaşam tecrübeleri gerekse de bilgi birikimleriyle kentimize katkı koyabilecek insanlara sahibiz. Amaca ve hedefe ulaşmak için her şeye sahip olduğumuzu düşünüyorum.
Yeterki; Hacı Bektaş VELİ’ nin
“Ayağa kalkarsan hizmet amacıyla kalk,
Eğer konuşacaksan, hikmet ile konuş,
Ve oturacağın zaman, saygı ile otur!” sözü üzerine toplumda birlik ve dirliğin sağlanması, gönüllere sevgi yumağının dolması, insanların kardeş gibi yaşaması hususlarını dile getirerek “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” anlayışı ile kentimizi Barışın ve Refahın şehri Didim haline getirelim.”dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın il temsilci Hasan Kuru’ya verdiği bilgiler için teşekkür ederiz…