DANİŞMENTLİ İSMAİL EFE

  İsmail Efe 1878 yılında Aydın Merkeze bağlı Danişment Köyünde dünyaya gelmiştir. 4 Temmuz 1946 tarihinde de vefat etmiştir. Mezarı Danişment Köyü mezarlığında bulunmaktadır. 1946 yılında hastalandığında sivil ve askeri doktorlar yaşatmak için çok uğraşmış olmalarına rağmen, ömrünü daha fazla uzatamamışlardır.  Milli Mücadeleye katılan İsmail Efe, Aydın’ın yetiştirdiği milli kahramanlardan birisidir. Askerliğini topçu olarak Yemen’de, Balkanlarda, Gelibolu’da yapmıştır. Köyüne döndüğünde tarla, bağ, bahçe işleriyle uğraşmıştır. Köyüne yakın yerde su değirmeni de bulunduğu söylenir. Üç kez evlilik yaptığı, birinci eşinden beş, ikinci eşinden 2 çocuğunun olduğu bilinmektedir. Şu anda birinci eşinden olma Huriye Doğan 1931 doğumlu olup halen hayattadır. 
    İsmail Efe 27 Mayıs 1919 tarihinde Aydın işgal edildikten sonra işgal altında yaşamamak için silahlanarak dağa çıkmıştır. Demirci Mehmet Efe’ye bağlı olarak Yunanlıyla mücadeleye başlamıştır. İki Yunan subayı Aydın sokaklarında gezerken, mavzeriyle ikisini de öldürmüştür. Topçu olarak askerliğini yaptığından Binbaşı Hacı Şükrü’den top istemiş. Bu topla Yunan askerleri trenden cephanelik indirirken Yunanlılara ilk top güllesini göndermiştir. Takibe alınsa da izini kaybettirmiştir. 
Bolu ve Düzce taraflarında Aznavur isyanı çıkınca Demirci Mehmet Efe’ye vekaleten ve onun görevlendirilmesiyle isyana bastırmağa gider. Diğer güçlerle birleşerek Aznavur isyanının bastırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Daha sonra Konya’da delibaş isyanını bastırmak için oraya giderek önemli görevler almıştır. Buharkent Ortakçı Yunan Karakoluna yapılan baskında da önemli rol oynamıştır. Bu baskında Yunan Komutanının eşini esir alarak. Karşılığında bir top ve 100 mermi alarak serbest bırakmışlardır. Bu top ve mermileri Albay Refet Bele’ye hediye olarak vermiştir. 
    Aydın işgal edildikten sonra birinci kurtuluşunda 30 Haziran 1919 da maiyetindeki kızanlarla birlikte kuzeyden Aydın’a girerek düşmanın Germencik’e kadar sürülmesinde önemli başarılar elde etmiştir. Ancak bu birinci kurtuluş üç gün sürmüş, Yunan kuvvetleri daha büyük takviyeler alarak tekrar saldırıya geçmişler. Aydın’ı yeniden işgal etmişlerdir. Aydın’ın bu işgali 7 Eylül 1922 tarihine kadar devam etmiştir. 
    Umurlu Köşk Cephesinde Efelerin büyük gayretleri sonucunda düşman buradan ileriye 13 ay 8 gün geçememiştir. Bu zaman düzenli ordunun kurulması için ilaç gibi gelmiştir. Diğer bir deyişle düşman Polatlı önlerine 13 ay 8 gün sonra varmıştır. Köşk cephesinde de Danişmentli İsmail Efe çok büyük yararlılıklar göstermiştir. Ödemiş tarafında Yunanlılar Gökçen Efe’yi sıkıştırınca Üçyol savaşı başlamış, Aydın’ın kuzeyinden Yunanlılar tarafından kuşatılmaması için diğer efeler gibi Danişmentli İsmail Efe’de bu cephede maiyetiyle birlikte çok faydalı olmuştur.  
    13 ay 8 günlük bir direnme sonucunda Efeler burada bir destan yazmışlardır. Düzenli ordunun saldırıya geçmesiyle efelerin de büyük katkılarıyla düşman 5 Eylül 1922 günü Nazilliden, 7 Eylül 1922 günü de Aydın’dan, 9 Eylül 1922 günü de İzmir’den bir daha gelmemek üzere denize dökülmüştür. Bu savaşların kazanılmasında efelerin oynadığı rol hiçbir zaman inkâr edilemez. Savaş sonunda TBMM tarafından Yörük Ali ve Demirci Mehmet Efe’ye, Albay, Danişmentli İsmail Efe’ye de binbaşı rütbesi verilerek ayrıca kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edilmiştir. Şu anda kızı Huriye babasından yetim aylığı almaktadır.

-------------------ŞİİR KÖŞESİ-------------------

DA­YAN­MAZ BUNA YÜREĞİM
Be­nim­le ve­da­laş­ma ne olur
Da­yan­maz buna yü­re­ğim
Ya­nım­day­ken bile has­re­tim sana
Da­yan­maz buna yü­re­ğim.

Bak çisil çisil yağ­mur ya­ğı­yor
Her damla göz­yaş­la­rı­ma ka­rı­şı­yor
Be­de­nin gitse de inan ruhun be­nim­le
Kal­bi­min en müs­tes­na ye­rin­de ka­lı­yor.

Rüz­gâr­lar saç­la­rı­nı da­ğıt­ma­sın
Dök­me­sin ağaç­lar yap­rak­la­rı­nı
Kış bit­sin artık, bahar yaz gel­sin
Ayaz­lar rü­ya­la­rım­dan uyan­dır­ma­sın.

Göz­yaş­la­rım usul­ca sü­zü­lecek ya­na­ğım­dan
Diz­le­rim tit­re­yecek, tut­ma­ya­cak he­ye­can­dan
Tek eme­lim var, artık ölsem de gam yemem
El­ve­da der­ken öpsem du­dak­la­rın­dan.
Emin ÇELİMLİ - AYDIN

--------------------------------------------------

          HALİDE

Tatlı hayaller kurup, türküler yakıyordum
Anan olur belki de bana kayınvalide
Sen bulvarda yürürken uzaktan bakıyordum
Ey güzeller güzeli can yoldaşım Halide.

Yanlış yolda olanı kırmadan yeriyordum
Tüm benliğimle beni, ben sana veriyordum
Masmavi gözlerine baktıkça eriyordum
Ey güzeller güzeli can yoldaşım Halide.

İş giriş-çıkışında hep seni izliyorum
Geçeceğin yollarda bekleyip gözlüyorum
Geçmediğin günlerde gerçekten özlüyorum
Ey güzeller güzeli can yoldaşım Halide.

Hayat iksiri saklı vermediğin busende
“Benim bir sevgilim var, git yoluna” desen de
Başka bir düşüncem yok, aklım fikrim hep sende
Ey güzeller güzeli can yoldaşım Halide.

Gamdan, kederden uzak her zaman şenlenelim
Dünya gezegeninde seninle eğlenelim
Ne olursun gel bana evet de evlenelim
Ey güzeller güzeli can yoldaşım Halide.
 
          Albeni AKÇAY -NAZİLLİ

---------------------------------------------

DOSTA SİTEM SEVGİDEN 

Arayınca bulunur herkeste biraz kusur
Dosta sitem sevgiden, kırmak değildir niyet
Burada sohbet tatlı, beklenen yalnız huzur
Muhabbete, gül yüze gönüller açık elbet.
 
Herkes eşit şartlarda kimsenin fazlası yok
Kiminde şair ruhu, kiminin nüktesi çok
Bazen öyle bir yazar yaydan çıkar zehir ok
Ya zincire vurur söz, ya da ceza müebbet.
 
Hasretle yanar şiir, kalemi aşka banar
Ah ile inleyene gün gelir bade sunar
Sevdalanır her mevsim güllere bülbül konar
Aşığın gözü yaşlı, ama etmez şikâyet.
 
İhanete tahammül istemek haddi aşar
Dolu testi ne yapsan üstüne almaz taşar
Şeytanın ne işi var, cennette melek yaşar
Can cana olmalıyız hep güleceksek şayet.
 
Ben, sen değil biz varız aynamız kristalden
Bize bizden fayda var, öğün gelir mi elden
Mademki bağlanmışız çalarız aynı telden
Ödetmeyiz kimseye yen içinde bir diyet.

      Şerife APAYDIN – İZMİR

------------------------------------------------------

        BİLMEN YETER 

Güneşim olmazsan eğer, yıldızım ol
Isıtmasan da olur, göreyim yeter
Mor dağlarda, mor menekşem ol
Koklayamasam da, varlığını bilmem yeter.

Yüreğimin tek sahibi, sultanı ol
Alnımın teri, bağrımın yanığı ol
Her gün yolunu gözlediğim yolcum ol
Gelmesen de, varlığını bilmem yeter.

Dudağımda tebessüm, gözlerimde yaş ol
Kulağımda ses, yollarda serabım ol
Evimin her köşesinde hayalim ol
Dokunamasam da, varlığını bilmem yeter.

Önemli değil, seven ben, sevilen sen ol
Vurulan ben olayım, avcı sen ol
Yanık türkü olayım, sazım sen ol
Telin olmasa da, varlığını bilmem yeter.

Nefes alamaz oldum, bari ciğerim ol
Çile, ızdırap ben olayım, tesellim sen ol
Sana aç susuz öleceğim, Azrail’im sen ol
Canımı alsan da, varlığını bilmem yeter. 

         Emin ÇELİMLİ – AYDIN

---------------------------------------------------------

SENSİZLİĞİ YAŞIYORUM 

Gördüğüm günden beri aşığım anlasana
Bak sana geldim işte, hadi aç gözlerini
Yıllardır sensizliği yaşıyorum bak bana
Bak sana geldim işte, hadi aç gözlerini. 

Sonsuz maviliklere gel beni yeniden sal
Gel de gönül ufkumda bir ömür boyunca kal
Bu can bu aşk senindir durma çekinmeden al
Ban sana geldim işte, hadi aç gözlerini. 

Yaşadığım sürece sana bakacak gözüm
Sen yoksun ya yanımda bilmem kime bu sözüm
Sensin yalan dünyada sensin ateşim, közüm
Kapına geldim işte, aç haydi yüreğini.

        Aydan ERDURAK – İZMİR

-------------------------------------------------------

BİLMEM Kİ NEDENDİR 

Bilmem ki nedendir karasevda beni bulmaz
Solmaz güzelim hiç niye güller bağı solmaz
Narın beni yaksa bile sevda yolu bitmez
Olmaz güzelim senden uzak mutluluk olmaz. 

      Engin ÇIR – İZMİR