Bugün 23 Nisan…


Hü­zün­le­ni­yor İnsan!
Ne yazık ki artık 23 Ni­san­la­rı kut­lar­ken coşku için­de “neşe do­la­mı­yo­ruz…”
23 Nisan bay­ra­mı artık –sanki sa­de­ce- bir çocuk bay­ra­mı ha­li­ne dö­nüş­tü­rül­müş­tür…
Oysa 23 Nisan, Pa­di­şah dü­ze­ni­nin Or­ta­çağ’a geri gön­de­ril­me­si­nin ve müh­rün on­la­rın el­le­rin­den alı­na­rak halka tes­lim edil­me­si­nin bay­ra­mı­dır.
Ege­men­li­ğin “gök­ler­den yere in­di­ri­le­rek” hal­kın ira­de­si­ne devir ve tes­lim edil­miş ol­ma­sı­nın bay­ra­mı­dır…
Bu pen­ce­re­den bak­tı­ğı­nız­da 23 Nisan, ger­çek­te bir uy­gar­lı­ğın ve çağ­daş­lı­ğın en önem­li ba­sa­ma­ğı­dır; de­mok­ra­si eşi­ği­dir…
Ül­ke­mi­zin bugün için­den geç­mek­te ol­du­ğu tü­ne­lin alaca/ka­ran­lı­ğı için­de de olsak, ge­le­ce­ğe bu bi­linç­le ve bu umut­la ba­kı­yo­ruz; bak­mak zo­run­da­yız.
Ko­şul­lar ve süreç neyi ve ne­le­ri da­ya­tır­sa da­yat­sın, neh­rin kay­na­ğı­na doğru yü­ze­me­ye­cek­ler­dir…
Akın­tı­ya karşı uzun süre kürek çe­ke­me­ye­cek­ler­dir…
Ge­lecek, ço­ğul­cu de­mok­ra­tik sos­yal hukuk dev­le­ti­nin ve halk ege­men­li­ği­nin­dir.
Tü­ne­lin ucun­da­ki ışığı şim­di­ler­de açık-se­çik gö­re­mi­yor­sak, bunun so­rum­lu­lu­ğu da biz­de­dir; he­pi­miz­de­dir.
Or­ta­çağ, ta­rih­sel süreç için­de ev­ren­sel ge­liş­me­nin bir du­rak­la­ma dev­ri­dir.
Ama aynı za­man­da uy­gar­lı­ğın ku­luç­ka sü­re­ci­dir.
Bir adım öte­sin­de ise, Ay­dın­lan­ma Dev­ri­mi’nin ayak iz­le­ri var­dır.
Ül­ke­mi­zin bizce en temel so­run­la­rın­dan bi­ri­si; cum­hu­ri­ye­tin, de­mok­ra­si­nin ve tüm ay­dın­lan­ma de­ğer­le­ri­nin Gazi Paşa ta­ra­fın­dan “yu­ka­rı­dan aşa­ğı­ya” inşa edil­miş ol­ma­sı­dır.
Bu o gün için bir za­ru­ret­ti; kabul.
Ama bugün biz­le­re düşen bi­rin­cil görev, söz ko­nu­su de­ğer­le­ri bu kez aşa­ğı­dan yu­ka­rı­ya ye­ni­den inşa et­mek­tir.
Evet…
Bu ya­zı­lan­la­rı her­kes bi­li­yor, an­lı­yor, idrak edi­yor ama…
İş, bu he­de­fe biz­le­ri ulaş­tı­ra­cak olan yol-yor­dam, st­ra­te­ji-tak­tik, bi­linç-öz­ve­ri, bi­lim­sel dü­şün­ce ve öz­ve­ri­ye ge­lin­ce…
Ne­den­se ve her ne­den­se…
Bir­leş­mek, hoş­gö­rü, sabır ve me­ta­net gibi kav­ram­la­ra tu­tu­na­mı­yo­ruz…
Peki niçin?
Bizce; ben­cil­lik, öne çıkma, kol­tuk-ka­ri­yer hırsı gibi “ye­te­nek­le­ri­miz” yü­zün­den…
Ve bütün bun­la­rın hepsi ne­de­niy­le!
Bizi için­de bu­lun­du­ğu­muz ba­tak­lı­ğın için­de tutan temel unsur işte bu “hepsi”dir…
Hepsi’den iba­ret­tir.

Bütün bu dü­şün­ce­ler­le he­pi­ni­zin Milli ege­men­lik Bay­ra­mı­nı­zı kut­lu­yo­rum.
Siz­le­rin de ço­cuk­lar!

www.​so­ru­yu­sor­mak.​com