100 il- Bin ilçe

Yerel seçime henüz dokuz ay var, ancak hepimizin bildiği gibi 29 mayıs sabahı genel seçimi tamamlayan tüm siyasi partiler “durmak dinlenmek yok dokuz ay sonra yapılacak yerel seçimde en iyi neticeyi alabilmek için şimdiden çalışmalara başlayacağız” diye önce parti teşkilatlarına sonrada seçmenlerine hedef gösterdiler.

Türkiye’de an itibarı ile 81 il 900 civarında ilçe ve büyükşehir olmayan şehirlere bağlı önemli sayıda belde var, Dolayısı ile seçmen anılan tarihte belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini ve il genel meclis üyelerini seçmek adına sandık başına gidecekler.

Ancak MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Yeni anayasa değişikliği ile birlikte “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Türkiye’ye 100 il ve bin ilçe yakışır” şeklindeki açıklaması bir anda gündemi değiştirdi.

Bahçeli’nin bu açıklaması ilk anda büyük bir heyecan dalgası yarattıysa da bu şekilde bir değişikliğin şimdi değil ancak dokuz ay sonra yapılacak yerel seçimlerden sonra hayata geçirilebileceği seçimden önce yapılacak uygulamanın beklenti içerisine girecek ilçeler üzerinden büyük kırgınlıklara yol açacağı yazılıp çizilmeye başladı.

Bu il olma ilçe haline gelme meselesine bir hayli kafa yormuş ve oluşumun içerisinde bire bir yer almış birisi olarak söyleyeceğimiz şey “Bu mesele bir şekilde konuşulmaya başlandığında artık hiçbir şekilde geri dönüşü yoktur” şeklindedir.

Normal şartlarda nüfusu yada coğrafi özellikleri dolayısı ile il yada ilçe olmaya hak kazanmış yerleşim merkezlerin herhangi bir siyasi mülahazaya gerek kalmadan il yada ilçe olması hemen herkesin ortak temennisi.

Ancak Türkiye gibi aldığımız nefesin bile siyaset olduğu bir ülkede il yada ilçe olma kriterlerinin de siyasi rüşvet olarak değerlendirilmesi iktidarlar tarafından çok normal karşılandığından bu meselenin bile anında suyunun çıktığına şahit oluyoruz.

Son birkaç gündür ismi il olacak ilçelere bakıldığında nerede ise tamamının il olmayı hak ettiği gerçeği ortaya çıkacaktır,

-İlçe nüfusunun il nüfusundan fazla olduğu ilçeler var

-Coğrafi olarak bağlı olduğu il merkezi ile uzaklık dolaysı ile nerede ise ilgisi kalmamış ilçeler var

-Stratejik olarak nüfusu yada yüzölçümü yetmese bile il olması mecburiyet haline gelmiş ilçeler var.

Böylesi yerleşim merkezlerinin yukarıda belirttiğimiz gibi seçimden seçime akıllara geçmesi değil, “-Bize oy verirseniz sizi il yaparız “şeklinde siyasi rüşvete bağlı olarak değil gerçekten il olması gerektiği için o yapılanma içerisine girmesi gerektiği andan itibaren düğmeye basılması gerektiğine inanıyoruz.

Biz kendimiz bildik bileli seçim öncesi il olmaya namzet ilçelerin meydanına miting yapmak için gelen çok sayıda lider “-bize oy verirseniz sizi il yapacağız” sözünü verip o yerleşim merkezinden ayrılıyor, Seçmende lidere inanıp oy verdikten sonra ilgili lidere “-Biz sözümüzü tuttuk sizde sözünüzü tutun bizi il yapın” diyor anma o andan sonra ara ki il sözü veren lideri bulasın.

Bu sözünü ettiğimiz olumsuzluklardan seçmende bıktı usandı, partilerde usandı ancak her seferinde bu tür olmayacak işlere inanan hatırı sayılır miktardaki bir seçmen kitlesi “belki bu sefer olur” düşüncesi ile tarafı olduğu siyasi partinin liderine inanıyor.

Sonuç hüsran.

Biz gerçekten yorulduk bu vaatlerden.

Olması gereken olsun, İl yapıldığında o bölgede yaşayan vatandaşların hayat şartları değişecekse o yerleşim merkezi il yapılsın.

Aynı sıkıntıları yaşayacaksak  Kaymakamlık tabelasının kaldırılıp yerine Valilik tabelasının asılmasının kime ne faydası olacak ki.?