Zor dostum zor...
- 31 Mayıs 2019 Cuma
Bir çocuk düşünün, sahici bir çocuk…
Örneğin henüz “reşit” değil; yani hukuken “iyiyi kötüden
ayırma yeteneğinden [henüz] yoksun…”
Alından elinden onun oyuncağını, durum vahimdir: avaz avaz
ağlar; sızlanması doğaldır.
Ama bir de oyuncağını kendi düşürüp, kırmışsa… Biteviye ağlama
bu kez avaz avaz haykırmaya dönüşür…
“Kendi düşen
ağlamaz,” demiş büyüklerimiz…
Ama, şöyle bir durup/dinlenin; soğukkanlılıkla, vefa duygusu
ve sağduyu ile sorgulayın: Dinleyen kim; enini-sonunu düşünen kim?..
Çocuğun ağlaması, haykırmaya dönüştüğünde o küçücük bedinin hırs
küpü dolar ve ortalığa sızar, hatta taşar…
Yerlere yoğun ve pis kokulu atık maddeler bulaşır.
Silinir mi bu pislik?
Evet, bir yer bezi ve arap sabunu ile ovalarsınız, temizlenebilir.
Ama kırılan cam şişeyi hiçbir zaman yapıştıramazsınız.
Fakat…
Gönül şişe değildir.
Akıl ile hırs arasındaki ilişkide [tabii ki zaman içinde]
galip gelecek olan eninde/sonunda, akıldır.
Akıl çocukta var mıdır?
Pek yoktur, ama öğrenilebilir, kazanılabilir…
Çocuklar da günün birinde büyüyüp, olgunlaşabilir.
Aynaya bakıp kendilerini gerçek boyutları ile görüp,
algılayabilir.
Hırs, öfke, düşmanlık ve zehir saçan kindarlık duyguları
aslında “safkan” bir çocukta yoktur.
Sözlerimiz –lafın gelişi- bir türlü büyümeyenlerle ilgilidir.
Hırslarının üzerini çiğneyip; içlerinde hoşgörüyü, özveriyi
ve sevecen duyguları yeşertmeye niyeti olanlar için ettiğimiz kelamlar
meclisten dışarıdadır.
Küçük kız çocuğunun elindeki bebek; oğlan çocuğunun beline
taktığı tabanca, -zamanla- çevre değerleri, siyasetin günlük reklam spotları ve
kişisel reklam araçları gibi yeni oyuncaklara dönüşebilir…
İnsan, vitrinde olma tutsaklığına kendisini gömüp, tevazu
denen en yüce erdemi bir kenara bıraktı mı, çivisi yerinden oynamış bir
ihanetin kemerini beline doladı mı, biricik hazinesi olan manevi varlığını da topuğundan
[kendi elleri ile] vurmuş demektir.
Topuktan vurulmak hayati bir risk oluşturmaz, doğrudur.
Ama insanda topallama yaratır, en düz yolda ilerlerken bile tökezlenmeler
oluşturur.
Dümen sapmaya görsün, tekne rotasını bir kez şaşırdı mı, türküsü
bile vardı sürüklenilen bu acıklı durumun:
-
Zor dostum zor!..
@farukhaksal42
farukhaksal@gmail.com
www.akceder.com
www.haksal.av.tr