Türk siyasetinin mecrası...
- 09 Mayıs 2018 Çarşamba
İktidarı
ile, muhalefeti ile bu ülkenin siyaset
encümenlerine bir şeyler oluyor,
Yoksa
bu kadar çöküm, bu kadar kokuşmuşluk,bu kadar eskimişlik olmaz.
Genç
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yönetimlerine el vermiş siyasi kadroları
nedendir böyle yıpranmışlığa girerler,
Dışa
bağımlı siyasetten mi?
Yoksa
dışarıdan projelendirilmişliğin bedeli mi?
Bakınız
Genç Cumhuriyetin siyaset arenasına, bir proje karşılığı kurulmuş dilekçe
partilerine, ya da siyasi yöneticilerine hepsi de siyasi hayatlarında çok çabuk
yıpranıyor,yorgun düşüyor ve hata üzerine hata yapmaya devam ediyor.
Siyasi
yelpazeyi inceleyelim,
Önce
dünyamızı inceleyelim,sonrasında da ülkemizi.
ABD
ve AB ülkelerindeki Liderler sağlık yönünden fazlaca yıpranmışlıkları pek
yoktur,
Siyasi
yıpranmışlıkları dışında,
Elbette
iktidardaki siyasetçiler eğer toplumun
gerisine düşerlerse elbette yıpranıp yok
olmaya yüz tutmuşlardır,
Bu
da siyasetin doğasında vardır.
Liderlerin
siyasi tavır ve davranışlarını incelersek
fiziki,bedensel yıpranmışlık pek gözlenmez,
Fazlaca
yorulmazlar,
Oradan
oraya koşuşturmazlar,
Mitingler
yoktur onların siyasi yaşamlarında,
Hep
birlikte çıkarlar TV ekranlarına,
Ülkelerinin
en ücra köşelerinden izlenirler,takip edilirler kitlelerine ulaşırlar
kolaylıkla.
Ama
o liderler ülkenin ücra köşelere kadar gitmezler,
Rahmetli
Demirel’in tabiri ile,çıkarlar “KARA
KUTUNUN ÖNÜNE”, yani TV’ lere karşılıklı olarak siyasi projelerini
sunarlar,tartışırlardı,
Medeni
bir şekilde birbirlerine hitap ederek projelerini,düşüncelerini sunarlar sonuç
almaya çalışırlar.
Ya
bizde!..
İl,il
İlçe,ilçe,
Köy,köy
dolaşılır,
Tüm
yerleşimler Parti bayrakları,Aday Resimleri v.s.
Çevre
Pisliği,kirliliği,
Yetmez
Milyon tl.lik harcamalar,,
Sonuç
korkunç bir Ekonomi israf, elde kalan bir o kadar da çevre kirliliği
Neticede
varılacak olan yer Medya gücünü kullanan
iktidarı göğüsler.
İşte
bu nedenledir ki bizdeki siyasi liderler
TV ekranlarına çıkıp tartışmazlar,
Sırtını
sermayeye,dış güçlere dayayanlar
TV
ekranlarını satın alıp,
TV’leri
ele geçirip Ekranları kullanarak kitlelerine ulaşırlar,yönlendirirler
Hedeflerine
ulaşırlar.
Düşünün
bu ülkede kaç tane siyasi parti Seçimlere katılıyor,
Bunların
en irilerinden birkaç tanesi bu yönteme baş vurduğunda buna ne TV ekranları
yeter, ne de Ekonomik güç,
Halbuki
bu ülkede birkaç TV kanalı ülkenin en ücra köşelerine ulaşabilmekte,
Bu
kanallarda yapılacak Liderlerin söyleşileri tarafsız oturum yöneticilerin
elinde yapılmış olursa hem ülke ekonomisi,
Hem
çevre değerlerimizin kirlenmemesi,
Hem
de tüm seçmen kitlesine ulaşılmış olması daha iyi,güzel olmaz mı?
Bu
olgunluğa ulaşmış kaç siyasi liderimiz var ki!..
Yıllar
öncesi yaşanmış bu uygulamalar var iken daha çok kitleyle iletişim
kurulabiliniyordu,
Ta
ki 1980 de “bizim Çocukların başarılarına kadar”.
Ya şimdi,
Ekonomik
gücü elinde bulunduran,TV’leri ele geçirebilen,
Yandaş Medya yaratabilenler bu işi bitiriyor,
Bu
sefer de öyle mi olacak ,
Göreceğiz.