Sahil sanki Pazar tezgahı
- 29 Eylül 2018 Cumartesi
Yiğit yattığı yerden
belli olurmuş. Ben ata sözlerine çok inanırım. Hepsi gerçek yaşanmışlığın
sözleridir. Bu yıl kadar sahildeki rezaleti hiç görmemiştim. Hani İstanbul’da
denizden her şey çıkıyor diye magazin haberleri oluyordu. Hatta Yeşilçam
filmlerinde bol miktarda gördüğümüz tabloda, domatesinden biberine kadar,
patatesinden soğanına kadar, oto lastiğinden çizmeye kadar her şeyi bulma
şansına sahiptin. Bir zamanlar yine sinemada, balığın olmadığı bir zaman ile
alay konusu olan sahnede, oltaya takılanlar seyirciyi oldukça güldürmüştü.
Boğazdaki balık avında oltaya takılanların başında kadın çamaşırı, çaydanlık
takılırken, acaba balık çıkar mı diye de alay konusu olmuştu.
Gelelim şimdi günümüzün
sahil kenarlarına. Bence hiçbir farkı kalmamış ta ki o meşhur Yeşilçam
furyasının olduğu dönemlerden. Hatta fazlası var eksiği yok. O yıllarda hazır
çocuk bezi mesela yoktu. Şimdi o bile çıkıyor. Kedi köpek maması çıkıyor.
Nerede o eski günler hey gidi hey. O tarihlerde kedi köpek maması nerede. Keşke
olsaydı. Gerçi kedi ile köpekler o tarihlerde denizden gelecek olan mamalara
tenezzül bile etmezlerdi. Şimdi ise kim mama verirse onun peşinde kuyruk
sallıyorlar. Yalakalık diz boyu. Ne olacaktı sanki, koskoca adamlar bir paket
makarnaya tav oldukları bir ülkede, köpek ve kediler ne yapsın. Elbette onlar
da bir şeyleri öğrenecekler. Bir zamanlar evcil hayvanlar insanlaşıyor demiştim
de kimse oralı olmamıştı. Bu çok doğru bir kelimeydi. Gidin ve kendiniz görün
deniz kenarında. İnsanların kıyıya bıraktığı kirliliği onlar yapmıyor. Mesela
insanlar çişi geldiğinde denize girerek işini görüyor ama köpekler sadece
serinlemek için giriyor. Hatta etrafına bakarak acaba insanları rahatsız eder
miyim diye düşünerek girdiğine şahidim.
Yalan demeyin sakın. İspatlarım.
Akbük sahilinde
engelliler için belediyenin işletme izni verdiği yerde şöyle bir gezinti
yaptım. Şezlonglar güzel, masalar güzel, şemsiyeler yerli yerinde. Fakat bir
sıkıntı var. En az üç kişinin çalıştığını gördüm. Sahil kısmında ise, yenen
pidenin plastik kabı kıyıda denizin üstünde oynaşıyor. Her yerde pet şişe dolu.
Müşterilerinin arasında çöpler kaynıyor. Delikanlı yattığı yerden belli olur
sözünü sanırım bilmiyorlar. Bu sahili bu sitelerde oturanlar ile bu hale
getirdik. Her gün sabah kendini bilen dostlar toplanarak kıyıda bulunan taşları
temizledik ve şimdi tertemiz kum bir sahil var. Bunu denize gelen yakın site
sakinleri bu hale getirdi. İnsanın içinde olacak. Para kazanan bir müessese,
boş zamanında buradaki taşları kendisi temizleyebilir. Hizmet sadece orada
oturanlara çay taşımakla olmuyor. Ben olsam o sahili cennete çeviririm ve kimse
oradan bir yere gitmez. Para böyle kazanılır sevgili kardeşim.